Ben stres yaptıkça ellerim terlerdi. Yoongi Hyung elimi tuttuğunda, ellerim sırılsıklamdı. Stresli olduğumu fark ettiğinde ilk olarak dudaklarıma minik bir öpücük kondurmuştu, sonrasında kulağıma fısıldamıştı.
“stres yapma, Jimin-ah. Her halinlemükemmelsin.”
Ses tonu o kadar güzeldi ki, hala anımsayabiliyorum.
Gerginliğimi biraz da olsa azaltabilmişti. Ama aşırı stresliydim, bilirsiniz, sevgilinin ailesi ile tanışmak gayet gergin bir olaydır.
Okuldan çıktıktan sonra ben eve gitmiştim, Yoongi Hyung’da. Duşa girip hazırlandıktan sonra evden çıkıp Yoongi Hyung’un evine doğru yürümeye başlamıştım.
Yürürken sen iyisin diyerek kendimi motive etmiştim lâkin evin kapısını gördüğüm anda yok olup gitmişti bütün düşüncelerim.
Elimi bir kaldırıp bir indiriyordum, ya kapıyı çalacaktım ya da kaçacaktım. Ben daha kapıyı çalamadan kapı açıldığında elim havada kalmıştı, Yoongi Hyung bana gülüyordu.
Benim orada duracağımı anladığında havadaki bileğimden tutarak evin içine çekmişti beni. Bu eve daha önce birçok kez gelmiştim fakat ailesini ilk defa görecektim.
Eve girdiğimde elini belime sardıktan sonra dudaklarıma yine minik bir öpücük kondurmuştu. Daha sonra elimi tuttuğunda birlikte salona geçmiştik. Bayan Kang, beni görünce ayağa kalkmıştı. Aşırı sevimli biriydi, Yoongi Hyung gülümsemesini annesinden almış olmalıydı.
Bayan Kang bana içten bir sarılma verdikten sonra çekilmişti. Bay Min ise, otoriter bir şekilde tekli koltuğunda oturuyordu. Belimi kıracak kadar eğildiğimde ayağa kalkmış ve saçlarımı karıştırmıştı. Doğrulduktan sonra bana sarılmıştı.
Aşırı samimi bir ortamdı, keşke hâlâ o ortama sahip olabilsem, demeden edemiyordum.
Annem, böyle söylememi istemişti, kendimi rahat hissetmemi istiyordu, mutfağa gittiğinde ilk olarak yardım etmek istemiştim. Yoongi beni babamın, o da aynı şekilde rahat hissetmemi istiyordu, yanına oturtmuştu.
Bay Min, çok bilgili bir insandı. Samimi, sempatik biriydi. Yaşına göre de oldukça enerjik biriydi. Yoongi Hyung kime çekti acaba diye düşünmeden edemiyordum, kısa sürede yorulabilme gibi bir özelliği vardı. Fakat seviyordum çünkü daha fazla birlikte yatıp uyuyabilme şansımız oluyordu.
Kısa bir süre içinde mutfağa, sofraya çağırılmıştık. Başköşeye Bay Min oturmuştu, yanına ise Bayan Kang. Annesinin karşısına ben oturmuştum, Yoongi Hyung ise yanıma oturmuştu. Sol eli bacağımda durduğunda bana gülümsemişti, bunun beni motive edecek bir şey olduğunu biliyordum.
Yemek gayet güzel geçmişti. Benimle ilgili sorular sormuşlardı, gergin olmamam gerektiğini ve beni sevdiklerini söylemişlerdi.
Gecenin ilerisinde Yoongi Hyung ile odasına çıkmış, yatağında uzanıyorduk. Ben onun göğsünde yatıyordum, o ise saçlarımla oynuyordu.
Bir süre sonra da zaten, uyuyakalmıştık. En güzel uykularımdan birini daha uyumuş olmuştum.
Şu an ise, hiçuyuyamıyorumHyung.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
içteniçeölüyorum, kimsefarkındadeğil' üzgünüm, birhaftakadardırgüncelleyemedim. yetersizbirbölüm, kötüfakat; eldeolanbu. okuyanlar var ise, sizdençokçaözürdiliyorum.