Kalıcı Dostluklar Varmış Hala Hayatta

14 7 0
                                    

Bir pazar günüydü. Hava erkenden kapandı. Havanın böyle olması insanın ruhunu da sıkar. Pencereden bakıldığında sokaklar bomboş ve ıssız  , sanki birazdan yağmur yağacakmış gibi sokakta kimse yoktu. Herkes yuvasına döndü o gece. Sokak lambaları  aydınlatıyordu sokakları. İnsanlar bir koşuşturma içerisindeydi. Herkes bir yere yetişiyor gibi gözüküyordu. Galiba havanın iyi veya kötü olması insanların ruh hallerini de etkiliyordu. İnsan hayatı boyunca zorluklar yaşar hep. Gitmiyeceği adresler , hiç beklemediği insanlar , yeni mücadeleler , yeni zorluklar . Sanki hayat bir film ve yaşanılan her şey de bir senaryoydu sanki. Mucizelerle doluydu hayat . Bir o kadar da zorluklar ve çaresizlikler vardı. Hiç beklemediğiniz ve savunmasız anınızda darbeler vardı. Böyleydi işte bu hayat. Sizi beklemedğiniz anda kapınıza gelicekti. Ali seyfi amcayla gittiği evin bahçesinde tam oturacak iken , ev sahibinin cebinden düşen o fotoğraf alinin küçüklüğüydü. Fotoğrafın arkasında bir o kadar güzel yazı vardı : Canım oğlum ve biricik eşim. O adam o gün alinin hayatına dahil olucaktı. Ali belki önce hiçbir şey anlamıyacak , belki de günler boyu üstüne düşünecekti.  Ama o fotoğrafı görünce dayanamadı .  Seyfi amca : Ali kim olduğunu anladın mı bu adamın ? Bu adam senin baban. Yıllar boyunca burda yaşadı kimsesiz ve çaresiz. Sakın kızma babana. Babanın geçerli sebepleri var. Uzunca yıllardan beri yaşadığı bir hastalığı var. Sorgulamayı bırak şimdi. Babanın sana ve sevgine ihtiyacı var. Tamam mı evladım ? dedi Babası da mutfağa gitmişti. Çay falan koymuş ocağa. Çayları getirdi.Babasının yüzünde yıpranmış ve tükenmişlik vardı. Yüzündeki o çizgiler ve buruşukluklar yaşlı olduğunu her halinden belli ediyordu. Babası konuşmaya başlıyacakken , seyfi amcaya bir işaret yaptı ve seyfi amca ayrıldı masadan. Ali meraklı  ve içi kıpır kıpır babasının konuşmasını bekliyordu. Ve babası konuşmaya başladı. '' Ali özlemek ve hasret kalmak nedir bilir misin ? Çaresizlikler ve zorluklar içinde tükenmek ? Uzun zaman sonra karşına çıktım. Yaşım baya iyi. Benden habersiz büyüdün . Elin ekmek tutan bir koca adam olmuşsun. Annenden allah razı olsun. Bak oğlum ben sizden ayrılmamın sebebi , devlette çalıştım uzun yıllar. Görevim gereği uzaklara gitmek zorunda kaldım. Bırakmak istedim . Evlatlarım var dedim , onlardan uzak kalamam dedim ama nafile oğlum dinlemediler beni. Ölümlerden ölüm beğendim. Bir sürü ülke gördüm ve bir o kadar da insan. Ölümler gördüm haksız yere öldürülen insanlar. Aç yaşayan , suya muhtaç insanlar gördüm. Hayatın her zorluğunu yaşadım. Ama bana hiç sormadılar oğlum nasılsın diye. Ölümlere attılar beni. Belki ölseydim haberiniz bile olmuycaktı. Sessiz sedasız ve kimsesiz şekilde toprağa gömülecektim. Ama ben vatanım için çalıştım çalıştım . Canımı dişime taktım , gücümün son damlasına kadar mücadele ettim bu günlere gelebilmek için. Sırf sen ve annen için direndim onca ölüme. Bak sonunda kavuşmak nasip oldu. Oğlum yanımda ama annen bensiz gitmiş cennete. O nur yüzlü kadın . Kalbi kendisinden güzel insan. Hep yüreğimde taşıdım anneni. Bu az önce düşen fotoğraf varya yere , işte o fotoğrafı sol yanımda taşıdım hep. Her gece dua ederek uyudum. Sizlerle olmayı hayal ettim . Ama nasip ki sen yanımdasın. Delikanlı oğlum seni nasıl özledim bir bilsen. En zor duruma düştüğümde bir oğlum var dedim hep. Şimdi düştüğüm bu halden de utanmıyorum. Hayat bu acısıyla , tatlısıyla , öyle veya böyle yaşadık . Şimdi sevdiklerimin yanında can vermek kaldı. Affet oğlum beni. Bundan sonra ki hayatımda yanımda ol olur mu ? En çaresiz ve zorluğa düşünce kalkarız ayağa. Yeter ki affet oğlum. Seni çok özledim. Babası bu sözleri söyledikten sonra dayanamadı ve göz yaşları damladı yere hızlı hızlı. Ali de dayanamadı babasını öyle görmeye. Ali de ağlamaya başladı ve ayağa kalktı '' Babam '' diye başladı gitti sarıldı sıkı sıkı. O kadar özlemişti ki babasını diyecek kelime , söylenicek söz yoktu o an. '' Nerdeydin baba bugüne kadar ? En azından uğrasaydın arada bir merak etmek zorunda kalmasaydık seni . Keşke ben baba sevgisinden mahrum büyümeseydim. Ben senin beni özledğinden çok daha özledim. Gel gidelim baba buralardan. Senin hakkında her şeyi bilmek istiyorum. Topla eşyalarını gidelim burdan baba. Bende kal , hem bizim mahalle güzeldir. İnsanları sıcak kanlıdır .Seversen onları. Tamam mı baba ? Seni bulmuşken bu sefer kaybedemem dedi. Bu sözlerden sonra babası hemen eşyalarını toplayıp , yanınada gençliğinden birikitiği ve yaşadığı o olaylardan biriktiği anıları da aldı. Bir o kadar fotoğraf ve bir o kadar adrese gitmemiş mektuplar. Hepsini çantasına koydu . Seyfi amcaya seslendi ali. Seyfi amca ikisini birbirine tutunduğunu görünce dayanamadı ve onun da gözlerinden damlalar sebepsizce döküldü. Sonra bir yerde durup taksi çağırdılar ve otogara doğru yol aldılar. Saat 12.00 dı. Bilet saatleri 14.00 dı. Daha iki saatleri vardı. Ali , babası ve seyfi amca bir kafeye geçip oturdular. Uzun uzun hasret giderdiler beraber. Masada kaç tane çay içildi kim bilir. Öyle koyuydu muhabbetleri. Saat gelmişti ve otobüse binecekken , seyfi amca gitmiyeckti onlara. Alinin babası zafer amcaya : Hakkını helal et zafer kardeşim. Öyle veya böyle beraber direndik onca derde ve kedere. Şimdi sen artık oğluna emanetsin. Dostluğumuz hep sürecek ve ben senle yaşadığımız ne varsa hiç unutmuyacağım. Eğer allah göstermesin sana veya bana bir şey olursa hakkını helal et zaferim. İyi adamsın sen. Şimdi git ve oğlunla ol. Arada seni ziyarete gelirim. Asıl ait olduğun yere git hayde dedi. Alinin babası da seyfi amcaya : Seyfim gardaşım sende hakkını helal et. Dünya ahiret şahit olsun ki hep yanımdaydın . Her şeyi senle atlattık . Sen olmasaydın napardım ben ? Sağlam bir kayadın benim için. Şimdi senden bir isteğim var. Al bu anahtarı ve bahçedeki benim çiçeklere su ver . Arada bir uğra eve . Orası sana emanet. Başına bişey gelmesin ha . Koruması sana ait. Yolun ve bahtın her daim açık olsun kal sağlıcakla gardaşım dedi . İki dost ve kardeşin ayrılık zamanlarıydı artık. Alinin babası otobüse bindi ve ali tam binecekken seyfi amca çağırdı yanına ve aliye bir şeyler fısıldadı. ''Ali evladım babana iyi bak olur mu ? Çok değerli bir insan baban. Altın gibi bir kalbi var. Onu sana emanet ediyorum koçum. Arada sizi ziyarete gelirim. Evinde bir bardak ve bir tabak fazla olsun tamam mı ? dedi gülerek. Aslında yüreği yanıyordu dostundan ayrıldığına da , onu emin ellere teslim ettiği fikri gelince aklına içi rahatlıyordu. Ali de : Seyfi amca ne  demek her zaman kapım açık sana. Bana dünyanın en büyük hediyesini verdin o sabah kapıya geldiğinde. Allah razı olsun senden. Hadi allaha emanet ol seyfi amca dedi. Ve otobüse bindikten sonra , otobüs hareketlendi ve ayrıldılar otogardan. Geride kalan seyfi amca oldu. Sonra kendi kendine şu sözü söyledi : Hep yüreğimdesin zafer.  Ne kadar uzağa düşersek düşelim kardeşim , senin bir çağırmana bakar her şey ''

  Ne kadar uzağa düşersek düşelim kardeşim , senin bir çağırmana bakar her şey ''

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Büyüyen YalnızlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin