Five

873 77 32
                                    

Zil çalmadan önce dolabıma gidip bir sonraki ders için lazım olacak malzemeleri aldım. Dolabı yavaşça kapatıp kitledim. Sırama gittiğimde sıranın üstüne bir krem görmemle kaşlarımı çattım. Yanında yine küçük not vardı.

"Kendine hiç dikkat etmiyorsun, aklım sende kalıyor. Kremini sür olur mu? Cildin hassastır senin."

Notta yazanlara istemsizce gülümsedim. Kremi biraz inceledim. Okuldan biri olduğunu anlamıştım ama aklıma kimin olabileceği gelmiyordu. Zaten okulda tanıdığım insan saysı oldukça azdı. Kremimi sürmek için hazırlanırken birisi bana arkadan sarılmıştı. Kafamı o yöne çevirdiğimde Muna'yı görmemmle çığlık attım ve ona sarıldım.  Bir yıllığına Amerika'ya değişim programıyla gitmişti ve ben o bir yıl boyunca yalnız yalnız dolaşmak zorunda kalmıştım.

"Bana geleceğini neden söylemedin?"

Güldü

"Söylersem sürpriz olmazdı öyle değil mi?"

Ona gülerek tekrar sarıldım. O da bana sarıldı ve yanıma oturdu.

"Bu krem ne için? Yine ne sakarlık yaptın?"

Güldüm.

"Benim suçum değildi, Jimin kahvemi döktü."

Gözleri kocaman açıldı

"Park Jimin?"

Kafamla onayladım

"Hani Jungkook'un arkadaşı olan Jimin?"

Güldüm, sevgili arkadaşım da ne yazık ki hayallerini yedi prensin birine feda etmişti.

"Bir yıl Amerikadaydın ve hala Jungkook mu diyorsun?"

Burukça gülümsedi

"Elimde değil, ne yapayım?"

O an kapıdan içeri Jungkook ve Tae girmişti. Muna'nın nefesini tuttuğunu fark ettiğimde istemsizce göz devirdim. Tae Muna'yı görünce şaşırmıştı

"Hey, sen Amerika'da değil miydin?"

Muna gülerek kafasını salladı. Tae hızla önümüzdeki sıraya bize dönük bir şekilde oturdu.

"Nasıldı, biraz anlatır mısın?"

Jungkook'un isyan eden sesini duyduğumda ona döndüm

"Tae, benim de Amerika geçmişim var biliyorsun değil mi?"

Tae ona göz devirdi

"Güzeldi, demekten başka bir şey demiyorsun ki."

Jungkook derin iç çekerek sırasına oturdu. Tae ellerini yanaklarına koydu

"Sen boşver onu, arada regli olduğundan şüpheleniyorum. Eee, nasıldı?"

Muna hafifçe gülümsedi

"İnsanları buradakiler gibi değil, biraz daha farklı ama gerçekten çok güzel bir yer."

Tae sevimlice gülümsedi o sırada Hoseok gelip onu dürtmüştü

"Bir kere seni kızlarla konuşurken görmesem o günün lanetli olduğunu düşüneceğim."

Tae üzgünce dudaklarını büktü

"Amerika'dan dönen arkadaşımıza oralar nasıldı diye soruyordum sadece."

Hoseok kafasını iki yana salladı ve sakin adımlarla yanımızdan uzaklaştı. Yedi prensin geriye kalanı sırayla içeri giriyordu. Tae sevimli gülümsemesini bize hediye etti ve sıradan kalktı

"Neyse bu kadarı bile yeterliydi, bilgilendirme için teşekkürler!"

Muna da ben de güldük Tae en arkadaki Yoongi'nin sırtına atladığında Yoongi küfür ederek onu sırtından atmaya çalıştı. Tae ise ona koala gibi yapışmıştı. Muna'nın üzgünce iç çektiğini duydum.

"Boşuna çabalıyorum."

Onun yanaklarını sıktığımda hafifçe gülümsedi

"Kendini böyle şeyler için üzme artık. İstesen onu kolayca silebileceğini sen de biliyorsun."

"Denemedim mi sanıyorsun?"

Kısa bir sessizlikten sonra kremi eline aldı

"Neyse, neren yaralı krem sürelim. Cildin hassas zaten."

Kaşlarımı çattım

"Dünden beri notları sen mi yazıyordun?"

Elimi ona uzatırken meraakla ona baktım. O ise şaşkın suratıyla bana baktı

"Ne notu? Gizli hayranın mı var!"

Susması için boştaki elimle ağzını kapattım. Fısıltı halinde konuşmaya başladım.

"Dün yağmurda şemsiyem uçtu ve bir anda yerde şemsiye buldum..."

Çantamdan not kağıtlarını çıkarttım.

"...O zaman şemsiyenin içinden not düştü. Ve eve gittiğimde camımda notla beraber papatya çayı buldum. Bugün de elimi yaktığımda krem ve not buldum."

Muna elleriyle ağzını kapattı

"Birileri senin süper kahramanın olmak istiyor sanırım."

Stalker |PJM|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin