Episode 60. "Is this a marriage proposal?"

12K 607 154
                                    

Uzun yorum için teşekkür listesi! Whuuu! Adınızı görebilirsiniz, bakın derim. *-*

@MemoriesNeverDiex, @Lovatinna, @Harrynindokuzuncuayi, @zaynninrapmasacixx, @alicedrctner ve mega uzun yorumu için @Tuolt8'e çok teşekkürler! Bir diğer bölüme adınızı görmek istiyorsanız, uzun yorum yapabilirsiniz!

Geçen bölümdeki ilgiyi burada da görmek istiyorum. *-*

Ve Liam'ın doğum günü. Huh, o mükemmelliyetin 21 yaşına girdiğine inanmak çok zor. İyi ki doğdun babacık! Seni seviyoruz! ♥

*Reklam Zamanı* @GokceRodenxx adlı okuyucumuzun Awkward Love Story adlı hikayesine bakın lütfen!

Bölüm şarkısı "Ola - I'm in Love."

İyi okumalar! ♥

Bölüm 60. "Bu bir evlilik teklifi mi?"

Zayn.

"Lanet olsun senden nefret ediyorum!"

"Hanna--" 

"Hayır Liam. Konuşma!"

Restorandın kapsından içeri girerken, duymayı beklediğim sesler kesinlikle bunlar değildi. Belki bir kaç gitar sesi, şarkı sesleri Ama asla kavga eden bir 'Lannah' çifti değil.

"Hey, ne oluyor burada?" Kaşlarım çatık bir şekilde içeri girip kapıyı kapattım. Sandalyeler masaların üstünde ters vaziyette duruyordu. Demek ki Lou henüz açmamıştı. 

"Senin bu arkadaşın." dedi Hannah bana bakarken. Ağlıyordu. "Beni bardaki bir sürtük ile aldatmış." Liam'ın üstüne yürüdü ve onu omuzlarından geriye itti. "Ne yapmış ne yapmış?" Elimdeki araba anahtarının halkasına baş parmağımı geçirdim. "Aldatmış işte!" diye bağırdı Hannah ve sandalyelerden birini düz konuma getirip üstüne yığıldı. "Hannah bir dinler misin?" Kızın yanına ilerlerken onu engelledim. "Başka biriyle mi yattın?" dedim çok normalmiş gibi. Eskiden olsa, bardaki biriyle sabahı etmek benim için gayet normaldi. "Hayır. Çok sarhoştum ve sadece öpüştük. Sonra ben bu şeyle yaşayamadım ve ona söyledim." "Mal mısın?" diye hırladım dişlerimin arasından. "Böyle bir şey bir kıza söylenir mi Liam o kafanın içinde ne var senin?" Cevap vermedi ve acınası gözlerle Hannah'a bakmaya başladı. 

Bu bakışları biliyordum ve çok tanıdıktı. Bir an için Liam'da kendimi gördüm ve çabucak toparlandım. Hannah'ın yanına gelip aynı boya gelmek için eğildim. "Konuşmak ister misin?" Başını onaylar anlamda salladı. Kolundan tutup onu lavaboların olduğu kısma götürdüm. Yüzünü yıkadık ve onu arka odalardan birine götürdüm. Koltuğa oturdu. Bende karşısında diz çöküp ellerini tuttum.

"Başka birini öptü." dedi ve yine ağlamaya bağladı. Ellerimi yüzüne yerleştirip gözyaşlarını sildim. "Hayır, ağlamak yok." Önüne gelen saçını kulağının arkasına sıkıştırdım. "Kötü hissettiriyor değil mi? Kullanılmış gibi?" Mavi gözlerini elalarıma dikip bana baktı. "Nerden mi biliyorum? İlk sevgilim beni de aldatmıştı. Bu sanki bütün değerinin yok olduğunu sana haykırıyor." Gülümsedim. "Ama sen hala çok değerlisin." Gözlerimin içine bakmaya devam ediyordu. "Bak biliyorum. Çok garip bir şey. Bir daha o dudaklarını öpemeyecekmişsin gibi geliyor. Ya da gözüne kirli biri gibi görünebilir. Ama bunların içinde, onun seni sevdiği ve aşık olduğu da var."  Gözlerini sildi. "Zayn.. Bilmiyorum." Ayağa kalktım. Dizlerim uyuşmuştu. "Şimdi içeri gidiyoruz ve ona sarılıyorsun. Affetme ama sarıl. Bu iyi gelecek." "Teşekkür ederim." dedi gülümserken. Gülümsedim.

Never Been HurtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin