Sixteen

762 57 22
                                    

Jimin arabayı sürerken ben de dışarıyı izliyordum. Sonunda büyük bir evin önünde durduğumuzda ağzım açık evi izledim.

"Dışrısına iyi bak, çünkü içinin hiç alakası yok."

Gülmesiyle güldüm

"Yedi erkek yaşıyorsunuz ve aranızda sakin olan tek kişi Yoongi."

Jimin kafasını iki yana salladı

"Yoongi sadece insanlara karşı 'havalıyım' imajını bozmak istemiyor."

"Ah anlıyorum."

"Hadi gel."

Kafamla onayladım ve Jimin'i takip ettim. Jimin kapıyı çaldığında kapıyı sırtında Taehyung'la Namjoon açmıştı.

"Aaaa Danbi!"

Tae'nin enerjisini umursamayan Namjoon bana gülümsedi

"Hoş geldin, birazcık dağınık bir ev ama anlayışla karşılarsın diye düşünüyorum."

Güldüm ve kafamla onayladım. Jimin benim içeriye girmemi sağlarken koşarak salon olduğunu düşündüğüm yere ilerledi

"SİZLERE DEDİKODU GETİRDİM."

Namjoon, Tae'yi sırtından indirdi Tae koşturarak Jimin'in gittiği yere ilerledi

"Dedikodu mu dedin sen?"

Namjoon kafasını iki yana sallayıp bana döndü

"Hadi gel, evde biraz daha vahşiler ama ısırmazlar korkma."

Kıkırdadım ve önden giden Namjoon'u takip ettim. Oldukça dağınık ve büyük bir salondu. Jimin beni yanına çağırdı

"Hadi bize ne gördüğünü anlat."

Hoseok oturmam için yer açtığında hepsinin tam ortasında kalmıştım ve Yoongi de dahil hepsi bana meraklıca bakıyordu.

"Jungkook ve Muna'yı öpüşürken..."

Sözüm Hoseok ve Yoongi'nin çığlık atıp birbirilerine değişik hareketler yapmalarıyla bölünürken bu yaygaraya diğerleri de katılmıştı.

"Ah, benim çocuğum büyüdü de kız öpüyor!"

Jin'in söylediği şeyle gülmeme engel olamadım.

"En son bu kadar sevindiğimde Jimin..."

Jimin Taehyung'un ağzını kapattı

"Sen konuşma sakın."

Tae masum bakışlarla susup önüne dönerken diğerleri hâlâ sevinç kutlaması yapıyordu. Hatta Yoongi beni kolumdan tutup kaldırırken diğerlerinin arasında kalmıştım ve bir anda yerden çığlığım eşliğinde havalanmıştım. Ne olduğunu anlamaya çalışırken Jimin hariç herkesin beni havaya atıp tuttuğunu fark etmiştim.

"Hey tamam, tutamayacaksınız şimdi kızı."

Jimin'i dinlemeyip beni atmaya devam ediyorlardı. En sonunda beni attıklarında Jimin araya girdi ve her şey birbirine karıştı. Olanlar bir anda ağır çekime alınırken gözlerimi sıkıca yumdum ve canımın az acıması için dua ettim çünkü şu an kimse beni attıklarını hatırlıyor gibi durmuyordu. Birinin üstüne düştüğümü anladığım an kahkaha sesleri ve acılı bir "ah" eşliğinde gözlerimi açtım. Jimin'i suratını buruşturmuş bir şekilde görmemle hızla kalktım

"Özür dilerim gerçekten, bir yerin acıdı mı?"

Jimin yavaşa ayağa kalktı ve dağılan saçını düzeltti

"Hayır, size kızı düşüreceksiniz diyorum, niye takmıyorsunuz?"

Tae hızla kendisini savunmaya geçti

"Sen aramıza girmeseydin kargaşa çıkmayacaktı."

Jimin ona kınayıcı bakışlar attı ve sonra bana döndü. Mahçup bir gülümsemeyle eğildiğinde ben de aynı şekilde eğildim.

"Onların kusuruna bakma, sevinince içlerinden canavar çıkıyor."

Kafamı iki yana salladım

"Önemli değil canım acımadı zaten. Şey, düşüşümü yumuşattın."

Jimin güldü

"O halde çektiğim sırt ağrısına değdi."

Ben onun suratına salak salak bakarken o hızla ortamdan uzaklaştı, o sırada Jin içindeki anneyi çıkartıp benim bir yerimde yara var mı diye kontrol ediyordu.

"Özür dileriz, sonunun böyle olacağı belliydi aslında ama yine de bazen düşünmeden hareket edebiliyoruz."

Yoongi kendisini sözcü kabul ederken içtenlikle gülümsedim.

"Bence Jimin'den özür dilerseniz daha mantıklı çünkü onun canı yandı benim değil."

Hoseok kıkırdadı

"Seni tutmaya çalışan kendisiydi. Ayrıca alışkın o merak etme."

Sonrasında diğerleri de kıkırdarken kulağımda Jimin'in söylediği şey yankılanıyordu

"O halde çektiğim sırt ağrısına değdi."

Neden böyle söylemişti ki?

Uzun bir süre ilhamsızlıkla mücadele ettiğim için bölüm yayımlayandasın özür dilerim :( Merak etmeyin, wifisiz kaldığım bir buçuk aylık süre boyunca hem ders çalışıp hem de buralara bölüm biriktireceğim. Böylece aramız bir daha açılmamış olur :3

Stalker |PJM|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin