Düzenlendi...
Sabah erkenden kalkıp mardini gezmeyi severdi bugün de erkenden kalkmış kimseye haber vermeden atmıştı kendini mardin sokaklarına burası onun doğduğu büyüdüğü ve yaşamaya devam ettiği şehirdi. Ne kadar içinde iyiligi de kötülüğü de barındırsa onun sehriydi. iyi hatıraları da kötü hatıraları da bu şehirde yaşamıştı Ne atabiliyor nede satabiliyordu mardin'i düşüncelere o kadar dalmıştı ki Telefonunun çalmasıyla korkmuştu elini cebine atarak telefonu çıkardı arayana baktığında kardeşi murat olduğunu gördü gözleri ekranda ki saate kaydığında 11.30 gectigini gördü. Eve geç kalmıştı büyük bir korkuyla Telefonu bekletmeden açarak koşmaya başladı.
"Efendim murat" dedi sesinden bile belliydi korktuğu ama kardeşi bunu fark etmemişti çünkü o da şilan için korkuyordu.
"Neredesin abla babam köpürüyor nerde bu kız diye annem sakinleştirmeye çalışıyor ama babam sakinleşmiyor hemen eve gel"
"Eyvah! geç kaldım murat dolaşmaya çıkmıştım."
" Tamam hemen gelsen iyi olur "
Telefonu kapatıp aceleyle cebine koydu ve daha hızlı koşarak eve gitti. Eve geldiğinde babası sinirli bir şekilde ona bakıyordu zaten hiç normal bakmazdi ki onlara hep sinirliydi bakışları
"Neredesin kız sen bu saat'e kadar" diye bağırdı sesi evi inletecek kadar yüksekti. Şilan dolmuş gözlerini saklayarak
"Biraz dolaşmaya çıkmıştım baba" dedi sesi titriyordu ama bu babasının umrunda değildi.
"Dolaşmaya cıkmışmış bak şuna ya başına bir şey gelseydi ne olacaktı şilan düşündün mü? Ailem milletin yüzüne nasıl bakar diye düşünmedin mi?" Diye bağırdı.
İşte babası hep el ne der ne düşünür diye düşünürdü. Hiç ne şilan' a ne murat'a güvenmez hep milletin ne diyeceğini düşünürdü. Şilan babasına hiçbir şey demeden hızlıca odasına çıktı. Odasına girdiğinde gözlerindeki yaşlar bu anı bekler gibi daha fazla bekleyemeden akmaya başladı. Niye babası onları değilde hep milletin ne diyeceğini düşünürdü Yatağında ağlarken sadece bu düşünceler geçiyordu şilan'ın aklından bu oda yatak dert ortağı olmuştu şilan'ın her acısını bu odada bu yatakta yaşardı. Kapı açılınca gözlerini hızlıca silerek gelene baktı. Biricik annesiydi gelen üzgün bakışlarla geldi yanına kıyamazdı kızına babası şilan'ı her dövdügünde kurtaramazdı onu babasının elinden ama yine odasına gelir sarılır sarmalar acılarını giderirdi ama bir işe yaradıgıda yoktu. Bedeninin acı gitse de kalbindeki acı hala dururdu şilan'ın o hiç gecmezdi. Annesine zorlada olsa gülümseyerek baktı şilan onu daha fazla üzgün görmeye dayanamzdı.
"İyiyim ben anne alıştım artık babamın bu haline" dedi annesini rahatlatmak istiyordu. Annesi yaşlı gözleriyle baktı kızına güzel kızından nasıl ayrı kalacaktı bunu kızına nasıl diyecekti.
"Anne sen ağlıyorsun?" Dedi şilan korkuyla babası kendi siniri yüzünden annesine mi bağırmıştı.
"Baban seni aşağıda bekliyor kızım önemli bir şey diyecek" dedi ve cevabı bile beklemeden odadan çıktı
"Tamam anne geliyorum" dedi şilan ama annesi onu duymuyordu
Annesi odadan çıkınca bir banyo'ya gidip elini ve yüzünü yıkayarak aşağıya indi. Babası geniş koltukta oturmuş annesi ve kardeşi ise tekli koltuklarda başları önde oturuyordu. Ağlıyorlardı ama bunu şilan'ın gormesini istemedikleri için başlarını yere doğru eğmislerdi. Şilan Yanlarına giderek diğer geniş koltuğa oturdu Babası bir şey demek için ağzını acsada diyemiyor geri kapatıyordu.
"Ne diyeceksin baba?" diyerek konuya girdi şilan babası şilandan gelen soruyla konuya direk giriş yapmıştı.
"Evleniyorsun"
Berat ağadan...
"Aşkım hadi kalkma saati geldi. Kahvaltıya bekliyoruz seni" diyen karısi dicle uyanması için uğraşıyordu. Berat ağa gözlerini açarak sırtını yatak başlığına dayadı ve dicle'ye dogru döndü.
"İşte kalktım sen git ben arkandan geliyorum dicle" dedi berat ağa yataktan kalkarken
"Beraber inelim ev sakinleri öyle görsün bizi" dedi dicle
Artık sinirleniyordu berat ağa ev sakinleri zaten dicle'yi sevmediğini biliyorlardı sakin tutmaya çalıştığı sesiyle dicleye baktı son sınırdaydı sakinliğinin
"Ne görsünler dicle neyi görsünler?" Diye sordu. Dicle gülümsemeye çalışarak yanıtladı kocasını
"Beni sevdiğini bundan sonra mutlu olduğumuzu görsünler"
İşte sinirinin tavan yaptığı yerdi berat ağa icin artık dayanamadan sinirle konuştu daha doğrusu bağırdı.
"Herkes biliyor dicle seni sevmediğimi sende beni sevmekten vazgeç seninle annemin zoruyla evlendim bunu unutma"
Hızlı adımlarla banyoya girdi. Dicle'nin ağlayarak çıktığını duyuyordu ama umrunda değildi dicle onu anlamak istemiyordu istesede anlamayacağını biliyordu berat ağa Sevmiyordu onu ve sevmeyecekti. Banyodan çıkarak açık kahverengi tonlarindaki giysi dolabından siyah bir takım çıkararak giyindi ve daha fazla beklemeden odadan cıkarak aşağıya indi. Annesi babası kız kardeşi zümra erkek kardeşi azat dicle büyük babası ahmet büyük annesi sultan hepsi sofradaydı. Hiçbir şey demeden masaya yerine oturdu. Oturmasıyla herkes kahvaltıya başladı. Konakta böyleydi aileden biri gelmeden yemeğe baslanmazdı. Sessiz geçen kahvaltı büyük annesi sultan hanım'ın sorusuyla berat ağa için çekilmez olmaya başlamıştı.
"Berat ağa ne zaman bir veliaht'ımız olacak bizim cümle alem bu haberi bekliyor kaç sene oldu " dedi sultan hanım
Berat ağada çocuğunun olmasını istiyordu ama dicle kısırdı ve çocuğu olmuyordu annesi sultan hanım' a bakarak
"Dicle kısır anne bilmiyormusun?" Diye sordu onun bu cümlesiyle
Dicle sessizce ağlamaya başlamıştı bu durum onu daha fazla üzüyordu o da kocasına ve ailesine bir bebek vermek istiyordu ama olmuyordu. Bu berat ağa'nın umrunda değildi. Ona bir çocuk vermek zorundaydı ama büyük annesi'nin dediği şeyle onunda zorunda olmayacaktı.
"O zaman berat ağa 'ya bir kuma alacağız" dedi sultan hanım bu sözü berat ağa da dahil herkesin ona şaşkinca bakmasını sağladı.
İlk bölümle yayındayız nasıl buldunuz ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mardin güzeli Kuma(TAMAMLANDI)
General FictionKapak:destina graphic Mardinin en güzel kızı şilan mardinin en acımasız agasına zorla kuma giderse ne olur? ya çocuk için sevmediği karısının üzerine kuma almayı kabul eden berat ağa kuması ve karısı arasında kalırsa ne olur? kocasını çok seven...