Üç gündür saraydaydı ve Lalisa'nın taç giyme töreni hazırlıklarını takip etmekle görevliydi.Bir nedime olarak işine geri dönmüştü. Hafızasını kaybettiği halde işini eskisi gibi yerine getiriyordu.
Tam karşısındaki ikiliye gözlerini dikti. Yeni evli olan çift, törende giyecekleri kıyafetlerini kuşanmışlardı. Aynanın karşısında kendilerine bakarken terziler onların ölçülerini almaya ve bir hata var mı diye kıyafetlerini kontrol etmeye devam ediyorlardı.
Chaeyoung'un gözleri onlardan ayrılıp elindeki taçlara odaklandı.
Mindere benzeyen yumuşak şeyin üstünde iki taç vardı. Prensesin tacındaki desenler fazlaydı; üzerindeki değerli taşlar daha sıktı fakat prensin tacındakilere göre daha küçük boyuttaydılar.
Prensin tacı oldukça büyüktü. Kral olmanın yükünü yansıtıyordu. Büyük bir yüktü fakat aynı zamanda en değerli olan şeydi.
Terzilerden en uzun olanı, Chaeyoung'un elinde tuttuğu taçlardan en büyük olanı aldı ve prensin başının üzerine dikkatlice, biraz da utana sıkıla, yerleştirdi.
Prens, aynadaki yansımasına memnuniyetle baktı. Taç ağırdı ve başını ağrıtıyordu. Yine de hükmetme duygusu tüm bu acının önüne geçiyordu.
"Sana yakıştı." Lalisa'nın samimi çıkan sesi Chaeyoung'un sinirlenmesine sebep olmuştu.
Öpüştükleri gecenin üzerinden üç gün geçmişti ve üç gündür tören hazırlıkları hariç görüşmüyorlardı.
Tören hazırlıkları sırasında da izlediği tek şey prens ile hoş sohbetleriydi.
Sinirle dişlerini dudağına geçirdi ve bacağıyla ritim tutmaya başladı.
Terzi tekrar ona yaklaşıp diğer tacı aldı ve prensesin başının üzerine yerleştirdi.
Tacın güzelliğiyle dudaklarını serbest bıraktı.
Taç mı güzeldi yoksa tacı güzelleştiren şey Lalisa'nın duruşu muydu emin değildi. Sadece beğenmişti. Gerçekten hoş görünüyordu.
Neden sinirlendiğini bilmiyordu. Lalisa'yı gördüğü anda güçlü bir his tüm bedenini kaplamışken Lalisa'nın ona "ben senin en yakınındım" demesi ardından onun ilk öpücüğünü çaldığını söylemesi... Hepsi kafa karıştırıcıydı Chaeyoung için.
Düşüncelere dalmışken prensin kalın sesi kulaklarını doldurdu:
"Taç neden bu kadar küçük?"
Lalisa omuz silkti.
"Taşıyamam..."
"Taşırsın. Taç bir kraliçenin kudretini temsil eder. Büyük ve ağır bir tacın olacak ki düşmanlarını korkutsun."
Lalisa kıkırdadı ve parmaklarını tacının üstünde gezdirmeye başladı.
"Düşmanlar benim tacımdan mı korkacak? Eğer tek korktukları benim tacımsa zaten onları ciddiye almam."
Prens gözlerini devirdi.
"Söylemek istediğim şey bu değildi... Her neyse, nasıl istiyorsan öyle olsun. Zaten yeni bir taç için vakit kalmadı."
Terzilerden biri aniden Chaeyoung'a bir kemer uzattığında irkildi.
Kaşıyla gözüyle bu kemeri prensese takmasını ima ettiğinde Chaeyoung'un gözleri kocaman açıldı.
Baş parmağıyla kendini işaret etti ve dudaklarını oynattı:
"Ben mi?"
Terzi, kemeri onun eline tutuşturdu ve hafifçe onu prensese doğru iteledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My All | Chaelisa
Fanfiction[Vampire+Royalty] "Sen artık en yakın arkadaşım olan Lalisa değilsin. Sen artık prensin eşi olacak yeni kraliçemizsin."