=25=

12 0 0
                                    

bir gürültüyle gözlerimi açtım bu gürültü şeydi ''sevdanın çığlığı?'' kalkarak hemen salona koştum aşşağıya indiğimde buğranın iki köpeği olduğunu tahmin ettiğim siyah takım elbiseli iki adam sevdanın kollarından tutmuş götürmeye çalışıyordu tek başıma onlarla baş edemeyeceğimi anladım ve mutfaktan elime ilk geçen şey olarak tavayı aldım gidip tüm gücümle birinin kafasına indirip bayılttığımda diğeri silahı alarak sevdanın kafasına dayadı sevda ağlayarak yalvarıyordu onu kurtarmam için bense ne yapacağımı şaşırmıştım

-bırak hemen kızı! diye bağırdım

-yaklaşırsan sıkarım dedi ve evden çıkartarak arabaya doğru ilerledi gözlerim fal taşı gibi açılmış kocaman bir çaresizlik içinde kalmıştım tam o sırada serkanı gördüm eline aldığı koca taşla adamın kafasına vurdu ve adam kanlar içerisinde yere yığıldı ve sevda panikle koşup sarıldı hem şaşırdım hemde sevindim ve saçını okşayarak

-sakin ol geçti dedim o sırada serkan küfür ediyor adamı ne yapacağız şimdi diye düşünüyordu ben sevdaya bir bardak su getirdim ve sakinleştirdim o sırada çıkardığı ufak iniltilerle tavayla bayılttığım adamın ayılmak üzere olduğunu farkettim ve silahını alıp uyandırdım silahla tahdit ettim ve evden çıkarttım yerde yatan adamıda arabaya bindirerek gitmesini istedim adam istediklerimi yaptı ve gitti arkasından küfür eden serkanla birlikte hepimiz içeri girdik annem ise pazardaydı sevda koltuğa oturmuş

-ben gitmek istiyorum başınıza beladan başka bir şey getirmiyorum demeye başladı 

-off sıktı artık dedim ve oturdum yaşadığım şoku atlatmaya çalışıyordum lavaboya girdim ve elimi yüzümü yıkadım aklıma gelen fikirle banyodan çıktım ve sevdaya

-sen menemen yapmayı  falan biliyormusun? dedim

-evet dedi soru sorarcasına tamam o zaman ben birini alıp geleceğim siz serkanla bir güzel kahvaltı hazırlayın dedim ve odama çıktım üzerimi değiştirip hızla indim arabaya atlayıp sahile çektim yine arabayı melisayı arıyordum bulmam çokta zor olmadı beni görünce

-hayırdır bu saatte? dedi

-sana da günaydın dedim ve arabayı işaret ettim seni kahvaltıya götürüyorum

- o nerden çıktı şimdi?

-geliyormusun dur bence geliyorsun

-nereye ya 

-bizim eve

-neden çağırıyorsun 

-off melisa amma abarttın işte evde kahvaltı hazırlıyorlar senide sevdayla tanıştırmak istedim zaten kimse yok bir sevda bir serkan birde ben dedim ve

-tamam diyerek arabaya bindi bende gülümseyerek bindim ve eve doğru yol almaya başladım melisa arkaya oturmuştu onu aynadan görebiliyordum

-neden öne gelmedin? diye sordum 

-yoo burası iyi diyordu hafif çekindiği belliydi evin önüne geldiğimizde ben indim ve kapısını açmak için arabanın etrafını dolaşıp kapıyı açtığımda o diğer kapıdan inmişti bile güldü ve

-çok centilmensin ama kendi kapımı kendim açabilirim dedi ve bende güldüm gel dedim ve eve girdim oda arkamdan geliyordu sevda elinde menemen dolu tavayı masaya koydu ve o sırada melisa çaktırmadan

-sevda buysa sen baya haklısın ben bile aşık oldum dedi ve güldü bende kahkaha atmamak için zor tuttum kendimi ve ilerledim yanlarına sevdaya 

-bak bu melisa benim arkadaşım melisa buda sevda dedim sevda elini uzattı ve melisada sıktı

-aras senden çok bahsetti dedi gülümseyerek bense utanmıştım ve melisanın kolunu sıktım konuyu değiştirerek 

-ee haydi oturalım dedim ve melisayı sandalyeye yönelttim yanına ise ben oturdum benim karşımda sevda melisanın karşısına serkan oturmuştu sohbet ederek yemek yiyorduk ama ben sevdayı seyretmekten konuşulanları anlamıyordum

-menemen çok güzel olmuş ellerine sağlık sevda dedim ve gülümsedi

-afiyet olsun 

sevda ve melisa iyice kaynaşmışa benziyordu o sırada içeriye elinde poşetlerle sebze ve meyvelerle annem girdi masayı görünce şaşırdı ama belli etmeden

-afiyet olsun dedi melisayı görünce gözlerini kısıp biraz daha baktı ama anlamadı kim olduğunu o sırada ben atıldım

-anne gel senı arkadaşımla tanıştırayım dedim ve poşetlerini alıp mutfağa götürdüm melisa evede ilk girdiğindeki utangaç yüz ifadesini takındı sanki birazda üstünden başından çekiniyor gibiydi biraz kirli ve tabiikide eskiydi annemede masanın baş köşesini verdik ve yemeğe devam ettik yemek bittiğinde annem melisa ve sevda masayı toplarken biz ise oturuyorduk ben annemi ve sevdayı görünce gözlerim dolmuştu sanki böyle evlenmiştik ama sevda böyle çok birşey bilmiyor annem ona öğretiyor beraber iş yapıyorlar günlere gidiyorlar yine dalıp gitmişken serkan kolumu dürtüp 

-haydi playstation oynayalım dedi tamam diyerek televizyonun başına geçtik ve oyunu açtık sevda bizi görünce bir tabak mısır kola ve cips getirdi biz maç oynarken annemler oturmuş konuşuyordu sevdanın

-ne anlıyorlar şimdi bundan? diye soruşunu duyabiliyordum ''aslında ben onu hep duyabiliyordum o konuşmasada duyabiliyordum sanki bu..bu bir büyü gibi...''

ama melisa onun aksine gelip yanıma oturdu 

-banada öğretirmisin? deyince şaşırdım ve ona döndüm tam ağzımı açmışken serkan benden önce konuşarak

-ya sen kızsın kendine gel! dedi ben gülerken melisa

-aman iyi be! diyerek kalktı giderken kıs kıs güldüğünü çoktan görmüştüm bile

-gel öğreteyim dedim arkasından

-yok vazgeçtim dedi ve koltuğa oturdu serkan 

-kardeşim şu oyundan sonra ben bir defneyi görmeye gideyim kız trıp atıyor haklıda kaç gündür görmedim kızı istersen sahile bırakayım melisayıda dedi

-tamam kardeşim sen oynada bir ona sonra bakarız

-yenersem istediğimi yapacaksın değilmi?

-ya her oynadığımızda soruyorsun serkan hep yapıyoruz zaten bunu ama kaybedersende sen benim istediğimi yapacaksın istersen pes edebilirsin şu an

-hadi hadi çok konuşmada oyuna başla dedi gülerek bense ekrana döndüm ve yeni oyunu başlattım.

-SEVDAM-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin