=20=

19 0 0
                                    

Bekleyişim yaklaşık bir, bir buçuk saatimi almıştı sonunda sevdanın odasındaki doktor çıktı ve sevdanın iyi durumda olduğunu ama dinlenmesi gerektiğini kan kaybettiğini söyledi  serkan dışarıda beklerken ben içeriye girmiştim sevda ağzında vişne suyunun pipetle bana bakıyordu yanındaki sandalyeye oturdum ve oda meyve suyunu bir kenara bırakarak bana döndü
-ee gitmeyecek miyiz? Diye sordu
-gideceğiz dedim ve toparlanarak doğruldu yatakta  onu geri yatırarak şaşkın yüzüne karşı
-doktor ne zaman derse o zaman gideceğiz
-aras yapma bak yakalarlar burda
-tamam yakalasınlar o zaman banane
-ya sen ne kadar rahatsın yakalarlarsa senide arkadaşınıda öldürürler
-tamam öldürürler dedim gayet rahatlıkla
-bak aras se......
-of ve sevda sus biraz merak etme sen biz kendimizi koruyabiliriz işleri zorlaştırmamak için senin kendine bakman lazım
-tamam bundan sonra birşey demem zaten ayrıca çok uzun hayallerde kurma ben hastahanede çıkınca ve ayağımın üzerine başa bildiğim zaman gideceğim  ben kimsenin canını kendi canım için yakamam istersen de kusura bak!  Dedi ve kafasını çevirdi sinirle tam
-sevda!...  Derken kafasını çevirdi ve
-izin verirsen uyuyacağım malum kendime iyi bakmam lazım şimdi çık dışarı dedi ve sinirle kapıyı çekip çıktım kapıda duran serkan
-kardeşim ne oldu? Diye arkamdan koşarken ben kendimi dışarı attım ve arabaya bindim serkan kapımı açıp
-aras nereye diye sorunca
-biraz dinlenicem sen durur musun burda dıyerek cevabını beklemeden kapıyı kapattırıp son gaz bastım artık yollarını ezberlediğim denize sürdüm tekrar kayalıkların birine oturdum rastgele ve ağlamaya başladım canı çok acımıştı olayı detaylı bilmiyorum konuşmaya çok vakit olmamıştı ama canının çok acıdığını biliyordum kimsenin ona yardım etmediğini de biliyordum o piçin elinde kimsesiz yapayalnız ve çaresiz kaldığınıda biliyordum ve bunların hepsi benim canımın yanmasına yetiyordu ve bunların hepsi ağlamama yetiyordu benim sevdiğim kadın her gün ölmek için dua ederken ben ben ne yapıyordum Aras sen ne yapıyordun HİÇ hiçbirşey yapmıyordun sevdanın kolundan tutmuş götürürken ezik gibi ağlamaktan başka birşey yapmadın ve o kız o adamın elinde günler geçirmeye devam etti
-korkağım ben tam bir korkağım korkağım ve aptalım diye bağırdım sahilde insanlar bana baksada umrumda değildi ben korkaktım çünkü o silahı göğsüme dayatıp sevdayı arkama alamadım kaçırdım sadece çok seviyordum çok kısa sürede olup bitmişti herşey ben bile beni olduğunu anlamadan aşık olmuştum yıllarca tek sevgilisi olmayan Aras işten kafasını kaldıramayan Aras aşik olmuştu ve bu alışılagelmişin çok dışındaydı gözleri geldi aklıma o yeşil gözleri kim bilir ne çok ağlamıştı o yeşil gözleri yada kaç kere çıkmıştı o gamzeleri bir mi?, iki?  Yok hiç çıkmamıştı bence o gamzeleri ama o beni istemesede benden nefret etsede en çok ben çıkaracaktım onun o gamzelerini onun birdaha canı asla ama asla acımayacaktı bir sinirle tekrar arabaya bindim aynadan kendime baktığımda gözlerim kıpkırmızıydı ağladığımda gözlerim aşırı kızarır ve uzun süre geçmezdi gözlerimin normal hale dönmesi için birkaç tur atmış ama sonunda hastahane nin önünde inmiştim ama gözlerim hala aynıydı serkanın yanına gittiğinde sandalyeye oturmuş kafasını duvara koymuş ellerinide göğüsünde birleştirmiş uyuyordu yanındaki sandalyeye oturdum ve kafamı omuzuna koydum gözlerim eski haline dönene kadar uyanmamasını diliyordum kulaklığımı cebimden çıkarttım ve kulağıma taktım yavaş yavaş  sakinleşiyor kendime geliyordum...
*yarım saat sonra*
Gözlerimi yavaşça açtım kulaklığımı çıkarınca müzik dinlediğimiz farkına vardım ve kulaklığımın Tekin'in serkan da olduğunu yavaşça kafamı kaldırdım serkan omuzunu haraket ettirdi ve
-omzum çıktı be kardeşim dedi gülerek bense gözlerimi ovuşturmakla yetindim
-sevda dedim nasıl?
-bilmiyorum uyuduğun için kalkamadım dedi kalktık ve odaya girdik sevda odadaydı ve uyuyordu serkan fısıldayarak
-ben kafeteryadayım dıyerek çıktı başını çevirdiği tarafa koyduğum sandalyeye oturdum biraz tedirgin olsamda elimi saçlarına koydum burnumu yavaşça yaklaştırdım saçlarına ve bir solukta içimi kokusuyla doldurdum ama o yavaşça uyanmaya başladı ne yapacağımı şaşırarak elimi hemen geriye çekip göğüsümde birleştirdim
-ne yapıyorsun burda?   Dedi sesinde uyku sersemliğinin verdiği naiflik vardı
-hiiç seni izliyorum dedim boş bulunarak ama hemen yani bir ihtiyacın ağrın falan varmı diye dedim
-yok ama sadece burdan çıkmak istiyorum doktor nerde?  Dedi o sıra kapı tıklatıldı  ve serkan elinde iki karton bardak kahveyle içeri girdi birini bana uzattı ve
-al kardeşim uykun açılsın dedi ve teşekkürüm ardından odadan çıkacakken kahveyi masanın üzerine bırakarak sarıldım ve sırtını sıvazladım
-iyi ki varsın sen İyi ki benim kardeşimsin çok teşekkür ederim beni yine ve yine yalnız bırakmayışın için
-ne yapayım belasın başıma dedi ve oda sarıldı gülümsüyordu
-gitme dedim gel sende otur oda arkadaki Sandalyeye oturdu ve telefonuyla uğraşıyordu telefondan kafayı kaldırmadan
-ee  ne yapıyoruz burdan çıkınca dedi bende arkamı sevdadan gözlerimi ççevirmeden
-şurdan bir çıkalımda dedim bakıcaz
-çıkabilirmişiz konustum doktorla ama sevdaya değnek vereceklermiş ayağı iyileşene kadar birde 2 gün aralıklarla 3 kez pansumana gidecek zaten üçüncü günde çıkarılacak sargı dedi ve sevda bunu duyar duymaz
-gerek yok o kadar gelemeyiz dedi ve toparlanmaya başladı onu tınlamayarak
-aynen dedim ve kalkmasına yardım ettim ve değneklerden yardım alarak odadan çıkmayı başarabildik asansörlede alt kata inerek arabaya bindik ve eve doğru yol aldık annemin tepkisini merak ediyordum doğrusu.

-SEVDAM-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin