bu gün güneş bile daha ılımlı sanki ona da tatil bugün uyuz uyuz yükseliyor gök yüzünde. key uyanalı bir kaç saat olmuş ama hala yataktan çıkmamış hatta onu yemeğe çağırmış olan taemini bile takmamış instagram da dolanıyor. yeni fotoğrafına gelen yorumlara bakıyordu. 'oppa çok yakışıklısın.' 'oppa harikasın.' 'oppa..' 'oppa...' bu yorumlar onu gülümsetiyordu ama bir tanesi baya şaşırttı. 'minkey hakkında ne düşünüyorsun?' yazmıştı. sanıyorduki fanıydı. onu minho ile yakıştıran bir dolu insan vardı tabii bir sürüde antisi vardı. minho ile taemini yakıştırmalarındansa kendiyle yakıştırmalarını tercih ederdi. tabi kii bunun minhodan hoşlanmasıyla bir ilgisi yoktu. kesinlikle yoktu. sadece minho taemini kardeşi gibi görüyordu o kadar. birazda twitter a girdi. kimseye söylemediği hesabını yazdı.
kullanıcı adı:shineewithkey
password: *******
twitterı sevimli minkeycilerle doluydu. onu hemen aralarına almışlardı. hele başı çeken biri vardı onunla konuşmak minho ile konuşmaktan bile zevkliydi. kullanıcı adı minkey di. bir kaç fan art a baktı, bir tanesi yüzünü kıpkırmızı yapmıştı. hemen twittleri güncelledi.
minkey tweet:
shinee tatilde umarım minkey beraber daha çok vakit geçirir.
key bir tweete baktı bir de kendine çok haklı bir tweet ti ama key hala yorgundu. tweeti favorilerine ekledikten sonra yüzünü yıkamaya gitti, yıkadı, salona geçti. minho bilgisayarın başında bir şeye sırıtıyordu.
"neye gülüyorsun sabah sabah?"
"sabah mı?" dedi minho gözlerini kısarak. "öğlen oldu ve ne yaptığımdan sana ne? ben sen bütün gece telefonunla ne yapıyorsun diyor muyum?"
"ne bu hiddet?" dedi key. "demin ne güzel gülümsüyordun."
"sen gelmeden önceydi o işte."
"ne halin varsa gör." key onun için sıcak yatağından çıkmıştı ve gördüğü muamele kafayı yedirtirdi adama. dişlerini sıkıp mutfağa gitti. karnı çok açtı.
"hyung..." diye seslendi onew e. "siz ne yediniz?"
"minho tost yaptı çokta güzel yaptı. dur cağırayımda sanada yapsın."
"sanki gelir hyung." dedi ve onew sırıtınca arkasını döndü. minho gözlerinde o korkunç ifade ona bakıyordu. ne diyeceğini bilemedi. tam özür dileyecektiki minho elini kaldırdı.
"tek kelime etme bu gün iyice kafamı bozuyorsun. şuraya otur tostunu hazırlayayım."
"beraber yapalım minho."
minho teklifi tartti.
"çok zor bir şey yok ama gel hadi."
key sırıtarak kalktı. kaşarı eline alıp tartı tam bıçağı batıracak minho elini tuttu. key ele bakakalmıştı.
"bütün kaşarı senin tostuna koyalım istersen kim kibum boşuna kesmekle uğraşmayalım."
key kesmeye çalıştığı parçaya bakarak minhoya hak verdi, yinede arsız minho ile uğraşmayı seviyor cevapladı.
"neden olsasın? bir parça kaşarı benden sakınacağını düşünmezdim minho."
minho şokla gözlerini keyin gözlerine kaldırdığında onun gözlerindeki alayı görünce rahatladı. key bununla kahkaha attı. minho da kalçasıyla onun kalçasını ittirip işini doğru yapmasını söyledi.
"ee? Neye gülüyordun?" Diye sordu key.
"soylemiyecegim key ısrar etme."
"çok giciksin bee!"
"kızlar beni boylede seviyor." Dedi minho key lafın üstüne dil çıkarıp sandalyeye çöktü.
"sanki kızları çok takiyorsun." Dedi ve sırıttı key. "ne zamandır biriyle ilgilendiğini görmedim."
Minho bunun üzerine boğazını temizledi ve "seni ilgilendirmez. Al tostun." Dedi. Key tostunu alıp minhoyu takip etti.
"kızma minho."
"kim bum git başımdan."
"tatil günü beraber vakit gecirelim istiyende kabahat git hadi."
Minhonun adımları durdu. "yemeğini ye key. Sonra bakarız."
Key kendi kendine siritip tostuna döndü.