Resmen far görmüş tavşan gibi kalmıştım. Bunu hiç düşünmemiştim.
"Kim olduğunu bilmiyorum ki. Düşünmedim o yüzden."
Jimin kafasıyla onayladı.
"Şu olsaydı güzel olurdu dediğin biri var mı peki?"
Omuz silktim
"Erkeklerle aram pek iyi değil benim. Olmasını istediğim biri de yok o yüzden."
"Cidden hiç hoşlandığın biri falan olmadı mı?"
Kafamı iki yana salladım o ise şaşkınca gülümsedi
"Umarım karşına seni hak eden biri çıkar o zaman."
Gözlerim papatya çayının olduğu kavanozda takılı kalırken mırıldanmadan edemedim
"Beni hakeden biri nasıl biridir ki?"
"Onu da kendin bulursun zamanla"
Oysa ki beni hakedecek biri olduğunu sanmıyordum çünkü değerim neredeyse hiçti.
"Şey ben bi bizimkilere bakayım. Sen kafana göre davran."
Odadan koşar adımla çıktım ve oturma odasına ilerledim ve inanın bana onları öpüşürken basacağımı hiç aklıma getirmemiştim.
"MUNA?!"
Ağzım şaşkınlıktan yere düşmek üzereyken Muna Jungkook'u ittirdi ve kızarık yanaklarıyla bana döndü. Jungkook'sa popo üstü düştüğü yerden kalkmadan elini ensesine götürdü.
"Siz, ne ara? Nasıl?"
Şaşkın bakışlarım ikisi arasında volta atarken burnuma dolan farklı koku ile arkamı döndüm. Jimin'i bu kadar dibimde görmeyi beklemediğim için korkuyla çığlık attım ve elimi kalbime götürdüm.
"Beni korkuttun!"
Jimin endişeli gözlerini bana yöneltti
"Özür dilerim, amacım korkutmak değildi. Sen bir anda bağırınca bir şey mi oldu diye merak ettim. Su vermemi ister misin?"
Kafamı iki yana salladım ve önüme geri döndüm
"Bir şey olmadı, sadece bu iki yaramazı öpüşürken yakaladım."
Jimin kahkaha atmaya başladı. Kahkahası kulağıma bitmesini istemediğim bir şarkı gibi gelmişti.
"Karşımdaki, sen kimsin ve Jeon Jungkook'a ne yaptın?"
Jungkook Jimin'e yastık attığında ben Jimin'in önünde olmama rağmen nasıl ona isabet ettirdiğini düşünüyordum.
"Susar mısın sen?"
"Benim küçük tavşanım büyümüş mü? Amanın da amanın~ !"
Jimin'in yaptığı aegyo ya gülmeden edemedim. Muna'ya sonra konuşacağız bakışı attım ve Jimin'i kolundan sürükleyerek odadan çıktım
"Madem öyle, onları birbirleriyle başbaşa bırakalım."
"Madem öyle, bizimkilerle dedikoduya var mısın?"
Ellerimi heyecanla çırptım
"Tabii ki varım!"
Jimin parlak gülümsemesini bana bahşetti ve eliyle gelmemi işaret etti.
"Şimdi seni yedi prensin pasaklı şatosuna götüreceğim."
![](https://img.wattpad.com/cover/146040371-288-k190910.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stalker |PJM|
FanficHerkesin kötü zamanlarında onu koruyan bir koruyucu meleği vardır. Benim koruyucu meleğim de oydu. To: @ciellyoung