Taç giyme törenini soylular ön kısımlarda izlerken nedimeler ve diğer saray çalışanları arkalardan izliyorlardı.
Lalisa ve Seungyoon kalabalığın arasından onlara ayrılmış yolda tahta doğru yürürken herkesin gözü onlardaydı.
Lalisa sürekli yutkunuyor ve Seungyoon'un koluna tırnaklarını geçiriyordu.
"Heyecanlı mısın?"
"Hayır, sadece biraz gerginim."
"Her şey yoluna girecek." Deyip elini Lalisa'nın elinin üstüne koydu ve güven verircesine sıktı.
Elbette bu ikilinin, kıskançlıktan dolayı dudaklarına eziyet eden Chaeyoung'dan haberleri yoktu.
Tahtın önüne geldiklerinde yüzlerini soylu kesime döndüler. Saray çalışanları anında hançer ve kraliyetin simgesi olan Ametist taşını bir minder üstünde onlara sundular.
Lalisa, ürkek bakışlarını Seungyoon'a ulaştırdığında prens bunun ne demek olduğunu anladı ve bozuntuya vermeyip hançeri aldı.
Boğazını temizledi ve tok sesiyle konuşmasını yapmaya başladı:
"Ben Kang Krallığından Prens Seungyoon. Sizlerin önünde yemin etmek büyük bir şereftir benim için." Hançerin keskin kısmıyla elini boydan boya kesti. Ardından kanının çıkması için elini sıktı.
Değerli ve kutsal olduklarını düşündükleri taşın üzerinde birkaç damla kan düştüğünde prens, yeminine devam etti:
"Binlerce yıldır krallığımı koruyan bu kutsal taş üzerine yemin ederim ki ömrümün geri kalanını sizlere daha iyi bir hayat sunmak için harcayacağım. Aileme, eşime ve halkıma sadık kalacağım..."
Chaeyoung, Jisoo'nun kulağına eğilip "Ne zaman bitecek bu yalanlar zincirlemesi?" dediğinde Jisoo gülmemek için yanaklarının içini ısırdı.
"İstersen gidebilirsin çünkü hâlâ taç giymediler."
Chaeyoung derin bir nefes aldı ve geri geri yürüyerek kapıya ulaştı. Kimseyi rahatsız etmemek adına kapıyı yavaşça açıp kendini dışarıya attı.
Lalisa'nın konuşmasını dinlemek istememişti. Eğer "Yeni kralımıza sadık kalacağıma yemin ediyorum." dediğini duysaydı oracıkta kahkaha patlatırdı. Sonuçta evlendiği günü kralın yanında değil kendisinin yanında geçirmişti.
"Chaeyoung?" Tanıdık bir ses duymasıyla arkasını döndü.
Prenses Sorn, ilk karşılaştıkları halinden farklıydı. Oldukça şatafatlı giyinmişti. Oysaki Chaeyoung onun diğer soylulardan farklı olduğunu düşünmüştü.
"Törene katılmadınız mı?"
"Kan görmekten hoşlanmadığım için katılmadım."
"Ah, anlıyorum..."
"Senin neyin var? Hayalet görmüş gibisin."
Chaeyoung'un elleri kendi yanaklarını kavradı.
"Öyle mi? Bir şey olmadı aslında..."
Prenses Sorn ona yaklaştıkça Chaeyoung geri geri yürümeye başladı. En sonunda yenilgiye uğrayıp Sorn'un onun yanaklarına dokunmasına izin verdi.
"Buz gibisin! İyi olduğuna emin misin? Hekime görünsen iyi olacak."
"İ-iyiyim..." fiziksel teması bitirmek adına bir adım geriye gidip onun sıcacık ellerinden kurtuldu.
"Beni endişelendiriyorsun."
"Benim için endişelenmenize gerek yok, majesteleri."
"Şu kelimeyi kullanma. Sadece Sorn diyebilirsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My All | Chaelisa
Fanfiction[Vampire+Royalty] "Sen artık en yakın arkadaşım olan Lalisa değilsin. Sen artık prensin eşi olacak yeni kraliçemizsin."