Hayatta ne zorluklarla uğraşmak zorunda kalırsak kalalım , bu zorlukları ancak hayal kurarak yenebiliriz. Hayal etmek düşünüldüğü gibi imkansız değil. Gücünüz tükense bile ayakta durmayı bilmeli insan ne yaşarsa yaşasın. Yarına umutlu ve ümit dolu olmalı. Geçmişe takılıp kalan insan acı çekmekle yetinicek elbet . Ama gelecekte ne olursa olsun belli belirsiz yarınlar var . Yeni insanlar var. Yeni mücadeler var. Yeni sevgiler var. Belki acı da var ama bir umutla hayal etmeli insan. Hayal kuran insanın yüreğinin kıyısında bir yerinde bir umut vardır. Ali de böyle hayal kurardı özellikle seda'nın hastalığını öğrendikten sonra. Seda kendini hasta moduna aldı almasına ama ali yalnız bırakmadı onu hiç. Hergün ziyaret etti , halini hatrını sordu sedanın. Seda o geldiğinde yüzüne güller açarken , o gittikten sonra hüzün bulutları kaplıyordu içini. Sanki hep yanında aliyi istiyormuş gibiydi. Sedanın babası alinin böyle sedayı sık sık ziyaret etmesinden bir şeylerden şüpheleniyordu. Hanımında sordu , sedanın annesi de ali '' iyi çocuktur zarar gelmez ondan bey '' dedi. Sedanın babası zaten kötü bir şey aramıyordu şüphesinde. Aliyi kahvede gördü sedanın babası. Yalnız oturan alinin yanına gitti . ''Oturabilir miyim evlat '' dedi. Ali de '' o ne demek öyle eray amca estağfurullah buyur gel otur '' dedi kibar ve gülümseyerek. Eray amcanın böyle yanına gelip oturmasını bekliyordu ali. Çünkü sedanın babası ali ziyarete geldiğinde yüzündeki ifadelerden anlamıştı. Zaten ali de sedanın babasıyla konuşacaktı detaylı bir şekilde. Eray amca yüzü biraz asıktı ali biraz tedirgin oldu. Sonra sedanın babası konuşmaya başladı. Ali evladım sakın diceklerimi yanlış anlama . Mahallede ki herkes gibi bende seni çok seviyorum . Çok dürüst ve efendi çocuksun. Ayrıca sedanın hastalığını öğrendiğinden beri onun yanında hiç ayrılmıyorsun. Senin gibi bir çocuktan sedaya zarar gelmez bundan eminim ama bu kadar yakın olmanızı anlamıyorum dedi. Ali'nin de ağzından şu kelimeler döküldü ve içini dökmeye başladı sedanın babasına. Eray amca ben sedayı çocukluğumdan beri seviyorum. Bunu da ona hiç söylemedim bu yaşıma kadar hep içimde sakladım durdum . Ama yüreğim el vermedi gitmeye. Yanlış bir şey söylerse bana kırılırım üzülürüm diye hep içimde sakladım. Anneme hep anlatırdım sedayı. Ama çaresizlikten ve içimde barışık olmadığım duygular yüzünden diyemedim ona karşı. Geçen gün köyde onu evde öyle görünce dayanamadım ve yapamazdım. Yalnız bırakamazdım sedayı. Çok bitkindi kendini salıvermişti bir uçurumdan. Elinden tuttum onun. Yanında olmak isteyişim de , hep evinize gelip durmam da bu yüzden . Eğer yanlış bir şey yapıyorsam mazur görün eray amca. Sedanın amcası alinin söylediklerine şaşkınlıklar içinde durdu öyle. Ali de ters bir şey söylücek diye beklerken bir anda sedanın babası : Eyvallah evlat. Hep sedanın yanında ol. Umudu ol onun . Toparla onu . Bize de istediğin zaman gel. Orası da senin ikinci evin. Kızım çok şanslı senin onu bu kadar sevmen konusunda. Beni çok mutlu ettin evlat. Ne ihtiyacın olursa gel çekinme. Sen çok zorluklar yaşıyorsun biliyorum . Beni de bir baban olarak gör olur mu ? İyi ki varsın evlat . Hadi şimdi sedanın yanına git . İlerden de bir gül satan bir kadın var . Bir sürü gül al ona . Gülü çok sever o. Hadi koş mutlu et onu dedi. Ali de bir o kadar sedanın babası kadar şaşkındı. Eray amcanın dediği gibi yaptı. Gül aldı bir sürü ve güllerin arasına kalbinden geçen şu cümleyi yazdı : Uçurum uçurum gözlerine daldığım , gözlerine baktığım, bazen sendeki güzellikte boğulacakmış gibi hissettiğim kişi. İyi ki varsın....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyüyen Yalnızlık
RomanceHikayemiz yine her zaman ki gibi değişmeyen ve kadınları anlamaya çalıştığımız bir dünyaya hitaben.