Episode 31. "You killed him, Zayn."

15.1K 581 69
                                    

Beklettiğim için çok özür dilerim. Ama diğer bölüme gelen yorumlar çok azdı. Yorum az olunca insanın yazası gelmiyor inanın.

İthaf; jortini'ye gidiyor. ♥

İyi okumalar.   

Bölüm 31. "Onu sen öldürdün, Zayn."

"Zayn sence bu nasıl?"

"Çok güzel."

"Peki bu?"

"Bayıldım."

"Tamam, bir de şuna bak." 

"Harika harika."

"Sen beni dinlemiyorsun." 

Oturduğum deri koltukta doğrulduğum. Alkış tuttum. "Tebrikler. Geç de olsa fark ettin." "Zayn, biraz kibar olur musun?" Anneme döndüm. "Olamam anne. Hem benim bu lanet yerde ne işim var?" Ayağa kalkıp masanın üstündeki telefonumu aldım. "Gidiyorum ben." "İyi de takım.." Kapıyı sertçe açarken bağırdım. "Milyon tane takım var evde. Giyerim birini."

Mağazadan çıkıp arabaya bindiğimde sanki 30 kilo yük omuzlarıma yüklenmiş gibiydi. Kendimi yıpranmış ve yorgun hissediyordum.

Telefonum çalınca sırtımı gerip cebimden çıkardım. Arabell arıyordu. Derin bir nefes verip gözlerimi kapattım. Bu iş gerçekten de gittikçe daha kötüye gidiyordu. 

"Beni arayacaktın." dedi sitem dolu bir sesle. "Müsait değildim." dedim soğuk bir sesle. Eğer O'nu kendimden uzaklaştırırsam bu iş tahmin ettiğimden daha acısız biterdi.

"Neyse." dedi derin bir nefes alıp. "Benimle hemen buluşabilir misin? Çok güzel şeyler oldu ve sana anlatmam gerek." "Olur." dedim. "Adresi mesaj atarım." 

 Aklıma gelen bana yakın ilk kafenin adresini attım. Pekala, bu sefer konuşmayı deneyeceğim.

Arabayı yol kenarında durdurup indim. Kapattıktan sonra kafeye yöneldim ve içeri girdim. Benden önce gelmiş olması şaşırtıydı. Masasının yanına gidip karşısındaki sandalyeye oturdum. 

"Evet." dedim hızlıca. "Seni dinliyorum." Yüzünde resmen güller açıyordu. Oldukça mutluydu ve gözleri parlıyordu. "Arabell." dedim gözlerimi kısarken. "İyi misin?" Gülümsedi ve ellerimi tuttu. "Bil bakalım ne oldu?" Omuz silktim. "Ne oldu?" "Hannah geçen gün Jason'ın ağzını aramış." "Evet?" dedim devam etmesini istercesine. "Jason'a 'Arabell biri ile çıksa ve senden bunu gizlese ne yapardın?' demiş. Jason, çıktığı kişiye bakarım, eğer onun için gerçekten güvenilir biriyse bence mahsuru yok demiş." 

Sol tarafıma büyük bir ağırlık çöktü. Ellerimi biraz daha sıktı. "Bu bana bir umut verdi Zayn. Belki ilerde bir gün açıklarsak bir şey demez. Çünkü seni seviyor ve güveniyor." "Arabel--" Sözümü kesti. "Gözlerinden olumsuz bir şey diyecekmişsin gibi geliyor. Deme Zayn. Ne diyeceksen deme."

Sustum. Sustum ve aşık olduğum kadının asla olmayacak bir şeye sevinmesini izledim.

**

"Lou seni gebertecek. Hemen gel." dedi Harry telefonda. "Hem ayrıca burada 4 tane çıtır kız var." "Azgın olmak zorunda mısın?" dedim direksiyonu sola kırarken. Sırıttığını hayal edebiliyordum. "Hayır, sadece erkekik dürtüsü." "Sikeyim senin erkeklik dürtünü. Kapat." Telefonu kulağımdan çekip yanımdaki koltuğa attım ve sekip yere düştü. Umurumda bile değildi. 

Restoranın önüne gelince sertçe el firenini çektim ve arabadan resmen uçarcasına indim.

Ama görünüşe göre yerimi birileri doldurmuştu.

Dışarıdan göründüğü kadarıyla 4 kişi, mikrofonların başında şarkı söylüyor, ve çocuklar e Lou'da onları dikkatle dinliyordu. Söyleyenlere biraz daha dikkatli baktım. 

Perrie ve arkadaşlarının bildiğim kadarıyla Youtube'da kanalları vardı ve yaptıkları coverları, yazdıkları şarkılara bu kanala atıyorlardı.

Perrie'nin artistlik yapması gereken yer internet olmalıydı. Benim mekanm değil.

İçeri daldım. Kapı gürültüyle açılıp öne savruldu. Perrie'nin gözü bana kaydı ve solosunu söylemeye başladı. 

One breath, one step, one life, one heart.

(Bir nefes, bir adım, bir hayat, bir kalp.)

Two words, two eyes, you begin a new start.

(2 sözcük, 2 göz yeni bir hayata başlıyorsun.)   

Sonra topluca söylemeye başladılar.

Too neat, too narrow, too short, to birgth.

(Çok temiz, çok dar, çok kısa, çok parlak.)

I'm here with you, here by my side.

(Seninle oradayım, burada yanımdasın.)  

Kızlardan gözümü ayırıp Lou'nun yanına gidip kibarlıktan ödün vererek kolundan tutup kenara çektim. "Neden buradalar?" Bana iğrenir gibi baktıktan sonra toparladı. "Perrie nişanlın olduğunu söyledi. Seninle aynı yerde çalışmak istiyormuş. Bende dinleyeyim dedim." Bir süre bana bakıp tısladı. "Bunu Arabell'e nasıl yaptın?" Yüzümü buruşturdum. "Bir şey bilmiyorsun. Sus." O benim her zaman ikinci bir ablam gibi olmuştu ama bu sefer ona saygısızlık yapıyordum. "İğrençsin. Buraya ilk geldiğinde ne kadar efendi, dürüst olduğunu düşünmüştüm." Fısıldadı. "Diğer çocuklardan farklıydın sen benim için. Onlar nerede duracaklarını bilmez, taşkın hareketler yaparlardı ama sen aklı başındaydın. Asildin. Ne yapman gerektiğin her zaman bilirdin." "Ben hala öyleyim." dedim dişlerim arasında. "Hayır." dedi geri çekilirken yüzündeki acı ifadesiyle. "Buraya ilk geldiğin günü hatırlıyor musun? Senin için bir DJ platformu oluşturmuştum. Sırf senin için. Her gece çıkar elinden ne gelirse yapardın." Beni şöyle bir süzdü. "Çocuklar sana DJ Malik derlerdi." Gözlerimin içine baktı. "Ama yok. DJ Malik'i ben göremiyorum, Zayn." "Tanrı aşkına! DJ Malik bir yere gitmedi." dedim çaresiz bir sesle. Bir adım daha geri gidip başını ik yana salladı. "Yanılıyorsun. Sen DJ Malik'i öldüreli çok oldu Zayn." Ve sonra bir süre daha baktıktan sonra yanımdan geçip gitti. 

Dedikleri kalbimde derin bir oyuk açtı ve sahip olduğum ne varsa o oyuğun içine düştü. Arkadaşlarım, aşkım, ailem.. sahip olduğum her şey.

Sulanan gözlerimi silip söylemesi biten Perrie'nin yanına geldim. "Gelir misin?" Beni onayladı ve peşimden arka tarafa geldi. 

"Burada çalışamazsın." dedim. Gülümsedi. "Neden?" "Çalışamazsın Perrie. Nedeni yok." Güldü. "Beni kendinden uzaklaştırmaya çalışma Zayn." dedi bana bir adım yaklaşırken. "Unutma ki yaklaşık 1 ay sonra sana en yakın kişi ben olacağım. Evini paylaştığın, kaderini paylaştığın, işini paylaştığın." Dudaklarını benimkilere yaklaştırıp fısıldadı. "Yatağını paylaştığın.." Onu geriye ittim. "İğrenç." diye mırıldandım. Alayla gülüp bir şey demeden uzaklaştı.

O gece eve gelip başımı yastığa koyduğumda her şey birer birer dönmeye başladı beynimde.

"Bu bana bir umut verdi Zayn. Belki ilerde bir gün açıklarsak bir şey demez. Çünkü seni seviyor ve güveniyor." 

"Tanrı aşkına! DJ Malik bir yere gitmedi."

"Yanılıyorsun. Sen DJ Malik'i öldüreli çok oldu Zayn." 

"Beni kendinden uzaklaştırmaya çalışma Zayn. Unutma ki yaklaşık 1 ay sonra sana en yakın kişi ben olacağım. Evini paylaştığın, kaderini paylaştığın, işini paylaştığın. Yatağını paylaştığın.."   

Derin bir nefes alıp sağ tarafıma döndüm. Bulunduğum durumdan hiç bir şekilde kaçış yolu yoktu. Belki de Arabell'e söylemem gerekti. Beni anlayabilirdi. Ama.. o bakışlarını görmek istemiyordum, incinmesini görmek çok ağır gelirdi.

Aşkım parçalanıyordu.

Aile hayatım karışıyordu.

Peki bunlar arasında kaybettiğim kişiliğim ne olacaktı?

Never Been HurtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin