Buluştuğumuz günün üzerinden iki hafta geçmişti, hastanedeydik.
Yoongi Hyung ile birlikte parktaydık, yanımda bayılmıştı birden.
Elim, ayağım birbirine dolaşmıştı. Gerçekten, çok korkmuştum.
Güç bela ambulansı aradığımda bana da sakinleştirici vermişti ambulans doktorları.
Yoongi Hyung’un yanındaydım.
Annesi ve babası da vardı.
Ağlamaktan gözlerim şişmişti. Ellerim titriyordu. Yoongi Hyung bembeyaz odanın içerisinde bembeyaz yatağın içerisinde bembeyaz rengi ile yatıyordu.
Onu gördükçe ağlamam her saniye şiddetleniyordu.
Telefonum çalmıştı, Taehyung arıyordu.
Açtığımda “Jiminie,” demişti neşeli sesiyle.
Burun çekişlerim ve hıçkırıklarımı duyduktan sonra endişeli sesini duyurmuştu. “Ne oldu,” demişti.
Anahtar kelimeleri söylememle anlamıştı. “Yoongi Hyung…”
Endişe, korku ve hüznü barındıran sesi ile “hangi hastane,” demişti.
Jungkook ile gelmişlerdi yanıma.
Orada ne kadar durmuş veyahut ne kadar ağlamıştım bilmiyorum lâkin Yoongi Hyung’un adımı seslendiğini söylediklerinde olduğum yerden soyutlanmış, direk olarak yanına gitmiştim.
Gözleri yarım bir şekilde açıktı. Nefes almaya çalışıyordu.
Yavaşça dudaklarını kıpırdatmıştı. “Jiminie,” demişti. “Elimi tutar mısın?”
Elini tutuyordum. Gerçekten, her şeyi unutabilirdim fakat o an elini gerçekten tutuyordum! Ve Yoongi Hyung bana “elimi tutar mısın” demişti!
O an delireceğimi hissetmiştim. Gözümün karardığını anımsıyordum.
Doktora seslenmeye çalışmıştım. Sesimi arka planda duyabiliyordum lâkin yüksek sesle bağırmış olduğumu düşünüyordum.
Birkaç hemşire ve bir doktor odaya girmişti. Bir hemşire ise beni Yoongi Hyung’un yanından kaldırmaya çalışmıştı.
Kalktığım andan sonrası yoktu, uyandığımda ise o iğrenç hastanede iğrenç yataklarda iğrenç biçimde yatıyordum.
Sevgilim orada, kendi elini dahi hissetmiyorken ben burada uyuyordum.
Gerçekten bencilliğimi en üst seviyelerde yaşamıştım.
Kolumdaki damar yolu iğnesini çıkartıp -canımı yakmıştı fakat tanrı aşkına, sevgilim elini hissetmiyordu!- ayağa kalkmıştım.
Odadan çıktığımda kapının önünde annem duruyordu. Gözleri kıpkırmızı ve ıslaktı. Annemin yanında Taehyung oturuyordu.
Gözleri gerçekten aşırı derecede şişmişti.
“Yoongi Hyung,” demiştim. “nerede?”
Konuştukça sesim titriyordu ve muhtemelen ben de titriyordum.
Çatlamış sesi ile Taehyung konuşmuştu.
“ameliyata aldılar,” demişti. “felç.”
![]()
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin. umarım beğenirsiniz♡
![](https://img.wattpad.com/cover/138282491-288-k587781.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Letters × Yoonmin
FanfictionSeni özledim, Canımın Sızısı. Bütün hakları Jimin'in kalbinde saklıdır.