Keyifli okumalar! 📚📱😍💕
Salonun ortasında halay çekmem için beni dürten ruh halim için artık yapılacak bir şey yoktu. Raydan çıktığı aşikardı. Bir an önce fakülteye varıp derslerimin bitmesini beklemek istiyordum. Ancak evden hala çıkamamıştım. İçimde ne zaman biteceği belli olmayan bir enerji vardı. Benim dışımda, içimdeki enerjinin bir benzerini kendilerinde barındıran birileri daha vardı... Telaşlı bir güne uyanan anne ve babam aldıkları pide siparişlerini yetiştirebilmek için yine sabahın erken saatlerinde uyanmışlardı. Rüya mı? Rüya gece boyu ağlamanın acısını uyuyarak çıkarıyordu. Kapısını kapatmakla kalmamış bir de kilitlemişti. Onunla konuşmama izin vermiyordu. Attığım birkaç mesajdan sonra da telefonunu kapatmıştı. İnadı inattı bir kere... Tüm gün kapalı da kalabilirdi, birkaç gün de... Ya da hemen açabilirdi. Sağı solu belli olmadığından...
''Yanlış olmasın, Hanım, iki yüz elli tane yapalım biz.'' Masaya oturduklarından beri çaylarını yudumlayıp bir yandan istişare ediyor olmalarını büyük bir ilgi ile izliyordum. Bir elim çay bardağını kavramışken diğer elim çenemdeki yerini almıştı. ''Ben de kafa mı kaldı, Allah aşkına? Hatırlamıyorum işte. Ha iki yüz ha iki yüz elli...''
Bir şeyleri bir anlığına kaçırmış olduğuma inanamıyordum. Ne ara sakin konuşmaları hararete dönüşmüştü, anlayamamıştım. ''Fazladan yapma ihtimalimizi var sayarsak bu tam anlamıyla israf olur.''
''Ne israfı, Meliha? Fakir fukara ne güne duruyor? Veririz onlar yer.'' Annem babamın bu sözüne hak verdiğinden mütevellit sesini çıkartmadı. Babam birkaç saniyeliğine bakışlarını tavana çevirdi ve sağ gözünü kapattı. Babamın düşünme şekliydi bu. Bir gözü mutlaka kısılır ve dudaklarını aralayıp fısıldardı. ''Biz en iyisi üç yüz tane yapalım. İki yüz otuz adetin ücretini alırız, gerisi bizden olur. Artanı da veririz garibanlara, he? Ne dersin hatun?''
Annem itiraz etmenin bir faydasını göremeyeceğinden emindi. O yüzden başını sallamakla yetindi. Onu onayladığında kendisine ve babamın henüz bitmemiş çay bardağına el atıp tazelemek için ayağa kalktı. ''Bence iyi bir fikir. Hem işlerin de açıldı, çok şükür. Sadaka niyetiyle dağıtırsın.'' Boğazımı temizledim. ''Dağıtırız.''
''Aynen öyle, kızım.'' Çayımı içip ayağa kalktım. ''Bugün seni Yekta götürecek.'' Sandalye üzerine astığım çantamı omzuma takıp babamı dinlemeye devam ettim. ''Hava felaket!'' Bakışlarım dışarıyı bulduğunda babama hak vermiştim. Ancak Yekta'yı meşgul edecek kadar kötü değildi. Birazcık abartıyor olabilirdi. Annemin getirdiği sıcacık çay içine bir şeker atıp karıştırdı. İtiraz edeceğimi anladığında konuşmasını sürdürdü. ''Yekta aşağıda, seni bekliyor.'' Önce babamı sonra da esnemek üzere dudaklarını aralayan ama elinin tersi ile buna engel olmaya çalışan annemi öpüp evden ayrıldım.
Apartman çıkışında, arabasında gözlerini kapatmış, hafiften tebessüm eder gibi duran Yekta, cama tıklatmam ile irkildi. Aracı çalıştırıp binmem için bekledi. Camı aralayıp konuştu. ''Ee, hadi, gelsene...''
''Yok, ben minibüs ile gitsem daha iyi olur. Sen de eve git ve uyu.''
Aracın kapısını açtı ve aşağı indi. ''Ya sen delirdin mi? Osman amca seni fakülteye bırakmadım diye bana ne yapar, biliyor musun?'' Kolumdan tutup aracın diğer tarafına doğru beni yürüttü. ''İşkence! Nefret ettiği kim varsa hepsinin hıncını benden çıkarır.''
''Abartma, Yekta.''
Babamın balkondan gelen sesi üzerine kolumu bıraktı ve ceketini düzeltti. ''Ne oluyor bakayım orada?''
''Osman amca, kızın benimle gelmeyi reddediyor.''
Yıllar sonra ispiyonlanmış olmak garipti... ''Bahar, bin çabuk şu arabaya!'' Omuz silktiğimde inatlaşan o küçük Bahar'ı hatırladım. Kaşlarımı çatıp kollarımı göğsümde birleştirirdim. Belli ki o Bahar hala benimleydi. ''Bahar!'' Göz dağı verdiğinde aracın kapısını çoktan açan Yekta geri çekildi ve binmem için bekledi. Çok geçmeden araca bindiğimde babamın sesini son kez işittim. ''Dikkatli olun!'' Yekta elini kaldırıp babamı selamladıktan sonra yerine geçti.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mefhum | Fasl-ı Bahar (İlk Aşk-İlk Duygu)
Teen FictionBismillahirrahmanirahim -Düzenleniyor- Olacaklardan haberleri var mıydı dersiniz? Büyük bir olasılıkla hayır. Tanışmaları onlar için bir mucize miydi? Kesinlikle! Bahar'ın hayatına ansızın giren, babasının açtığı fabrika ve şirketin sorumluluğun...