Sahibi bilinmeyen şemsiyeyi baston olarak kullanarak evin yolunu tutuyordum. Yağmur yüzünden yerde hâlâ küçük su birikintileri vardı. Onların üstünden seke seke geçerek eve vardım. Bugün içimde bilmediğim bir sıkıntı vardı, sanırım yağmurlu havadan ötürü.
Pijamalarımı giydim ve pencerenin önündeki koltuğa oturdum. Oturduğum an pencerenin önündeki bir şey gözüme çarpmıştı. Kaşlarımı çatarak tekrar kalktım ve camı açtım. Önümde duran kavanoza baktım, etrafta kimse var mı diye kontrol ettim ve kavanozu aldım. Kavanozu açtığımda direk karşıma bir not ve kavanoz dolusu çay çıkmıştı.
"Yağmurda üşüdün, hasta olmaman için sana özel papatya çayı getirdim. Lütfen hasta olma :)"
Kaşlarımı çattım. Biri sanırım benimle dalga geçiyordu. Kavanozu kokladığımda gerçekten papatya çayı olduğunu fark ettim.
"Kim beni bu kadar düşünür ki?"
Madem almak için bu kadar zahmete girmişti, o zaman içebilirdim. Kendime çayı hazırladım ve pencereme kuruldum. Çayımdan bir yudum alırken bir kez daha düşündüm; gerçekten, kim beni bu kadar düşünürdü ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stalker |PJM|
FanfictionHerkesin kötü zamanlarında onu koruyan bir koruyucu meleği vardır. Benim koruyucu meleğim de oydu. To: @ciellyoung