İnsanların geriye kalan en güzel anısını resmeleyen şey fotoğraftır. Fotoğraf biraz hüzün ve acı bırakmasına rağmen hep insanda hep bir yada bir gülümseme bırakır. Zamanında yaşanmış şeyleri düşünüp bir fotoğraf karesine bakıp üzülmekte ne kadar kötü bir durum. Geriye getiremiyeceğimiz insanlar , güzel sohbet havası içinde edlilen muhabbetler ve birlikte içilen çay. Hepsi bir zaman sonra acıtacak yanınızı . Peki siz hiç birisiyle bir fotoğraf karesinde beraber olmak istediğiniz bir insan oldu mu ? Benim çok oldu ama sadece insanların güzel poz vermelerini izledim öyle uzaktan ve iç çekerek. Ali de böyle oldu işte. Seda'yı çok sevmesine rağmen geceleri başını yastığa koyunca aklına geldiğinde hemen sağındaki komidinde boş bir fotoğraf çerçevesine bakıp üzülüyordu işte. Uzun uzun düşündü hayatını ne ara bu kadar aşık olmuştu anlamamıştı. Sonra dayanamadı ve uyudu. Sizce de garip değil mi bir insanı seviyorsunuz ve bu onu bilmiyor. Acı çekmek mi lazım üzülmek yani yada sevdiğin için mutlu olmak mı ? Herşeyin olabileceğini bildiğimiz halde başka bir güne çıkma ihtimalimiz bile yokken bu kadar üzülmek niye ? Ya da insanın doğası gereği mi üzülmek ? Kendinle çelişen ve mantıklı cevap üretmekte zorlandığım sorular bunlar. Galiba Ali de belirsizlik diyarında biraz. Ne olacağını bilmeden öyle hazırlık bir yola çıktı. Belki de çok üzülecek yada herkesten en mutlu o olucak. Biz isterdik ki herkes mutlu olsun ama insanlar hep benci olduğu için yada yaptığı ve zorlandığı mücadeleleri , her gece uyumadan önce kafasında bulunan bir düşünceyi kimse bilmez ama sizi yargılayan ve yadırgayan çok olur. Herkes herşeyin sonunda kendi ait olduğu yere dönmeli yani kendi yuvasına yada kendi çöplüğüne...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyüyen Yalnızlık
Roman d'amourHikayemiz yine her zaman ki gibi değişmeyen ve kadınları anlamaya çalıştığımız bir dünyaya hitaben.