=6=

85 2 0
                                    

taxi ile hastahaneye varınca kayıt bölümünde defnenin olmadığını yani vardiyasının akşam olduğunu öğrenince ben kendimi durduramadan gülmeye başladım serkan ise buna inanmayarak tekrar tekrar soruyordu ama cevap aynıydı en son görevli

-beyefendi zaten kolunuz kırık daha fazla bekleyemezsiniz hemşire olmasada doktor odada çıkın hemen yukarı diyince serkana sevindiğimi belli etmemeye çalışıyordum sevda ile ilgili herşey beni gülümsetmeye yetiyordu nedenini bilmesemde mutlu oluyordum sanki.. böyle şey gibi şeyy.... anlatımı yada tarifi olmayan birşey  sevinçle gülüyordum ki serkan kıpkırmızı domatese dönmüş suratıyla bana öfkeyle bakıyordu kolundan tutup asansöre sürükledim o acıyla inlerken ben sevinçten dört köşeydim düğmeye bastığımda bana dişlerinin arasından seslendi

-oğlum insan az üzülür ya ne bu sevinç hiç mi acımıyorsun?

-banane oğlum neden acıyayım?

-vayyy öyle oldu şimdi

-kendin bilerek kırdın ben sana yapma dedim diye cevap vereceğim sırada asansörün kapısı açıldı ve odaya girdik odaya girdiğimizde sevda saçlarının bir kısmı kulağının arkasında o incecik parmakları bilgisayarın klavyesinde öylece oturuyordu bizi görünce hemen ayaklanıp serkanın yanına geldi 

-oo ne oldu? dedi serkanın kolunu incelerken

-düştüm dedi serkan sonrada gözlerime baktı sanki gerçeği söyleme der gibi baktı ama  bende gerçeği söylemeyecektim zaten güzel bir bahaneydi bu benim sevdayı görmem için ona bir hasta-doktor ilişkisinden daha yakın hissediyordum kendimi ama burada durdukça kendimi ele verecekmişim  gibi hissediyordum sürekli o yüzden hiç istemesemde 

-ben kantine ineyim o zaman dedim serkan panik olup

-neden dursana oğlum işte

-yok ya acıktım ben biraz sana kolay gelsin dedim arkamdan

-aras,arass diye bağırsada asansöre binip aşşağı indim kantinden kendime bir kahve alıp bahçeye çıktım önümden bir çift geçti sarılıyorlardı adam kadına ''seni çok seviyorum'' dedi kadınsa onu öperek karşılık verdi o an çok utandım çünkü sevda onu sevdiğimi anlayacak diye kaçmıştım oysa her zaman sevginin açıkça söylenmesinden yanaydım ama o kadar kolay söylenmiyormuş oysa ki okuduğum kitapların çoğunda sevdiğini söyleyen kazanırdı birden bana gaz geldi ve ayağa fırlayıp söylemeye gittim ama kendime bir bakınca pijamalarımla yüzümü bile yıkamamış saçlarım dağınık bir halde onunla konuşmaya çalışamazdım  odaya serkana bakma bahanesiyle girdim kolunu çoktan alçıya almışlardı bile serkan sırıtıyor sevda ise elindeki o tuşlu telefonunun ekranına bakarak gülümsüyordu o telefonda ne olduğunu aşırı merak etsem içim içimi yesede sustum serkan beni görünce

-şükür gelebildin

-aynen şükür diyerek güldüm biz böyle aramızda konuşurken sevda hala telefona gülümsüyordu sonra bırakıp yanımıza geldi ve

-serkan bey çıkabilirsiniz aslında dedi serkan birden bağırmaya başladı

-çıkmakmı? ne çıkması benim kolum kırılmış çok acıyor kopmak üzere ve siz çıkın diyorsunuz!!!

-bu kadar büyütülecek bir durum değil

-nasıl değil e sana birşey olmuyor tabii canım acıyo canımm!!! diye bağırınca sevda

-peki diyerek kafasını sağa çevirdi ve gülerek çıktı bense serkanla vakit kaybetmeyerek arkasından gittim bağırdım

-sevda hanımmmm arkasını dönüp bana baktı ve yüzüne düşen saçlarını geriye attı birden dilim tutuldu sanki konuşamadım 

-şeyyy....

-ney?

-ben kantini soracaktımda

-kantini biliyorsunuz sanmıştım elinizde kahveyle gelince dedi ve ben eminim ki kızarmaya başlamıltım tam bir aptal durumuna düşmüştüm konuşmak için kendimi rezil etmiştim ama çabuk toparladım

-yok onu bana arkadaşım almıştı

-hm peki bende gidiyorum isterseniz beraber gidelim deyince dünyanın en mutlu adamı olmuştum yanına giderken ayaklarımın yere değdiğini bile bilmiyordum belkide değmiyordu:) tam yanında kokusunu alarak yürüdüğüm anda nasıl konu açsam diye düşünürken o benden önce başlayıp

-arkadaşınızın canı tatlı galiba dedi benden daha sakin ve rahattı serkanın akşama kadar durup defneyi beklediğini bilsemde 

-evet biraz öyle dedim asansöre binerken o narin ve incecik parmaklarıyla asansörün düğmesine bastı ama birden ışıklar söndü ve asansör durdu panikle ne yapacağımı şaşırdım sevdanın çığlıkları işi dahada kötüleştiriyordu yardım ziline bastığımda takılı kaldı ne yapacağımı bilemeden öylece kalakaldım...

-SEVDAM-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin