İthaf; pinkmelike3207'ye gidiyor. ♥
Bölüm 28. "Beni bırakma."
Arabell.
Numarasını son bir kez daha çevirdim ve diğer sekizinde de olduğu gibi cevap vermedi. Ne olmuştu da birden kalkıp gitmişti ki?
"Açmıyor." dedim ve lafım bittikten hemen sonra Liam'ın telefonu çaldı. Önce ekrana baktı, sonra da bana ve telefonu açıp kulağına götürdü. "Efendim, Zayn?" dediğinde afalladım. Daha iki saniye önce benim telefonlarıma cevap vermeyen adam, şimdi Liam'ı arıyordu öyle mi?
"Anladım." dedi Liam bir süre karşı tarafı dinledikten sonra. "Bu senin için en iyisi." dedi donuk bir ifadeyle ardından. "Tamam, görüşürüz." Telefonu kapatıp cebine koydu.
"Ne O'nun için en iyisiymiş, Liam?" dediğimde şaşırdı. "Ihm.. Bi-biliyorsun. Has-hasta. Dinlenecekmiş. Onun için dedim." Kekelemesi bu işte başka bir şey olduğunu gösteriyordu ama üstünde durmadım.
"Ben eve gidiyorum." dedim Hannah'a. "Tamam, sen arabaya git. 10 dakikaya geliyorum." dedi ve anahtarı bana uzattı.
Arabaya binip çantamdan telefonumu çıkardım.
Zayn. Benim aramalarıma cevap vermeyip, Liam'ı aramanı es geçiyorum. Şimdilik. Her ne bok oluyorsa senin için iyi değil. Hissediyorum. Lütfen en kısa zamanda beni ara. -Arabell.
Yazarın ağzından.
Zayn, kızdan gelen mesajı okudu ve cevaplamadan cebine attı telefonu.
Yarın bir gün evlenecekti o zaman ne yapacaktı bilmiyordu.
Mesajdan sonra 1 saate yakın oturup içti orada. Sanki içerse unutacaktı.
"Kalk hadi." Liam'ın sesini duydu. "Senin ne işin var burada?" dedi yamuk bir şekilde. "Kaç yıllık arkadaşımsın. Artık dertlendiğinde nereye gittiğini biliyorum." Liam Zayn'in kolundan tutup tabureden kaldırdı. "Nereye?" dedi Zayn. Sarhoştu. "Sana iyi gelecek bir yere." diye mırıldandı ve Zayn'i dışarı sürükledi.
Arabell.
"Hannah biz de kalabilir." dedim. Hannah babama bakıp gözlerini parlattı. Bunu nasıl yaptığı hakkında en ufak bir fikrim yoktu ama bir ara bana da öğretmeliydi.
Annem, babam ve Jason babamın yaptığı yeni bir anlaşma için bu akşam şehir dışında gideceklerdi ve yarın akşam burada olacaklardı. Evde gece tek kalma işi pek sağlam değildi ve bende annemlerden Hannah'ın kalmasını istemiştim.
"Babanlar bir şey der mi?" dedi babam. Hannah elini cebine attı ve telefonundan bir numara çevirip aradı. Bir süre konuştu ve sırıtarak telefonu kapattı. "Tamam." dedi. "Sorun yok."
* * *
Açın: Selena Gomez- Love Will Remember. (Multimedia) Mutlaka bununla okuyun.
"Hannah! Kapı!" diye bağırdım çalan kapıyı duyunca. Aşağıya, mutfağa dondurma almaya gitmişti. "Bakıyorum!" diye bağırdı ve ben tekrar bilgisayara gömüldüm.
Epey bir süre Hannah'dan ses gelmedi. "Hannah?" diye seslendim aşağı doğru. Ses yoktu. Endişelenmeye başlamıştım. Kucağımdaki bilgisayarı yatağa koydum ve şarj kablosuna takılmadan ayağa kalkıp kapıya ilerledim.
Kapıyı açtım sırada sarhoş bir Malik ve onu kolundan tutan bir Payne görmem bir oldu. "Arabell." dedi Liam nefes nefese. "Sanırım duşa ihtiyacı var." Üstümdeki şoku atlatınca odamdaki banyoyu gösterdim. "İçeri götür. Ben Jason'dan giyecek bir şeyler alayım." Liam içeri geçerken hemen arkasındaki Hannah'a döndüm. "Acı, sert bir kahve yapar mısın? Cezve üst dolapta." Beni başıyla onayladı ve o aşağı inerken bende Jason'ın odasına girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Never Been Hurt
Fanfiction"Evet, O'ydu. Bütün kadınların aşık olduğu adam! Benimle çılgınlar gibi dans etmişti. Ben kendimi onun kollarına bırakmış ve ben mi yoksa bütün dünya mı dönerken her şeyi unutmuştum. Kim olduğumu, nerede olduğumu, neler olduğunu.. Biri omzuma dokunm...