Minho nefes nefese kalmış koşmaktan ama en sonunda sevdiği adamı kolundan yakalayabilmiş keyi zorla kendine döndürür. Key içi acıyor ona döner.
“minho beni bırak şu an çok sinirliyim söylemek istemediğim şeyler söyleyeceğim.” Derken keyin sesi hiç titremediği kadar titriyordu. Minho elini yüzüne uzatınca kendini geri çekmeye çalıştı o an minhonun suratında gördüğü acıyla kendi acısı da katlandı. Minhodan istediği kadar uzaklaşamamıştı. Suratındaki el gözlerinin altında ki ıslaklığı sildiğimde key ağladığını fark etti. Minhonun karşısında ağlıyordu, onu aldatan adamın karşısında. Minho onu daha da sardı. Key ondan kurtulmak için çırpınmaya başlamıştı ama nafile, minhonun kolları ona izin vermiyordu.
“bırak minho!”
“bak çok saçma biliyorum ama göründüğü gibi değil Kibum… Gerçekten izin versen anlatacağım ama vermiyorsun.”
“ neyi açıklayacaksın? Benimle sevişirken aklına taemin in gelmesini mi anlatacaksın? Bunu duyacak kadar güçlü değilim.”
“benim mi aklıma sevişirken Taemin gelmiş? Key saçmalama senle sevişirken aklıma neden Taemin gelsin?” key o an minhoyu itmeyi başardı.
“yani aklına gelen kişi başkası öyle mi? Lanet olsun minho daha kaç kişi var? Senin için daha kaç kişiyle savaşabilirim?”
“key Taeminle olay sandığın gibi değil bir dinlesen hayatım bir anlamaya çalışsan beni?”
“seni daha kaç kere affedebilirim bilmiyorum minho! Yatağımda başkasını düşündün tamam olabilir dedim en azından bana değer veriyor bana karşı dürüst beni seviyor dedim ama bu son yaptığının hiçbir açıklaması yok! Onu öptün minho! Sen-onu-öptün! Ve şu an ben senin suratını görmek istemiyorum.”
“ne demek suratını görmek istemiyorum? Ben seninkine doyamazken sen benim suratıma bakmak istemiyorsun öyle mi?” minho bunları söylerken ses tonunu yükseltmişti.
“belki ben başkasını öpmediğim için minho ne dersin?” dedi key aynı sinirle.
“ben de öpmedim! Yani tabii ki öptüm ama ilişkimiz başladıktan sonra asla öyle bir şey yapmadım. Yapmamda key. Sen benim hayatımın ışığıyken bunu asla yapmam ben karanlıktan nefret ederim.”
“üzgünüm ama gözlerimle gördüm minho ve bundan sonra karanlıkta kalacaksın elini tutacak birini bulacağından eminim.”
“onu öpmedim diyorum! Jonghyun için yapacaktık tamam mı? O kıskanır belki diye. Senin yerine odaya giren jonghyun olmalıydı!” key minhonun bu dediğinin doğru olup olmadığını tartarken içinden bir ses bu adamın ona yalan söylemeyeceğine o kadar emindir ki mantığı hayır dese de kalbi yumuşamaya başlamıştır bile.
“bana inanmalısın Kibum dudaklarımı bile değdirmedim gerçekten onu kardeşim gibi görüyorum bunu biliyorsun. Bana bunu bildiğini söyle!” key usulca başını aşağı yukarı salladı sonra konuşmaya başladı artık sesi titremiyordu.
“yani diyorsun ki her şey jonghyun içindi?”
“evet, hayatım.” Dedi minho onu öpmek için eğildiğinde key onu durdurdu.
“aklına gelen adamda mı jonhyun içindi minho?” minho iç çekerek uzaklaştı.
“adam olup olmadığını söylemedim ve bu konuyu hallettik sanıyordum. Bana zaman verecektin?”
“bu saatten sonra sana zaman tanıyacak gücüm yok ya tam anlamıyla benim olacaksın ya da hiç. Ve tanrı aşkına kadın mı? Bir kadınla nasıl yarışım?”
“ya bak bilmiyorum sanırım erkek ama tamam tamamen seninim. Hiç kimse senden daha değerli değil.” Dedi ve keyi öpmeye başladı key başta geri çekilmeye çalışsa da sonra boş vererek onun olmayı seçen adama ağzını araladı. Sonra aklına gelmiş olacak ki dudaklarını ayırıp sordu.
“nasıl kadın mı erkek mi olduğunu bilmiyorsun ya? Seksimizin ortasında onu düşünüyorsun ve daha kadın mı erkek mi onu mu bilmiyorsun?”
“şunu demeyi keser misin?”
“neyi seksimizi böldüğünü söylemeyi mi?” dedi key sırıtarak minhonun nasıl sinirlendiğini görünce daha da keyiflendi.
“key!”
“efendim ışığım?” minhonun o an da tüm siniri gitmiş keyi yine öpecekken key onu durdurdu.
“sorumu cevapla minho?”
“neden bu kadar merak ettiğini anlamıyorum kibum gerçekten.” Key in ona bakan kızgın bakışlarını görünce konuşmaya devam etti.
“bak dalga geçeceksin biliyorum ama ben bir twitter hesabı açtım. Ve orada yani anlarsın ya bizimle ilgili yani minkey ile ilgili bir şeyler paylaşıyordum.” Key bununla kasıldı, Minho ona bakınca da devam etmesini işaret etti. “sonra onunla tanıştım işte shineewithkey ve bilmiyorum o kadar mutlu oluyordum ki onunla konuşurken…” key öylece kala kalmıştı. Tek kelime edemiyordu. Ne yani minhonun aklında olan kişi kendimiydi? Bu geri zekâlı ona iki kez mi âşık olmuştu? minkey o muydu yani?
“sen minkey…” dedi ve sustu key.
“evet, minkeyle ilgili şeyleri seviyorum insanların bizi sevmesini seviyorum key.”
“onu söylemiyorum minho sen minkey misin? Yani kullanıcı adın minkey değil mi?” dedi key bir çırpıda.
“sen nasıl? Nereden biliyorsu?”
“ben shineewithkey. Tanışmak beni çok mutlu etti minkey.” Minho ona salak salak bakınca sırıttı. O geceyle ilgili aklına gelenle sırıtması daha da büyüdü. “sana bay karizma dedim diye uzaklaştın değil mi? Çünkü shineewithkey minhoya öyle hitap ediyordu. Ah minho o kadar tatlısın ki anlatamam.”
“evet şu an hiçbir şey anlamıyorum zaten.”
“anlamadığın ne minho? Benim shineewithkey olmam mı yoksa bana iki kez aşık olman mı? Senin için hangisi daha karmaşık geliyor söyle ömrümün sonuna kadar sana seve seve anlatırım bunu gerçekten.” Minho şu an hakarete mi uğradığını aşırı sevgi mi gördüğünü algılayamaz. Kaşlarını çatınca Key onu kaşından öper.
“yani sen osun öyle mi, sensin shineewithkey? Bu kadar aptal olabilir miyiz gerçekten kibum? Birbirimizi nasıl fark etmedik?”
Key omuzlarını silkerek pekte umurunda olmadığını belirtti. Şu anın her şeyden daha önemli olduğunu söyleyince dudakları tekrardan birleşti.
sözverdiğim gibi iki gün içinde geldi yeni bölüm umarım beğenirsiniz. :)
