Sulli krystal a planını anlattığı gibi giyinmeye başlamışlardı. Hemen evden çıktılar giderken de yolda durup yiyecek bir şey aldılar. Elleri bos gitseler ayıp olurdu. Araba shinee nin evinde durduğunda krystal yerinde duramıyordu.
"Sulli ben yapamayacağım sanırım geri mi dönsek?" Dedi endişeyle. Sulli krystal i toplaması gerektiğini fark etti.
"Kendine gel krystal! Evden boşuna mı çıktık iki saat makyaj yaptın!"
"Belki evde değillerdir."
"Minho ya mesaj attım evdeler." Dedi sulli sırıtarak. "Her şey süper ilerleyecek bir şeyi bozma sakin krystal. Dediklerimi yap yeter."
"Acaba bana da birini ayarlayacak olsan böyle ateşli olur muydun merak ediyorum. Senin yakin arkadaşın ben miyim key mi? Açık konuş."
"Sana kimseyi ayarlamam krystal. Seni kendime istiyorum biliyorsun."
"Bir de su tacizlerin yok mu? Gerçek olsalar neyse."
Krystal bir anda ağzını kapattı. Ne demişti gerçek olsalar neyse mi? Sanki gerçek olmasını umuyormuş gibi.
"Ben yani öyle demek istemedim sulli anladın değil mi?"
Sulli sırıttı.
"Beni istemek suç değil kristal."
Dedi ve krystali yanağından opüp arabandan aşağı indi. Krysatal şu an sinirden ateş atıyordu. Onu öpmüştü! Tamam, öpebilirdi ama dalga geçerek... Sinirle arabadan indi. Sulli ona o en nefret ettiği, yani aslında en sevdiği, gülümsemeyi atınca siniri biraz yumuşadı.
"Su isi halledelim sonra bana istediğini yapabilirsin unni."
"Ayni yaştayız geri zekalı."
Dedi krystal sinirle.
"Fantezi amaçlı demiştim."
Dedi sulli sırıtarak. krystal kafayı nasıl sıyırmamıştı hala bilmiyordu. Belki de sıyırmıştı da farkında değildi. Bos verip eve yürüdü. Kapıyı çaldılar. Onew bir ağız dolusu sırıtarak kızları eve aldı.
"Hoş geldiniz kızlar biraz ani oldu pek toparlanamadık kusura bakmayın."
"Önemli değil." Dedi ayni sırıtışla sulli.
"Biz rahatsızlık verdik jinki oppa siz kusura bakmayın asil. Bu deli kız gecende minho ile konuşmaya gitmişti ama diyeceğini demeden geri dönmüş. Akli nerde bende bilmiyorum."
Dedi krystal bunu derken keye bakış atmıştı. Key kızardı.
"Ne kusuru hadi geçin içeri kızlar." Diyerek keyi kolunun altına aldı minho. Neden olduğunu anlamamıştı ama onu koruma ihtiyaci hissetmişti bir anda. Key kafasını yavaşça kaldırıp minho ya baktı. Yanakları deminkinden daha da kırmızıydı. dudakları biraz aralanmış hafif kısık gözleriyle minhoya bakıyordu. Minho yu çıldırtmak için mi yapıyordu. Suratları git gide yaklaşıyordu. Suratlarımı yaklaşıyordu. Minho bunu fark ettiği gibi key den uzaklaştı gidip kanepeye oturmuştu bile. Bu aksam keyin o surat ifadesinin rüyasına gireceğine emindi. Krystal donup kalmış olan key in koluna girdi.
"Key oppa bugün yüzün çok güzel görünüyor ne surdun?"
Minho ışık hızıyla krystal e dondu. Kızı resmen gözleriyle dövdü. Bu sırada keyde açılmış gülümseyerek krystal e cevap verdi.
"BB krem. Öneririm. Hem kullanınca cildi de yumuşatıyor."
"Belli çok parlak duruyor suratın kibum." Bunu söylerken keyin suratina dokunuyordu minho dayanamayıp tam ayağa kalkacaktı ki sulli pat diye yanına oturdu.
"Geçen gün konuşmamız yarım kalmıştı devam edelim mi?"
Minho akli keyde, krystalin ne yapmaya çalıştığını anlamamış ama keye dokunuşunun arkadaşça bir dokunuş olmadığına emindi. Gidip keyi oradan çekip almak istiyor ama yapamıyor sullinin konuşmasını dinliyormuş gibi yapıyordu. Bu sırada onew kızların getirdiği yiyecekleri mutfağa götürmüştü paketi açarken homurdanıyordu.
"Kızları yine minho ile key kaptı gençler bizde artik yemeklerle gönlümüzü avutacağız." Derken yemeklerle ilgilensinler diye bıraktığı ikilinin halini görüp gülse mi aglasa mı bilemedi jonghyun taeminin arkasında taemine biberi nasıl doğrayacağını gösteriyordu. Onew bu ikisinin neden romantik komedi tadında yasadığına bir turlu anlam verememişti zaten.
"İki saattir biber mi doğradınız ancak?" taemin onew in sesiyle korkup yanlışlıkla parmağını kesti. Kanıyordu. Koşturarak mutfaktaki ilk yardim setine gitti o sırada jonghyun onew e oldurucu bakışlar atıyor onew de cevap olarak ben ne yaptım bakışı yolluyordu.