🔱4.BÖLÜM🔱

386 18 1
                                    


"uslu bir kız ol ve bana zorluk çıkartma"dedi.

Ne kadar da sert bir yapısı vardı.

O önde ben ise arkasında yürüyorduk.
Uzun koridora gelince elimi tutup beni kendine yaklaştırdı.

Benim elim onun elinin aksine resmen cayır cayır yanıyordu.
O da bunu farketmiş olacak ki elini elimden bir anda çekti.
Sonra tekrar tuttu.

Dün ki iğrenç yere ulaşınca yüzümü buruşturmadan edemedim.

Ne kadar da aşağılık bir yerdi burası?
Kızlar hiç utanmıyor muydu?
Ya da aileleri neder?

İki paralık karaktersiz insanlardan başka bir şey göremiyordum.
Annem bana her zaman insanların gözünde iyi bir izlenim bırakmamı söylerdi.
Hatta bu yüzden bana kötü davranan insanlara da iyi davranırdım ki onların yüzü kızarsın yaptığı hatayı anlayıp fark etsin, ama hiç bir zaman böyle bir şey olmadı aksine beni daha da ezmeye başladılar.

Ne kadar umursamayan biri gibi gözüksemde benimde bir kalbim vardı.
Umursuyordum işte!
Tırnağım kadar olamayan insanların dediklerini umursuyordum!

Bu lanet yerden uzaklaşıp,asansörün olduğu yere geldik.
Ara sıra karana kaçamak bakışlar atıyordum.

Ne var yani adam çok yakışıklı !

Ama benim için karakter daha önemliydi.
Kişilik ve karakter olmadıktan sonra yakışıklı olsa ne olur.

Asansörün açılan kapısı ile düşüncelerimi daha sonra kurcalamak amaçlı bir kenara kaldırdım.

Beni tekrar kolumdan tutup dışarıya çıkardı.
Geriye siyah büyük kapıdan çıkmak kalmıştı.

"kimseyle göz teması kurma"dedi. Ardından siyah kapıya yöneldi.

karşımızda ki adamlara kapıyı açmalarını işaret etti.
Adamlar baş selamı verip kapıyı açtılar.
Kapıdan çıkar çıkmaz bir arabaya bindik.
"Nereye gideceğiz" dedi.
Telefonumdan ev adresimin konumunu ona gösterdim.
Kafası ile onayladı.

Sebepsiz yere bir heyecan duygusu kapladı bedenimi.
Ellerim terliyor,kalbim tekliyordu.
Bu duygulara çok yabancıydım.

Neyin nesiydi bu?

...

Camdan hızla akıp giden manzarayı izliyordum.
Hava sisli ve bulutluydu.
Sis yolu kapatmışken bulutlarda buna ayak uydurmuş gri rengine bürünmüştü,arabanın farları ise sadece 1 metre kadarını net gösteriyordu.

Ara sıra kaçamak bakışlar yolluyor göz temasından kaçınıyordum.
Şu ana kadar tanıdığım en garip insanlardan biriydi.
Tuhaf bir kişiliği ve korkutucu çehresi vardı sadece çehresi değil davranışlarıda korkutucuydu.

Git gide sıkılmaya başlamıştım.
Derin bir nefes alıp gözlerimi yumdum.
Ruhum sanki bedenimden sökülüyor gibiydi.
İçimde gitmek bilmeyen bir sıkıntı ve garip duygular vardı.

Kendimi sadece psikolojik değil bedenen de çökmüş hissediyordum.
Nasıl bir hissiyattı bu böyle?

"Sıkıldın mı?"

Sorduğu soru ile kafamı olumlu anlamda salladım.
"İyi o zaman sıkılmaya devam et" dedi alayla.

Odun!

Onda farklı şeyler seziyordum.
Tehlikeli görüntüsünün arkasında başka bir kişilik yatıyordu.
Sadece bunu dışa vuramıyordu.
Çekingen çocuk misali yaramazlığını içinde yaşıyordu.
Ve bu benim dikkatimi çekiyordu.

Hadi ama Yeliz daha iki gündür gördüğün adamı nasıl bu kadar çabuk tanıyorsun!

Elalarım ara sıra kahvelerine odaklanıyor onu tanımlamaya çalışıyordum.

Ama olmuyordu!
Gözlerinde tek bir duygu kırıntısı göremiyordum.

Bakışları ise donuk ve soğuk kanlıydı.

Hava siyah rengine bürünmüş kararmıştı.
Etrafı dolunay ve arabanın farları aydınlatıyordu.
Gri bulutlar yok olmuş yerini yıldızlar almıştı.

"Geldik sayılır" dedi.
Onu kafamla onaylayıp yayıldığım koltukta toparlandım.

Bizim siteye girince derin bir nefes aldım.
Bir an sağ sağlim gelemeyeceğim diye çok korkmuştum.

Araba durunca inmek için kapıyı açtım.

"Karşılığını daha sonra alacağım"

Korkmalı mıyım?
Evet.

Ama benden ne isteyecekti?

KALBİMDEKİ MAFYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin