mezuniyet

105 21 11
                                    

Yoongi Hyung mezun oluyordu, bugün.

Onun için seçtiğimiz takım içinde gerçekten muhteşem duruyordu. Siyah saçlarını her zamanki gibi yapmıştı.

Ben ise sıradan bir takım giymiştim. Bir takım ne kadar gösterişli veya düz olabiliyorsa elbette.

Çıkmamıza az bir vakit kalmıştı, aynanın karşısında kendini inceliyordu Yoongi Hyung. Arkasından beline sarılıp yanağımı sırtına yaslamıştım.

Elleri ellerimi tuttuktan sonra bana dönmüştü ve ellerini belimde birleştirmişti. Onun yardımıyla ellerim boynuna sarılmıştı. Sağ yanağım omzuna yaslıydı.

Huzurlu hissediyordum, sevdiğim adamın kollarının içerisinde.

Kısa bir süre içerisinde ayrılmıştım omzundan, istemeyerek de olsa. Elini tutup evin dışarısına, arabanın yanına çekiştirmiştim onu.

Sürücü koltuğuna geçtiğinde ön koltuğa, yanına, oturmuştum.

Arabayı sürerken, sağ eli bacağımdaydı. Ara sıra vites için çekiyordu fakat bacağımdaydı işte.

Yarım saatlik bir yolculuk sonucunda ulaşmıştık mezuniyetin yapılacağı yere. Arabadan indikten sonra Yoongi Hyung yanıma gelerek elimi tutmuştu. Gülümseyerek Seokjin Hyung’un olduğu yere ilerledik.

Seokjin Hyung’un yanında Namjoon Hyung vardı, bizi gördüklerinde gülümsediler. Oturduğumuzda Namjoon Hyung ve Yoongi Hyung konuşmaya başlamıştı. Seokjin Hyung ile de ben konuşuyordum. Seokjin Hyung çok sempatik biriydi, birçok kişi esprilerini iğrenç bulurdu fakat bence komiklerdi.

Bulunduğu ortamı neşelendirip anında eğlendirebilen biriydi.

Mekân yavaş yavaş doluyordu, hava kararırken. Bir saat kadar sonra da tören başlamıştı. İlk olarak konuşmalar yapılacaktı, öğretmenler konuştuktan sonra okul birincisi olan Seokjin Hyung konuşacaktı.

Arkadaşlarını sevdiğini, öğretmenlerine teşekkür ettiğini, Namjoon Hyung’un adını vermeden üstü kapalı şekilde sevdiğini belirten konuşmasından sonra kep atma töreni için cüppe ve kep takmak için gitmişlerdi.

On ikinci sınıflar kepleri ve cüppeleri ile birlikte çıkmışlar, onlar için ayırılan alanda duruyorlardı. Işıklandırmalar sayesinde etraf mükemmel görünüyordu, gözlerime ilişen Yoongi Hyung ise bu görüntünün en mükemmel detayıydı.

Keplerini atarken havai fişekler patlamıştı ve gökyüzünde mükemmel bir renk cümbüşü oluşuyordu.

Keplerini attıktan sonra öğretmenler kendi masalarına, masaları öğrenci masalarından uzaktaydı, çekilmişlerdi.

Dans şarkıları çalarken, Yoongi Hyung oturmadan elimden çekerek kaldırmıştı beni. Sahnenin ortasına geldiğinde sağ elimi kendi sol eline hapsetmişti. Sol elim onun omzunda, onun sağ eli ise belimdeydi. Ağır çekimde dans ediyorduk.

Çok güzelsin,” diye fısıldamıştı. Aynı tonda “mükemmelsin,” diye fısıldamıştım.

Şarkı bitmişti fakat biz sallanmaya devam ediyorduk, arkadan alkış sesleri yükseliyordu.

Bir süre sonra yerimize oturmuştuk. Tabii, Yoongi Hyung bu kalabalık ve gürültülü ortama en fazla bir saat dayanabilmişti. Elimden tutarak beni dışarıya çıkartmıştı.

Arabaya bindikten sonra bilmediğim bir otelin önündeydik. Arka kısma arabayı park ettikten sonra birlikte arabadan inmiştik. Otele girdiğimizde danışmaya direk olarak “Min Yoongi” dedikten sonra anahtarı almıştı ve birlikte odaya çıkmıştık.

Odaya ilk Yoongi Hyung girmişti ve ışıkları yaktıktan sonra bütün odada güllerin olduğunu görmüştüm. Birkaç tane de kırmızı kalp şeklinde balon vardı.

Dudaklarımı ısırarak odayı süzerken ısırdığım dudaklarım Yoongi Hyung’un himayesi altına alınmıştı.

Güllerin arasında sevmişti beni o gece. Güllerle beraber çok güzel göründüğümü de söylemişti.

Keşke, sevgilim. Keşke güllerin arasında sevsen beni tekrar.

Kendime karşı bakışım böyle:Hemen bu gece bitirebilirim?!?!(bir ay sonra: bitiremedi)Şaka şaka bitecekYazım hatalarım var ise mazur görünüz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kendime karşı bakışım böyle:
Hemen bu gece bitirebilirim?!?!
(bir ay sonra: bitiremedi)
Şaka şaka bitecek
Yazım hatalarım var ise mazur görünüz.
Sizi seviyorum~

Letters × YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin