Taemin

1K 68 37
                                    

Çalışma salonunda şarkı son ses açık minho belki şarkı bu kadar açık olmasa dansına daha fazla odaklanabileceğinin farkında ama taemin buna hep karşı o ses hep en sonda olmalıydı ona göre. Minho küçüğüyle tartışmayı pek sevmiyor. Daha fazla odaklanmaya çalışırken koreografi gereği key önünden geçince her şeyi unuttu. Ensesinden süzülen bir damla ter, keyin tokasına isyan edip kaçan bir kaç tutam saç, sırtına yapışan t-shirt ve enfes kalçalar şu an tam önünde duruyordu. Jonghyun un ona çarpmasıyla kendine geldi. Kafasını bir iki kere sallayıp gözlerini keyden çekebildi.

“minho iyi misin?” dedi jonghyun.

“evet, hyung kafam biraz dağınık sanırım.” Jonghyun bunun üzerine biraz mola verdiklerini söyledi. Minho kafasını kaldırıp keye baktığında keyin ona bakıp sırıttığını gördü. Tam o da ona gülecekti ki key dilini üst dudağında gezdirince suratı dondu. Keyin onu cezalandırdığını anca anlayabilmişti. Bu işkenceyi sabahtan beri çekiyordu. Karnındaki öpücüklerle uyandığı anı hatırlayınca içinden bir ürperti geçti. Key bunu kesinlikle sinir bozmak için yapıyordu. Minho onu tanıdığından beri gözünü ondan alamamıştı ama ilk defa bu kadar seksi olduğu görüyordu. Başta bu cezayı hak ettiğini düşünmüştü ama key biraz abartmıyor muydu?  Kendine gelmeyi başardığında keyin kolunu tutup salondan çıkardı. Arkalarından jonghyunun ıslık çaldığını ve onew inde kahkaha attığını duydu bunlar normalde buna gülerdi ama şimdi değil.

“minho…” key lafının minhonun dudaklarıyla kesilmesiyle bir an duraksadı. Buna alışması gerekiyordu artık. Parmaklarını minhonun ensesindeki saçlara doladı. Dudaklarını biraz aralayarak öpücüğü derinleştirdi. Minhonun dilini kendi dilinin üzerinde hissedince ürperdi refleks olarak biraz geri çekilecekti ki minho onu sırtından tutup kendine çekti. Key iki kolunu da onun boynuna doladı. Minhonun dudaklarının yukarı doğru kıvrıldığını fark ettiğinde sırıttığını anladı. Dudaklarını ayırıp minhonun suratına baktı.

“ateşle oynuyoruz kibum. Bu ikimizi de öldürecek.”

“ölümün elimden olacak demiştim.” Dedi key sırıtarak.

“bir daha düşündüm de aslında o kadarda kötü değil.” Kibumun elini öptü.

“şimdi romantik mi oldun yani minho?”

“eh biraz öyle olduğunu düşünüyordum. Tabi senin davetkârlığınla boy ölçüşemem ama.”

“davetkârlık?” key kahkaha atarken kafasını biraz geriye attı o an boynunda hissettiği dudaklardan hiç ayrılmak istemedi ama o sırada bir öksürük duyunca ikisi de birbirinden hızla ayrıldılar. Taemin onlara gözlerini kısmış bakıyordu.

“mola bitti gençler üzgünüm.” Dedi ve ikisini geride bırakıp yürüdü. Yürürken de söyleniyordu ‘görende ofis aşkı yaşıyorlar sanır’ diye. minho ve key ona sırıtıyordu. Bu çocuğun çalışma azmi kimsede yoktu.

“key dans ederken biraz önceki gibi davranma lütfen zaten zor odaklanıyorum beni yerle bir ediyorsun.”

key sırıttı. “nasıl davranıyormuşum ki?”

“bildiğine eminim kibum. En azından eve gidene kadar rahat dur işimi yapamıyorum senin yüzünden.”

“ah demek işin mi ben mi desem işini seçeceksin çok alındım.”

Minho adımlarını hızlandırıp keyin yanından geçti. Key yanından geçtiğinde onun sabır dilediğini duyup sırıttı.

Bir saat daha koreografiye çalışıp artık bayılacak duruma geldiklerinde bıraktılar. Onew hemen duşların oraya gitmişti taemin ile minho kendilerini yere atmış jonghyun la key de su almaya gitmişlerdi.  Taemin le minho gidenlerden gözlerini ayırınca birbirlerine sırıtarak baktılar.

“ne o hyung key den gözlerini alamıyorsun.” Dedi taemin.

“o benim sevgilim sana ne demeli jonghyunu resmen gözlerinle yedin.”

“hyung bu konuya girmesek?”

“nedenmiş? İkinizde birbirinizden hoşlanıyorsunuz bu çok bariz bir şey.”

“öyle ama ölene kadar reddedecek bu da çok bariz asla kabul etmiyor. Geçende onu öptüm ben öptüm hyung düşün ama o özür dilemeye başladı. Bir daha olmazmış. Bunu öylesine hata olarak görüyor ki ne yapsam olmayacak. Ben de vazgeçtim.”

“belki her şeyi denememişsindir. Kıskandırmayı denedin mi?” dedi minho gözleri parlamıştı aklına gelen fikirle. Sonuçta onu da açılmaya zorlayan duygu kıskançlık değil miydi?

“hyung beni korkutuyorsun.” Dedi Taemin gözleri kocaman açılmıştı.

“Bak şimdi jonghyun içeri girdiğinde seninle beni öpüşürken görünce ne olur dersin?”

“kibum hyung beni parçalar hiç gerek yok. Canımı seviyorum hyung.”

“demek jonghyun u o kadarda sevmiyormuşsun.” Dedi minho sırıtarak. “hem seni ilk öpüşüm olmayacak.”

“eskileri açma o konuya hala sinirliyim zaten. Ne demek ya deneme amaçlı öpmek. ‘Erkeklerden hoşlanıp hoşlanmadığımı anlamam gerekiyordu Taemin ben aslında key i seviyorum üstüne alınma sen sadece deneme tahtasıydın benim için.’ Dedin ya.”

Minho bu olayı cidden yapmıştı.

“o kadarda ağır konuşmadım Taemin abartma ama. O kadar kalpsiz değilim.” Bu lafın üstüne taemin gözlerini devirdi.

“sen bilirsin taemin ben sadece öneride bulundum. Ölene kadar beklerim diyorsan o senin bileceğin iş.” Taemin teklifi tekrardan tartınca ne kaybedeceğim ki diye düşündü. Gerçekten ne kaybedebilirdi ki. Adamı öpmüş ona rağmen karşılık alamamıştı bunun da bir işe yarayacağını pek sanmıyordu gerçi ama denemekle kaybedeceği hiç ama hiçbir şeyi yoktu elinde olan. Minho ya dönüp kafasını onaylar anlamda salladı.

“pekâlâ yapalım. Önce key ile konuşman gerekmez mi belki kızar.”

“key sizi biliyor bana kızacağını düşünmüyorum. Umarım kızmaz yani.”

Minho sevgilisine gerçekten güveniyordu.

“sen öyle diyorsan hyung, ne zaman yapacağız peki?”

“şimdi?” dedi minho sesinde duraksama bile yoktu.

“Nasıl şimdi hyung? B-ben hazır değilim.”

“saçmalama tae hem gerçek bir öpüşme değil alt tarafı öpüşüyormuşuz gibi göstereceğiz. Şimdi kapının oraya gidelim jonghyun u bekleyelim.”

Taemin yine itiraz edecekken son anda durdu sonuçta kabul etmişti söylenmenin anlamı yoktu. Gidip kapıyı biraz aralayarak yolu gözetlemeye başladılar. Minho arada kıkırdıyordu ama taemin yay gibi gergindi. Bu seferde olmazsa bir daha denemeyecekti. O anda jonghyunu kapıda gördüler key ortalıkta yoktu. Minho taemin i kendiyle duvar arasına sıkıştırdı. Kafasını taemini öpecekmiş gibi bir açıyla eğdi ama tabii ki öpmeyecekti artık kimden hoşlandığını adı gibi biliyordu. O da sevgilisi kibum du. O sırada kapının aralandığını duydu ve bir şeylerin yere düştüğünü. Kafasını kaldırıp baktığında jonghyun un olması gereken yerde key duruyordu. Minho taeminden olabildiğince hızlı ayrıldı keye doğru bir adım atmıştı ki key arkasını dönüp hızla koşmaya başladı. Minho da aynı hızla peşinden koşuyordu içinden bir ton lanet sayarak.

kullanıcı adı : minkey (yaoi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin