Jimin karşıma çıkıp bana notları bırakan kişi olduğunu söyleyeli iki hafta oluyordu. Bu iki hafta boyunca hayatımın değişmeye başladığını hissediyordum. Yedi Prens'le bağım daha da kuvvetlenmeye başlamıştı. Boynumdaki yıldızlı kolyeye dokunup gülümsedim. Jimin benden hiçbir tepki beklememişti, hâlâ sanki notları yazan o değilmiş gibi davranıyordu ve açıkçası bu benim de işime geliyordu
"Danbi, kalk hadi!"
Muna'nın beni çekiştirmesiyle suratımı buruşturdum.
"Tamam ya geliyorum."
Beni yemekhaneye sürükleyip Hoseok ve Tae'nin arasındaki boş sandalyeye oturttuğunda hepsine selam verdim.
"Merhaba."
"Jimin olmayınca yanımıza uğramıyorsunuz bakıyorum da hanfendi?"
Jin tek kaşını kaldırıp sorunda ona kınayıcı bakışlar attım.
"Ne alakası var?"
"Doğruyu söyle, hoşlanmaya başladın mı ondan?"
Tae beni dürtüklemeye başlayınca ona baktım derin bir iç çektim
"Ondan zaten hoşlanmıştım."
Herkes, Muna da dahil, gözlerini kocaman açıp bakarken Namjoon hüpletmeye hazırlandığı rameniyle otlanan ineğe benziyordu.
"Ne? Tanrı aşkına hanginiz her zor anınızda bırakılan not ve durumu kurtaracak bir nesneyle etkilenmez ki?"
"Ben etkilenmem."
Yoongi salatasını ciddiyetle yerken Hoseok ona göndermeli bakışlar attı. Yoongi bakışlarına "ne var?" Bakışı gönderirken Hoseok sadece sırıtmakta yetindi. Tanrım, o da neydi öyle?
"Yani sen Jimin'den hoşlanıyorsun ama bunu ona söylemedin öyle mi?"
Jungkook durumu analiz etmek istermişçesine sordu
"Yani evet, sanırım."
"Niye söylemedin?"
Omuz silktim
"Ondan çıkarlarım yüzünden hoşlandığımı düşünmesini istemiyorum, ona fazlasıyla minnettarım ve onu incitecek en ufak şeyi bile göze alamam."
Namjoon lider havasına bürünürken destek olurcasına omzumu patpatladı
"Jimin asla çıkarların için ondan hoşlandığını düşünmez, seni iyi tanıyor, yani belki de bizim hakkımızda bile o kadar bilgiye sahip değildir."
Hepimiz kıkırdadık
"Yani anlayacağın: Jimin sadece senin ona bir adım atmanı bekliyor. Gerisinde elinden tutup seni sürükleyeceğine eminim."
"Aaaah, ben de aşk hayatı istiyorum!"
Tae kendisini geriye doğru atarken düşmemesi için sandalyesini tuttum.
"Namjoon, herkes birbiriyle aşk yaşıyor, biz de seninle yaşayalım mı?"
Namjoon kafasına peçete attığında üzgün üzgün ona baktı
"Tamam ya niye kızdın hemen?"
Kafasını saçma bir sırıtışla Jin'e döndürürken Jin, onun ağzına kocaman bir tavuk tıkıştırdı.
"Aklından bile geçirme."
Tae ağzı dolu bir şekilde arkasına yaslandı, haline gülmeden edemedim. Önümdeki yemeğe gömülmeden önce kendi kendime bir karar verdim. Jimin'e adım atacaktım.
Heyo, heyo! Buraya hüzünlü bir haber vermeye geldim: Bir sonraki bölüm bu kitaba veda edeceğiz...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stalker |PJM|
Fiksi PenggemarHerkesin kötü zamanlarında onu koruyan bir koruyucu meleği vardır. Benim koruyucu meleğim de oydu. To: @ciellyoung