37. BÖLÜM PLANLAR!

119 10 0
                                    

Araç ile diğerlerinin yanına gittiğimizi sanıyordum, ama Oakes farklı bir yoldan gidiyordu..

(Richard) Oakes, Yanlış yoldan gidiyoruz heralde.

(Oakes) Hayır Richard doğru gidiyoruz.

(Richard) Diğerlerinin yanına gitmiyormuyuz?

(Oakes) Hayır bu kaza bi şans oldu aslında bizim için, normal şartlarda yanlarından ayrılmamıza izin vermezlerdi, zor kullanırlardı gerekirse.

(Richard) eee ne yapacaz peki!

(Oakes) Onlarla birlikteyken baktığımız haritada bi ev vardı.
Bi bağ evi aklıma yer etmişti o zaman oraya gidecez.

(Richard) Oakes planımız tam olarak ne anlatmayacak mısın?
Tamamen anlamış olman gerek ben seninle beraberim, ne yaparsan yap beraberiz, her zaman yanında olacağım.
Ben sana inanıyorum..

(Oakes) Öncelikle karakola gideceğiz, toplaya bildiğimiz kadar silah ve mermi toplayacağız.
Sonra bağ evine geçeceğiz, güvenli bir ortam sağlayacağız.

(Richard) eee diğerleri peki, bizi aramaya çoktan çıkmışlardır.
Hem senide bulmak için ellerinden geleni yapacaklar.
Leandro seni kolay kolay bırakacağa benzemiyor..

(Oakes) Doğru hem onlara karşı koyamayız, çok zayıfız.
Bağ evinde kontrolü sağladıktan sonra sen onların yanına gideceksin, bitmiş ve harâb olmuş bir şekilde.

(Richard) Ne saçmalıyosun sen, daha yeni konuştuk, sen nereye ben oraya, biz kardeşiz artık..

(Oakes) Onlara katılmayacaksın, yanlarına gittiğinde olan biteni anlatacaksın, kaza yaptık Oakes ağır yaralı, onu bırakmak zorundaydım size haber vermek için, onu kurtarma lıyız diyeceksin.
Bi ev içinde kaldığımızı, benim hareket edemeyecek kadar yaralı olduğumu söyleyeceksin.
Hemen harekete geçeceklerdir.

(Richard) ee ondan sonra.

(Oakes) Bizim belirlediğimiz yere getireceksin onları ve güvenli olmadığını söyleyeceksin, Leandro kendi adamlarını toplayacaktır.
Siz anlaştığımız yere gelince benden bir not bulacaksınız, ama sen değil onlar bulsun.
Yani ben orda olmayacağım.

(Richard) Peki onları öldürecek miyiz?

(Oakes) Hayır siz beni ararken ben diğerlerinin yanına gideceğim, olanı biteni anlatacağım, bizimle gelmek isteyenleri belirleyip, istemeyenleri bi odaya kapatacağım.
Siz beni bulamadığınız zaman eve geri döneceksiniz.
Bende orda olacam, saklanacağım, siz geldikten sonra silahları kenara bırakacaklardır.
O anda ortaya çıkacağım, bizimle gelmek isteyenler ile birlikte onları esir alacağız, peşimizi bırakmalarını söyleyeceğiz ve ordan ayrılıp kendi hayatımıza bakacağız.

(Richard) Peşimizi bırakmayacaklar, sende biliyosun

(Oakes) Evet, bunun için dışardaki bütün araçların lastiklerinin havasını indireceğim, silahların yarısını bırakacağız orda ve saklayacağım.
Ordan hızlı bi şekilde uzaklaşacağız.
Onlar araçları yürür hale getirene ve silahları bulana kadar çoktan izimizi kaybetmiş oluruz.
Ayarladığımız bağ evi ordan uzak, bir iki gün orda dinleniriz, toparlanırız, sonra bu şehirden ayrılırız.
Artık kendimize güvenli bi yer bulmamız gerek, kalacağımız bi ev inşa edeceğiz.
Artık sıkıldım ordan oraya koşmaktan, artık kaçmayacağız.
Evimizi belirleyip orayı savunacağız, üretip çoğalacağız.

(Richard) Tabi bu sırada abini bulmaya çalışacağız.

(Oakes) Evet. Karakola geldik, içerde birileri olabilir, aracı çalılıkların arasına bırakacağız, hızlı bir şekilde girip çıkacağız ve bağ evine gideceğiz.

Aracı park ettik, sağ solda zombiler vardı. Ama bölgeye biraz uzaktı, sanırım daha önce buraya gelen oldu, içeri girdi veya girmedi geri ayrıldılar burdan, zombilerde onların peşinden gitmiş biraz.
Gizlene gizlene kapıya geldik, zombilerin bizi farketmemesi lazımdı, eğer dikkat çekersek hem zombi tehtidi hemde insanlar varsa burayı gözetleyen, cok tehlikeli olabilirdi.
Kapıya geldiğimizde açıktı, yani demek oluyodu ki bu daha önce buraya gelenler vardı.
Ve burdan ayrılmışlardı.
Bi çeşit tuzak da olabilirdi tabi bu, insanlar tarafından yapılan.
İçeri girdik iki katlı bi karakoldu bu, içerde sessiz bir şekilde tabelalardan silahların olduğu yere geldik.
Bi kaç zombi vardı içerde, Oakes ve ben onları müzeden aldığımız kılıç yardımı ile yere serdik.
Silah odasına girdiğimizde, kapılar kitli değildi, ufak tefek bi kac silah kalmıştı, gelen almış gitmiş.
Bizde kalan son silahları topladık.
Hızlı bir şekilde, Oakes in dediği eve doğru gitmeye başladık.
Tatlı bi sohbet sonunda zamanın nasıl geçtiğini anlamadan geldik eve, hemen cevre kontrolü yaptık, temizdi.
İçeri yöneldik, kapı kitliydi.
Kapıyı kırmak yerine bi üst kata tırmandı Oakes camı kırıp içeri girdi.
Ben aşağıda biraz bekledikten sonra kapıyı açtı, içeri temizdi, sanki burayı aniden terketmişler gibiydi, ev iyiye benziyodu bölgede de pek zombi yoktu.
Burada kalabilirdik aslında ama Leandro ve diğerleri bizi bulabilirlerdi, ve bu karşılaşmadan sonraki görüşme kanlı olacaktı, bunu biliyoduk.
Çok hızlı hareket ediyoduk.
Evde inceden birşeyler atıştırıp yola çıktık, diğerlerine yaklaştıkça içimde tuhaf bi duygu yeşeriyordu.
Korku gibi heyecan gibi, tanımlayamadığım bi his, umarım herşey planladığımız gibi giderdi.
Oakes bana onları getireceğim yeri gösterdi, içeri duvara bi yazı yazdı, sanki oradaymış ve ben diğerlerinin yanına gittiğim sırada zombiler burayı basmış ve Oakes de kaçmış gibi, evde beklememiz gerektiğini oraya geleceğini yazmışdı.
Ortalığı da sanki bir gün burda kalmış gibi ayarladık, dışarda sağda solda olan zombileri ses yaparak eve topladık, üst kattaki camdan atlayıp arabaya koştuk.
Benim üstüm zaten perişandı.
Diğerlerinin bulunduğu eve yakın bi yere bıraktı beni Oakes.
Sanki dün geceden beri onları götüreceğim evden buraya kadar koşarak gelmişim gibi davranacaktım.
Araçtan indim ve eve doğru koşmaya başladım, etrafımdaki zombileri elimdeki kılıç yardımı ile geçiyordum.
Aklımda yaptığımız plan vardı, başarabilirmiydik, bunun sonu ne olacaktı.
Endişe ve kaygı içinde eve koşuyordum...

ZOMBİ ÇAĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin