ZOMBİ ÇAĞI

7. BÖLÜM YAŞAMAK IÇIN BİR NEDEN

Andrew zayıf biriydi fazla uzun değildi, Daniel gözlüklü orta boy biraz iri kemikliydi hacker olduğunu söylediler. Arabada bizim dışımızda sekiz kişi daha vardı. Altı kız iki erkek Jannis, Jayla, Tia, Daisy, Audrina ve Paris

Jannis ve Jayla ikizlermiş aynı anda doğmuşlar ikiside Onsekiz yaşında, Tia Yirmibeş yaşındaymış sarışın oldukça güzel, Daisy şişmandı biraz, hareketlerinden anladığım kadarıyla fazla titiz, Audrina Otuzbeş yaşında orta kilo orya boy bi ev hanımı, Paris ise 21 yaşında sarışın çok güzel bi kız, anladığım kadarıylada burnu bi okadar kalkık.

Talford ve Simone Talford elli yaşlarda beyaz saçlı bi adam Simone de otuzlu yaşlarda,

Oakes arkaya geldi ikimize pansuman yaptılar, nereye gidecegimizi konuşuyoduk her kafadan farklı bi laf

(Oakes) bizim bi dağ evimiz var oraya gidelim hem uzakta etraf boş Evler yok kimse yok, en azından bi müddet ortalık durgunlaşır sonra bişeyler düşünürüz.

(Simone) Peki acil kaçmamız gerekti Ormandan nasıl çıkacaz

( Oakes ) etraf boş derken dağın başı deil kapının önüne araba girebilir yol var, asfalt deil ama yol yinede

(Talford) Oakes haklı en azından bi iki hafta ortalığı takip ederiz durgunlaşır ne yapacağız onu düşünürüz

Teker teker kabul ettiler, Oakesin dağ evine doğru yol aldık. Giderken marketler ve bakkallardan yiyecek su aldık, arabanın deposu fulldü Ayriyetten üç Bidon mazot vardı. Bitane dürbünlü üç tane uzi tarzı silah vardı ama susturucu aparatları yoktu, yani kullanmak tehlikeliydi, bi anda bütün Zombileri toplaya bil irdik başımıza.

Sohbet Muhabbet birbirimizi tanımaya çalışırken vakit geçmiş hava kararmaya başlamıştı. Eve gelmiştik, etraf ağaçtı başka ev yoktu dağ evi gibiydi. Araçtan indik evin kapısına geldik elimizde silahlar vardı, ama kullanmayın dedi Oakes.

Hava yavaş yavaş kararmaya başlamıştı, arabadan indik yavaşça evin kapısının önüne geldik. Evin önu bahçeydi, Oakes kapıdan onbeş adım ileri gitti yerden bi parkeyi kaldırdı Anahtar aldı, geldi kapıyı açtı.

Içeri girdik yavaş yavaş ilerledik Oakesin elinde hala sallama vardı, alt kat boştu kapıyı kapattık, Oakes ve Talford yukarı kata çıktılar, bende takıldım peşlerine yukarıda üç oda vardı, merdivenden yukarı çıkınca üç tane oda vardı koridor dardı. Odaları gezdik en son Odaya Geldiğimizde içeriden inceden sesler geliyodu, Nelson aşağıya indi sanıyorum diğerlerine haber verdi.

Talford sessiz olun dedi, yavaşça kapıyı açtı kapı gıcırdadı ve içeriden kim var orda diye bi ses geldi.

Kapı iyice açıldı içeri girdik iki kız bi adam vardı, hava iyice kararmaya başlamıştı ama insan yüzü belli oluyodu siz kimsiniz ne istiyosunuz

(Talford) sakin olun biz o şeylerden değiliz

(Oakes) burası benim evim asıl siz kimsiniz

(Jack) ben Jack bu Tasia ve buda Irem

Toplamda onyedi kişi olmuştuk eve iyice yerleştik Jack otuzlu yaşlarda iri yapılı kaslı birisiydi, Tasia çok tatlı bi yüzü vardı Ondokuz yaşındaymış ve irem.

Irem Türk'müş okul için gelmiş buraya ama ingilizce aksaanı çok iyiydi ailesi Türkiye'de yaşıyomuş iki yıldır burdaymış sohbet ediyoduk herkes birbirini tanıyodu, ama Iremde beni çeken bişey vardı, ilgim hep odaydı, bi değişiklik vardı onda, bakışları bi değişikti. Çok güzeldi onyedi yaşındaymış.

(Oakes) yatmamız lazım bi kişi benimle beraber nöbet tutsun uykumuz gelirse başkasını kaldırırız

(Richard) sen zaten uykusuzsun nasıl nöbet tutacan

(Oakes) uykum gelirse kaldırırım seni

(Irem) ben nöbet tutarım zaten yeni kalktım uykum yok

(Oakes) Tamam herkes yatsın Yarın nöbet düzeni ayarlarız, alt katta bitane jeneratör var onuda hallederiz şimdi uyuyun Yarın erken kalkabiliriz.

Biz hepimiz yattık yaz olduğu için zaten rahattık herkez üstü açık yattı odalarda yerleşik ben alt katta yattım Oakes ve Irem dışarıda merdivenin oraya oturmuşlar sohbet ediyolardı, çok az sesleri geliyodu.

Yatmaya çalışırken Iremi düşünüyodum kısa bi süre sonra ona aşık olduğumu anlamışım

Ilk defa böyle heyecanlanmıştım çok farklı bişeydi, yada korkuydu bu.

Ama garip sürekli ona bakmayı onu görmeyi istiyodum onunla konuşmak, bi an önce sabah olsun istiyodum, sağa dön sola dön bi türlü uyuyamıyodum düşündükçe düşünüyodum sesleri fısıltı gibi geliyodu ama bişey anlaşılmıyodu, en son dayanamadım ve kalktım Yanlarına gittim.

(Richard) uyku tutmadı dostum

(Oakes) tam üçbuçuk saattir yataktamısın ve yeni geldin

Irem biraz gülmüştü işte o an Oakese çok kızmıştım içimden

(Richard) napıyım ya anca

(Irem) ya benim uykum geldi Oakes ben yatıyım siz tutun

(Oakes) iyi geceler

Lanet olsun bütün hayallerim yıkılmıştı adeta hem uyuyamamıştım hemde konuşamamıştım.

Neyse Oakesle sohbete başladık derken uykum geldi bi anda, en son bana babası yok oldu, annesi kaçtı felan demişti. Abisine komando demişti ama başka bişey dememişti.

Tam abisini sordum bişeyler derken uyuya kalmışım.

Sabah Barthramın sarsmasıyla uyandım. Kalkar kalkmaz gözüm Iremi aradı

(Barthram) hadi kalk Richard yemek Oakes bişeyler hazırlanmış kahvaltı yapıyoruz Kalk hadi

(Richard) geldim bi yüzümü yıkayım

Herkeze Günaydın

Yüzümü yıkamaya giderken herkes kalkmış yemek yiyodu, Ireme baktım Oakesin yanına oturmuş hassiktir iyice sinirlenmeye başladım.

Yüzümü yıkadım hemen içeri geçtim.

Ben çok yorgundum Oakes hala diriydi, bu adam nasıl dayanıyo üstelik ben yine uyumuştum ama o

Hala Kendindeydi.

Sohbet ediyoduk Bourne nöbet tutuyodu.

(Paris) ya ben bunları yemem başka bişey yokmu

(Oakes) ya öndekileri yersin yada aç kalırsın

Daisy, Oakesin o lafından sonra tipinden anladığım kadarıyla tiksinerek yiyodu yemeği

Sohbet ediyoduk yemek yerken, onlar konuşurken düşünüyodum ilk defa aşık olmuştum ama bu kızda beni çeken ne vardı anlamadım.

Pek konuşmuyodu konuşmasından belli ediyodu zeki biriydi.

Aman Tanrım yaşamak istiyodum, Koşmak istiyodum haykırmak istiyodum. Bu nasıl bi histi böyle, ama ne yalan söyleyim çok sevmiştim.

Ben bunları düşünürken dışarıdan bi silah sesi geldi. herkez ayaklandı. Oakes sallamayı aldı.

(Talford) kızlar burda dursun Oakes, Richard, Daniel, Jack benimle gelin diğerleri burda kalın

Dedi ve korku dolu ve meraklı bi şekilde hızla dışarı çıkmaya başladık...