Ten

762 70 6
                                    

Muna kolumdan tutup beni kantine sürükledi. Yuvarlak masalardan birine oturduk, Jimin Muna'ya döndü

"Jungkook'dan hoşlanıyorsun değil mi?"

Muna şaşkınca Jimin'e dönerken dizini masaya vurmuştu. Acı dolu saniyeler ardından panikle konuşmaya başladı

"Nerden biliyorsun?"

Jimin yine gözleriyle gülümserken gülümsemeden edemedim.

"O hariç hepimiz farkındaydık. Ne zamandır?"

Muna dudaklarını büküp düşündü

"İki yıl oldu sanırım."

Jimin gözlerini hayretle açtı.

"Neden itiraf etmedin ki? Jungkook'un senin gibi bir kızı kaçıracağını sanmam."

Muna utançla yere baktı

"Bugün söyledim aslında ama..."

Jimin kahkaha attı

"O yüzden mi transa girmişti o?"

Muna da hafifçe gülerek onayladı. Jimin merakla bana döndü

"Peki sen de onun gibi çılgın bir plantonik misin?"

Kıkırdadım

"Hayır, ben kimseden hoşlanmıyorum."

Gülümseyerek kafasıyla onayladı sonra ayağa kalktı.

"Bir şey istiyor musunuz, kendime kahve alacağım."

Muna da ben de istemediğimizi belli ettik. Jimin'de onaylayarak kendisine kahve almak için gitti. Muna bana gülümseyerek baktı

"Çok tatlı bir çocuk değil mi?"

"Yani fena değil."

Muna koluma vurunca suratımı buruşturup kolumu tuttum.

"Ne demek fena değil?! Gülümsemesini görmedin mi?"

Sessiz kaldığımda zaferle gülümsedi

"Sana daha önce göründükleri gibi olmadıklarını söylemiştim."

Alayla güldüm

"Bir yıl boyunca Jungkook'u gözetlerler tecrübeledin sanırım."

"Heeey!"

O da güldü. Jimin'in kibar eli görüş açıma girdiğinde bana en sevdiğim çikolatayı uzattı. Kocaman gülümseyerek ona baktım.

"En sevdiğim çikolatayı nasıl seçtin bilmiyorum ama teşekkür ederim."

Jimin gülerken yerine oturdu

"Kim bu çikolatayı sevmez ki?"

Muna'ya da diğerini uzattığında gülümsedim.

"Gerek yoktu aslında..."

Jimin omuz silkerek gülümsedi

"İçimden geldi, ben diyetteyim benim yerime yiyin diye düşündüm."

Muna ağzındaki çikolatayı umursamadan Jimin'e döndü

"Neden diyettesin ki?"

Jimin yanaklarını gösterdiğinde tekrar gülümsedim

"Yanaklarım çok fazla, onları azaltmaya çalışıyorum."

Kıkırdadım

"Bence oldukça sevimli gözüküyorlar."

Utangaçça gülümsedi ve kahvesinden yudum aldı. Zil çaldığında kantin dolmaya başlamıştı bile. Hoseok ve Tae kantine geldiklerinde Jimin onlara el salladı. Hoseok önce şaşkın bir bakış atsa da kocaman gülümsemesiyle Tae'yi çekiştirerek bize doğru geldi.

"Jimin ah, Yoongi'nin uyumasını anladım da sen neden uyudun?"

Jimin kendi kendine güldü

"Aslında sadece müzik dinlemek için kafamı koymuştum ama uyuyakalmışım."

Tae kıkırdadı ve hayretle bize döndü

"Siz buna büyü falan mı yaptınız? Jimin hayatta yanında siz varken bu kadar rahat olmazdı."

Jimin hafifçe kıkırdadı

"Neden olamazmışım?"

Tae ukalaca güldü

"Kız selam dediğinde bile kekeleyerek cevap verdin."

Jimin gözlerini devirdi

"O zaman boğazıma bir şey olmuştu, gelmeden prova yaptığımızı biliyorsun."

Hoseok'da Tae'nin kıkırtılarına eşlik ettiğinde Muna ve ben anlamayan bakışlarla üçüne bakıyorduk. Jimin kibarca gülümsedi

"Siz onlara bakmayın. Biri uzaylı, diğeri de türünün tek örneği. Bir araya geldiklerinde garip bir atmosfer kaçınılmaz oluyor."

Hoseok Jimin'in kafasına vurup kaçmaya başladığında Jimin sandalyeyi düşürecek kadar hızlı kalkıp onun peşinden koşmaya başlamıştı. O sırada Tae gözünden yaş gelircesine gülüyordu. Onun bu hali istemsizce beni de güldürmüştü. Sanırım yedi prense alışmam gerekiyordu.

Stalker |PJM|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin