AŞK

1K 78 32
                                    

Evde ki herkes Onew in çağrısıyla sofraya oturmuştu.

Key kendini hayatında ilk defa bu kadar sıkışmış hissediyordu, bir yanında Minho- ki bundan asla şikâyetçi değildi yanlış anlaşılmasın- diğer yanında Krystal oturuyordu. İşte onu sıkan taraf buydu. Krystal eve girdiğinden beri Key e neredeyse nefes aldırmamıştı. İltifatlar flört gülümsemeleri Key in gerçekten kafasını karıştırıyordu. Minho dan gelen rahatsızlık hisside ekstra gerilim katıyordu olaya. Kendini Jonghyun ve Taemin i izleyerek sakinleştirmeye çalıştı. Minho ile bu ikisinin yarısı kadar olsalar bile mutlu olacaktır.

Taemin, jonghyun un tabağına bir parça kimchi koydu. Jonghyun önce tabağına baktı şaşırmıştı sonra taemine baktı. Taemin kafasını önüne eğmiş tabağıyla ilgileniyordu. Utandığını fark edince taemin ile oynamanın eğlenceli olacağını düşündü. Kimchi yi çubukların arasına sıkıştırıp taeminin suratına doğru uzattı. “insan şu etten koyar tabağıma kimchi mi sadece?” taemin onun söyledikleriyle hem şaşırmış hem de hayal kırıklığına uğramıştı. O onu düşünüp incelik etmeye çalışırken jonghyun un söyledikleri kelimenin tam anlamıyla hayvancaydı.

“yemeyeceksen ben yerim hyung.” Diyip kimchi ye uzandı. Jonghyun son anda kendine çekip kimchi yi ağzına attı. Taemin gözlerini devirip tabağına döndüğünde tabağında duran bir parça ete gülümsedi. İşte onun hayvanı arada böyle sevimlilikler yapıp evcilmiş gibi davranabiliyordu.

Minho ise kafası atmış bir şekilde artık Sulli nin söyledikleri kesinlikle umurumda değil bu gecenin bitmesi için dakika sayıyordu yoksa Krystal e zarar verecekti. Çok saçmaydı olanlar, Krystal her şeyi bilirken neden böyle davranıyordu? Bazı pis kokular alıyordu. keyin baktığı yere bakınca jonghyun nun taemin ile uğraştığını görüp sırıttı. Keşke key ile bu ikisi gibi olabilselerdi ama imkânsız görünüyordu. Jonghyun nun ayağını hafifçe ittirip ona bakmasını sağladı. Sadece dudaklarını oynatarak ‘fazla uğraşma kızardı.’ dedi. Jonghyun sırıtarak kafasını salladı minho da ona sırıttı.

“neden aralarına giriyorsun?” minho sese dönünce key in keyfi kaçmış suratını gördü. “taemin i kendime istiyorum ondan.” Dedi dalga geçerek ama key in dalgasını anlamadığını fark etti. Zaten beyaz olan ten bir ton daha beyazlamıştı gözlerinin önünde. “dalga geçiyorum Key. Asla taemin e o gözle bakmadım.” Diye fısıldadı kulağına key in biraz gevşediğini görünce o da rahatladı.

“ne konuşuyorsunuz key oppa fısır fısır?” diye konuşmaya atladı Krystal. Minho hayatında ilk defa bir kıza vurmayı ciddi ciddi düşünüyordu. Key in gözlerini devirdiğini fark edince onunda bu durumdan hiç mutlu olmadığını fark etti. Bu biraz ona iyi hissettirmişti.

O sırada onew artık daha fazla yiyemeyeceğini fark etmiş masaya oturduğundan beri girdiği yemek transından çıkıp masadakilere bir göz attı. Etraftaki yoğun garip his onu korkuttu. Özelliklede minho dan gelen negatif enerji korkunçtu. İnsanları artık sofradan kaldırma vaktinin geldiğini anladı.

“evet, hadi sofrayı toplayalım.” Herkes Onew in dediğiyle ayaklanırken krystal Key in kolundan tutup kalkmasına izin vermedi.

“ağzının kenarının da bir şey kalmış oppa.” Tam elini key in ağzına uzatıyordu ki key geri çekildi. Minho onu kenara çekmişti.

“biraz konuşabilir miyiz Krystal?”

“ne konuşacağız?” diye karşılık verdi minho ya. Minho iyice kafası atmadan önce krystal i odadan çıkarıp mutfağa soktu.

key ve Taemin peşlerine gidecekken sulli ve onew onları durdurdu.

“alt tarafı konuşacaklar çocuklar belli ki özel rahat bırakın.”

Dedi onew onları kanepeye oturttururken.

Minho krystal e karşı hala sabırlı olmaya çalışıyordu.

“ne yaptığını sanıyorsun krystal?”

“ne yapıyormuşum? Neye bu kadar kızdın?”

“ne olduğunu gayet iyi biliyorsun!”

“hayır bilmiyorum. Söyle de öğreneyim.” Dedi krystal son derece sakin sesiyle.

“key e yaptıklarından bahsediyorum krysatal. Ağzının içine düştün!”

“alt tarafı flört ettim. Ne var bunda.” Dedi Krystal o sırada Sulli ye mesaj atıyordu.

“nasıl ne var bunda Krystal. Sabrımın sonundasın.”

“sana ne ki key ile flört etmemden?”

“key e aşık olduğu mu bile bile bunu yapman çok adice. Canı mı yakmak mı istiyorsun Krystal?”

Krysatal o an kapıda ki Key i görmeseydi bütün oyunu bozup minho ya gerçeği anlatacaktı minho yu öyle görmek onu da çok üzmüştü fakat keyi kapıda şaşkınca onlara bakarken görünce bastırdı.

“Aşıksın demek.” Dedi Krystal.

“Krystal dalga mı geçiyorsun? Bu nu zaten biliyorsun kaç yıl oluyor sen öğreneli.” Dedi minho içindeki sıkıntıyla.

“ba-bana a-aşık mısın minho?” dedi Key kapının köşesinden çıkarabildiği en yüksek sesle kurabildiği en uzun cümleyi kurmuştu o an.

Minho hızla ona döndü. Bir an inkâr etmeyi düşündü ama artık bu yalanla yaşamak istemiyordu. Ne olacaksa olacaktı artık. Minho gözünü karartı.

“evet öyleyim. Lanet olsun itiraf ediyorum sana deliler gibi aşığım şimdi istersen git bir köşede kus benden iğren benden nefret et ama gerçek bu seni kendimden çok seviyorum.”

Krystal in oturduğu sandalyenin yanındaki sandalyeye bir tekme attı tam mutfaktan çıkıp gidecekti ki key fısıldadı.

“bende seni.” Yüksek sesle söyleyecek gücü yoktu. Ne kadar zaman söylememek için kendini yırttığı şeyi şimdi söylüyordu. Söylerse gerçek olacaktı sanki gerçek olmaması için içinde saklamıştı bunca zaman. Şimdi minho nun yüzüne söylemek kolay değildi işte.

“ne dedin?” dedi minho duyduğu şeyden emin olması gerekiyordu. Boş umutlar onun için sadece acı getiriyordu.

“bende seni seviyorum!” dedi key avazı çıktığı kadar bağırmıştı bu sefer, minho o daha ağzını kapatamadan dudaklarına yapıştı. Key in gözünden bir damla yaş aktı eğer bu seferkide rüya ise intihar edecekti kesin kararı vardı. Gözünden yaş akarken minhonun dudaklarını öpmeye başladı. O minhonun alt dudağını öperken minhoda onun üst dudağını öpüyordu. Dudaklarını ayırıp keyin yanağında asılı kalmış gözyaşını öptü minho.

“bu rüya değil, değil mi?” dedi minho.

“bilmiyorum eğer rüya ise sonsuza dek uyumak istiyorum minho.” Minho onu yine öptü.

O sırada arkadaki gülüşmeleri duydular.

“rüya değil, şapşal bu ikisi.” Dedi sulli sırıtarak krystal e bakarken. Krystal pek yüz vermedi. Hala sinirliydi ta ki minho gelip ona sarılana kadar.

“demek bunu planlamıştın.” Dedi kulağına minho.

“tek başıma planlamadım.” Dedi krystal sulli yi gösterirken ona gülümsedi. Minho tam ona da sarılacakken sulli nin ateş atan bakışlarından korkup geri bastı. O sırada karnına hafif bir yumruk yedi.

“yine en iyilerden birini kaptın bakıyorum pis adi.” Dedi jonghyun kendi çapında minhoyu kutluyordu. Minho ona sarıldı.

“akıllı olsan o en iyilerden bir diğeri de senin olacak ama nerde sende o akıl?”

Jonghyun ona bir yumruk daha attı bu sözün üstüne bu sefer biraz daha acıtmıştı.

“ne demek istediğini anlamadım minho.”

“eminim anlamamışsındır hyung.” Dedi minho karnını tutarak sırıttı. key de taemine sarılmayı bırakıp minhonun yanına geldi. O sırada onew ağzındaki tavuk parçasını yutarak konuştu.

“oh be sonunda ben hep diyordum ama bu çocuklar ya sevişecek ya birbirini öldürecek diye. Ölmediğiniz için mutluyum çocuklar.”

Herkes onew in söylediklerini anlamak için iki saniye bekledikten sonra kahkaha atmaya başladı.

kullanıcı adı : minkey (yaoi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin