Gizemli Şiir

22 3 0
                                    

Çantamda bulup cebime koyduğum kâğıdı açtığımda özenli bir el yazısıyla yazılmış bir şiirle karşılaştım:
"Düğümlenmiş bir kere yüreğim yalnızlığına,
Gözümdeki damlalar fayda etmiyor ki;
Sonsuz hicran gibi sonsuz vuslat da yoksa,
Çözülür yüreğim SENSİZ yarınlara...
Gül, dalında rengini yitiriyor artık,
Olan olmuşsa, dönüş olmaz geriye.
Düğümlenir yüreğim, sensizliğe ne çare?
Sendeki ben, yine BÎÇARE..."

- Kimi bu kadar üzmüş olabilirim diye düşündüm. Geçen yıl bir ara arkadaşlık edip ayrıldığım Korhan mı yoksa Volkan mı ? Volkan olabilir, o çok duygusaldı. Hatta ayrılırken "Sana son kez sarılabilir miyim?" deyip ağlamıştı. Gidip onu bulmalıyım.

Yukarı doğru çıktım, onların bölüm katına vardığımda dersten yeni çıkıyorlardı. Volkan sırada oturuyordu. Seslendim. Hemen yanıma geldi.
- Nasılsın Volkan?
- İyiyim, sağ ol. Bir şey mi oldu? Seni bu katta görmek güzel..
- Bir şey soracağım; ama dürüstçe cevap vermeni istiyorum. Söz mü?
- Söz tabiî. Sana karşı ne zaman dürüst olmadım?
- Peki. Sözü dolandırmayacağım. Şu kâğıdı çantama sen mi koydun?
- Hayır. Ama sakıncası yoksa bakabilir miyim?
- Bakabilirsin.

Volkan kâğıdı alıp okurken elleri hafifçe titremeye başladı. Belki de hâlâ birlikte olabiliriz umudu taşıdığı için yanıma kimsenin yaklaşmasından hoşlanmıyordu.
- Eda, bir şey öğrenirsen haber ver lütfen. Artık eskisi gibi olmasak da biz dostuz, biliyorsun.
- Biliyorum.Bir şey öğrenirsem ilk sana söyleyeceğim, söz.
- Araştırmada yardıma ihtiyacın olursa da lütfen söyle.
Elimle "dur" işareti yapıp daha fazla beklenti içine girmemesini istediğimi belli ettim. O da mesajı aldı.
Sırada Korhan vardı. O alt kattaki Sosyoloji Kulübünde takılırdı daha çok. Aşağı indim. Arkadaşlarına onu sordum, dışarı çıktığını söylediler. Böyle bir şey yapıp kaçmış olabilir miydi, bilemiyorum. Telefon numarasını rehberden silmiştim, bu yüzden arkadaşı Selim'de telefon numarasını istedim. Önce imalı bir bakış attı, sonra telefon numarasını verdi. Onun imalı bakışlarıyla harcayacak zamanım yoktu, derse geç bile kalmıştım. Derhal onu görmek istediğimi söyleyen bir kısa mesaj attım ve derse girdim.

.....
Ders bitiminde İdil:
- Eda, hayırdır küs müyüz? Geçen akşam seni aradım, dönüş yapmadın.
- Ha, sahi . Koşturmacadan unutmuşum, kusuruma bakma. Hayırdır?
- Hiç, işin yoksa buluşalım, diyecektim. Sizin oraya doğru geliyordum; ama sen açmayınca başka plan yaptık Aylin'le.
- Ya gerçekten kusura bakma. Şu projeyle uğraşıyorum. Son güne kadar yattım. Yarın teslim edilecek ve benim hâlâ eksiklerim var. İş çıkışında onunla uğraşacağım.
- Bu aralar bana dokunmayın, diyorsun yani.
-Aynen öyle diyorum.

Onu da kibarca (belki biraz kabaca) yanımdan savuşturduktan sonra bir sonraki dersi yapılacağı amfiye gitmek üzere aşağı indim. Bir çift gözün beni izlediğini fark etmeksizin...

AYNANIN ÖTEKİ TARAFI (KİM?)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin