Herkese merhaba, bu bölüm de kısa geldi, ama geçiş bölümü sayın. Gelecek bölümde 'macera' dediğimiz kısma geçiş yapıyoruz.
Evet, günlük olayları şimdilik bitti. Ama aralarda olacak, merak etmeyin.
Burada bu hikaye daha bi çok tutuyor sanki... Okuyan, voteleyen çok, ama yorum yok. TFF'de biz yoruma alışmış bir düzendeydik. Şimdi yorum görmeyince...
5 yorum istesem çıkar, değil mi? Çıkmazsa bölüm yine çok geç gelecek gibi duruyor...
(bu arada hikayeye kapak yapmak isteyen var mı? Varsa birkaç şey deneyebilir misiniz rica etsem?)
İyi okumalar! Umarım 5 yorum yapabilirsiniz...
- - -
V
Başlangıç
Saat gece yarısını geçmişken küçük evdeki bir düzine melez hazırdı. Ünvansız lider, Annabeth Chase, onları üç gruba ayırdığında, üç grup da evin çıkışında bekliyordu. Annabeth'i tanıdıkları anda kendilerine lider benimsemeleri zor olmamıştı. Bu onun doğasında vardı. Lider olmak, yönetmek.
''Önümüzde iki yol var.'' dedi Annabeth önündeki haritayı işaret ederek.''Odis'in yolu, ya da Los Angeles. Odis'in yolu şu anda bize en yakın olanı, ama aynı zamanda en tehlikeli olanı da. Los Angeles'a varabilirsek tehlikeden olabildiğince uzakta oluruz. İyi ama o kadar gitmek..zor. Seçim sizin.''
''Her grubun başında bir lider olacak. Her liderde iki drahmi var. Bize ulaşmak için iki hakkınız var, bunu çok dikkatli harcayın. Hades'in krallığına ulaşırsak güvende oluruz. Hem Romalılardan geriye kalan kimse var mı, yok mu, bunu da öğrenmiş oluruz.''
Gruptan onaylayıcı sesler çıktığında Annabeth başını yanına, Percy'ye çevirdi. Onu bırakmak istemiyordu. Ondan uzakta olmak istemiyordu. Başına bir şey gelebilirdi. Ve Annabeth onun yanında olmak istiyordu.
Percy'nin aklındaki de farklı değildi. Dışarısı o kadar tehlikeliydi ki, elinde olsa onu bu evin içine kilitler, tehlike geçene kadar dışarı çıkartmazdı.
Ama biliyordu, bu çok yanlıştı. Etik olup olmaması önemli değil, Annabeth'siz ikisi de güvende olmazdı. Sadece Annabeth çok zeki ve Percy'den çok daha mantıklı olduğu için değil, ikisinin de aklı birbirinde kalırdı.
Percy, Annabeth'siz yaptığı bir işi, başına bela açmadan bitirmenin çok zor olduğunu artık öğrenmişti.
Ama ne yazık ki, onca bilgisiz melezi başlarına da bir bilgisiz melez koyarak dışarı göndermek, ölüme göndermekle az çok aynı şeydi.
Dışarısı canavar, tanrı, titan, gigant ve en kötüsü de 'Gaia' kaynıyordu.
Başka şansları olmasa asla dışarı çıkmazlardı. Burada hala ihtiyaçlarını giderecek kadar yemekleri ve tuvaletleri vardı.
Ama gitmeleri gerekiyordu. Daha güvenli bir yere, dünyayı daha güvenli bir yer yapmaya.
''Kendine dikkat et.'' diye fısıldadı Annabeth gözlerinin dolmasına engel olamayarak. Kollarını Percy'ye dolayıp son kez kokusunu içine çekti.
Bunun son kez olmasını istemiyordu. Ama olabilirdi. Düşüncesi bile Annabeth gibi güçlü bir kızı yıkacak kadar ağırdı.
Percy'siz nasıl bir hayatının olacağı düşüncesi...
Unut gitsin, diye düşündü. Ve erkek arkadaşına daha sıkı sarıldı.
''Sen de.'' diye fısıldadı Percy de. Annabeth tamam anlamıyla başını salladı eğilip Percy'yi öptü. Kısa bir süre sonra geri çekildiğinde erkek arkadşanın yeşil gözlerini inceledi. Sanki zihnine kazımak istiyordu, görmese bile hatırlamak...
Annabeth bugün çok negatifti.
''Tanrılar-'' diyecek oldu ve sustu.''Şans bizimle olsun.''
Birkaç saniyelik bir boşluğa geldiğini fark ettikten sonra kendini toparladı. Güçlü olmalıydı. Buradaki bir düzine melez ona bakıyordu.
Onun yönlendirmelerine ihtiyaçları vardı.
''Koşun.'' dedi Annabeth.''Olabildiğince hızlı ve sessiz.''
Ve bir grup melez, üstlerine boşalttıkları insan parfümleri ve insan kıyafetleriyle gecenin karanlığında gözden kayboldu.
![](https://img.wattpad.com/cover/12576220-288-k353289.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Last Time (Percy Jackson Fanfiction)
FanficHer şeyin bir sonu vardır. Tıpkı Melez Kampı'nın olduğu gibi.