Minho keyin omzuna kolunu atmış kafasını öperek yürürken sonunda çalışma salonuna geldiklerini fark etti. Keyin huzursuzca kıpırdandığını fark edince başta ne olduğunu anlayamadı ama sonra keyin biraz önce onu tamda burada taeminle gördüğünü hatırlayınca kolunun tutuşunu sıkılaştırdı ve dudaklarını biraz daha bastırdı onun yumuşak saçlarına. Key bununla ona gülümsedi. Sonunda içeri girdiler Taemin ve onew i yerde otururken görünce içini bir endişe kapladı. Ne olmuş olabilirdi ki? Biraz daha yaklaşınca taemin in ağladığını gördü. Gördüğü gibi keyi bırakarak Taemin in yanına koşup yere çöktü. Onu kendine çekip sarıldı. Taemin onun sarılmasıyla daha da ağlamaya başladı.
“Taemin ne oldu?”
“jonghyun…” diye bildi sadece Taemin. Key o an da ani bir nefes aldı. Minho hemen kafasını ona çevirdi. Taemin ile yakın durması onu rahatsız etmiş olabilir miydi? Bunun için gerçekten korkuyordu şu an. Keye baktığında sevgilisin gözlerinde sadece endişe gördü bu onu eğer mümkünse daha çok sevmesini sağlamıştı. Minho yine de ne olmaz diyerek Taemin i kendinden biraz uzaklaştırdı. O an da Taemin in dudağını fark etti.
“dudağına ne oldu?” dedi baya yüksek sesle konuşarak devem etti “jonghyun mu yaptı?” derken elini taemin in dudağına koydu. O anda key elini çekti.
“canını yakacaksın minho.” Dedi ama gözleri o kadar da yaklaşma diyordu. Minho onun sınırını fark edince bir anlığına da olsa gülümsedi sonra durum aklına gelince yine sinirlendi. “ben sorarım ona! Ne demekmiş sana vurmak? O kim olduğunu sanıyor?”
“sevdiğim adam.” Dedi taemin bir an duraksamadan.
“seviyorsun diye sana bunları yapmaya hakkı yok Taemin, minho haklı.” Dedi key. Minho keyden de onayı almış tam ayağa kalkıyordu ki onew kolunu yakaladı.
“eve gidince konuşalım burada yeterince rezil olduk sanırım daha fazla olay çıkmaya hacet yok.”
“ama hyung.” Dedi minho.
“eve gidince dedim minho. Sen kibum ile Taemin i al ben jonghyun ile geleceğim.” Minho onew in bu ses tonuna karşı gelememesi gerektiğini biliyor bu yüzden başını sallamakla yetindi. Eve gidince soracaktı ama hesabını. Taemin e bunu nasıl yapabilmişti? Acaba jonghyun Taemini o kadarda sevmiyor muydu? Bu imkânsızdı ne kadar sevdiğini biliyordu. Taemin için ölmesi gerekse ölürdü jonghyun ama neden böyle yapmıştı?
“sevdiğinden yapmıştır minho.” Dedi key sessizce minho ya taemin in duymamısına özen göstererek. Minhonun kafasına yinede yatmamıştı. Ne olursa olsun keye yumruk atarken düşünemiyordu kendisi. Boş vererek taeminin yerden kalkmasına yardımcı oldu. Binadan çıkıp arabaya binerken key arabanın kapını açıp yastıkları kenara iterek taemin e yer açtı. Taemin gidip oraya uzanınca kendi ön tarafa minhonun yanına oturması gerektiğini fark etti. Taemin e bakınca onun ona sırıttığını gördü. Gözleri kısarak ona baktı sonra onaylamaz bir şekilde kafasını sallayıp onun kapısını kapadı minho ya döndü minho da sırıtarak ona ön kapıyı açtı. Key ikisine de gıcık olmuş niye sinirlendiğini anlamıyor ama sinirli bir şekilde koltuğa attı kendini. Minho kıkırdayarak başını öpünce o da kendine engel olamayıp güldü. Minho kapıyı kapatıp direksiyon başına oturunca yola koyuldular.
“taemin sadece dudağın mı yoksa başka bir yerine de vurdu mu? Bak istersen hastaneye gidebiliriz.” Dedi key o öyle diyince minho daha da sinirlenmişti direksiyonu sıktı. Key fark edince onun elini tuttu.
“jonghyun dan bahsettiğinizin farkındasınız değil mi? Bana o kadar zarar verecek biri mi sizce o? Sadece çok sinirlenmişti. Eh hak etmedim de diyemem.” Dedi Taemin cevap olarak.
“Taemin!” dedi sinirle minho. Key de ona aynı sinirle baktı kes sesini dercesine.
“hala onu koruyor kibum adam ona yumruk attı!”
“o an bende sana atmak istedim ben jonghyunu öpsem sen ikimizi de gömerdin minho! O yüzden sus!” minho keyin söylediklerinde haklı olduğunu biliyor sesini sonunda kesti. Key devam etti. “jonghyun a o kadar yüklenmeyin tamam mı? Gerçi taemin sen de sakın yüz verme biraz burnu sürtsün ve değerini anlasın. Sonra affedersin.”
“tamam anne.” Dedi taemin gözlerini devirerek. Key ona dilini çıkardı. Minhonun da sırıttığını fark edince ensesine bir şaplak attı ona da dil çıkardı minho da ona aynı şekilde cevap verdi.
Eve vardıklarında taemin hızla odasına çıktı bu gün jonghyun u görmeyi gerçekten istemiyordu. Yatağına girip pikeyi üstüne çekti. Dudağına dokunduğunda oluşan sızıyla gözlerini yumdu. Tamam belki bunu hak etmişti ama yinede çok sinirlenmişti jonghyun a. Sonuçta her şeyi deli gibi reddeden oydu. Bir kere seviyorum dese taemine, taemin bu tür bir yalana başvurmazdı sonuçta. Aşağıdan sesler gelince dikkatini verip duymaya çalıştı.
Minho jonghyunu duvara yapıştırmış suratına doğru gürledi.
“ona vurduğunun farkında mısın?”
“neden bu kadar kızıyorsun? Yoksa acıyor diye öpmene izin vermedi mi bu sefer oysa herkesi öpmeye devam edeceğini düşünmüştüm!” o da en az minho kadar sinirliydi şu an fakat lafları minho yu daha da sinirlendirmişti minho onu yakalarından yakalayınca key araya girdi kavga istemiyordu. İkisini zar zor ayırdı. Jonghyun bu sefer ona döndü.
“seni de anlayamıyorum kibum senin için minhonun kimle ne yaptığının hiç mi önemi yok. Barışmanıza sevindim ama nasıl affedebiliyorsun ki? Bu kadar mı açık görüşlüsün gerçekten?” bu sefer key jonghyunun boğazına yapıştı.
“belki de açık görüşlülük değil de sevgimdendir jonghyun bunu hiç düşündün mü?”
“benim aşkım her şeyi affetmez kibum.”
“aşk mı?”
“evet o geri zekalı herife aşığım her şeyi bok etmeseydi ona da açılacaktım bir hafta önce beni öptü ben de benden hoşlanıyor sanmıştım kibum meğer herkesi öpüyormuş meğer benimle oynuyormuş. Bugün gelip de suratıma minho yu öptüm dedi sonra dalga geçermiş gibi beni öptü. O kadar mı ucuzum? Benim duygularımla oynamasına izin verecek değilim. Benden uzak durması gerektiğini anlaması gerekiyordu. Sence ben ona vurduğum için çok mu mutluyum? Ama benimde bir katlanma sınırım var.” Key bu sözlerle her şeyin nasıl bu kadar sarpa sarığını anlayamamıştı. Ellerini jonghyundan çekip kendi saçlarına soktu ve karıştırdı. O sırada minho konuştu.
“öpmedim. İnan öpmedim onu sadece sen kıskan diye yalan söylemiş jonghyun gerçekten öpmedim onu! Öpsem key beni öldürürdü zaten!”
Jonghyun kafası karışmıştı. “ne? Neden öyle bir şey yapasınız ki?”
“biri bir türlü Taemin e duygularını belli etmediği için olabilir mi jonghyun?” dedi key sakin bir şekilde.
“bakın eğer bu bir tür yalansa eğer onu affetmem için yapıyorsanız yapmayın sonuçları daha kötü olur.”
“kim kimi affedecekmiş? Asıl sen nasıl özür dileyeceksin onu düşün bence.” Dedi key kesin bir ses tonuyla. “öpseydi de senin ona kızabileceğin bir statün yok. Kimsin ki karışıyorsun?”
“kibum!”
“eğer ona karışmak istiyorsan elini biraz çabuk tutmalısın jonghyun çünkü o artık senin peşinde koşmaktan yoruldu umarım anlatabilmişimdir.”
Onew keye hak verdi. Birinin ciddi bir şekilde özür dilemesi gerekiyordu.
Jonghyun da keyin dediklerine hafifçe başını salladı. Taemin ile artık işin ciddileşme vakti gelmişti. Artık onun bir tek kendisini öpeceğine emin olmalıydı ama sanıyordu ki önce büyük bir özür dilemesi gerekiyordu.
arkadaşlar biliyorum yeni bölüm çok geç geldi çok ama çok özür diliyorum yine de benden kopmayan okuyucularıma kucak dolusu sevgiler. sizi seviyorum. :*