Her şeyin sonu yalnızlıkmış meğer. Hep acı varmış dünyada. Bu böyle sürerdi sürmesine ama bazı şeyleri değiştirmek lazımdı. İnsanlar çaba sarf etmiyordu. Herkes gitmeyi bir marifet sanıyordu. Kolaydı çünkü sebebi olmadan , sessiz şekilde veda etmek. Gideni tutamazdınız. Zorla sevdiremezdiniz birine kendinzi. Sevmek apayrı bir duygu mahiyetinde. Ne kadar mücadele etseniz de olmazmış. Hep sevenin sonu yalnız kalmaktı. Seda bir akşam gizliden gizliye veda etti aliye. Ali o anda salonda ki koltukta büzülmüş uyuyordu. Sessiz sessiz gitti , her şeyi bırakıp da gitti. Aliyi hiç düşünmeden oracıkta gitti. Onu deliler gibi seven adamı tek başına bıraktı çıktıkları yolun ortasında. Sahi hiç düşündü mü aliyi ? Çok sevdiğinden mi gitti yoksa mücadele edecek gücü mü bulamadı kendinde ? Annesi gittikten sonra seda aylarca düşündü gitmeyi. Ama ali olunca binevi gitme planından vazgeçiyordu. Sevda çok yufka yürekli derler ya öyle bir kızdı. Acıya dayanacak gücü yoktu. Bundan terk etti aliyi. Gitmeden önce de kendi odasında boş bir kağıt bıraktı. Kalbinde ne varsa , yüreğinde dolup taşan ne kadar acı varsa döktü kağıda. Ağlayarak yazdı yazıyı. Kağıtta şunları yazarak veda aliye o akşam. '' Ali benim acılara dayanıcak ne takatim , ne de gücüm var. Çok şey yaşadık iyi veya güzel. Çok eğlendiğimiz de oldu , çok zorlandığımızda. Her şeyden biraz biraz yaşadık hayatta , daha doğrusu seninle. Düştüğümde sen kaldırdın beni . Elimi tuttun , destek oldun. Ama ben yapamıyorum. Bu mahallede , bu ev de yaşayamıyorum. Olmayan bir şeyler var hayatımda düzelmeyen onca şey. Ne kadar da denesek olmuyor. Sevgi bazen de bir şeyleri kurtarmıyor ali. Sen hayatına bak. Çok iyi insansın sen. Benden kat ve kat daha iyilerine layıksın. Ben eksiğim ve hastayım. Bu eksiklerle seni tamamlayamam. Gücüm yok benim daha doğrusu umudum kayıp. Sen hep eksik etme umudu sol tarafında derdin bana. Ama öyle olmuyor ali. İnsan en başta kaybettiği şeyi daha sonra kazanmakta zorlanıyor. Sana veda etmek hiç istemezdim ya da böyle gitmek. Bana istediğini söyle , kız , bağır çağır ama benim sevmekten bir an dahi olsun vazgeçme. Benim bu dünyada gördüğüm en güzel şey ; senin bana olan sevgin. İçinde sağlam bir yüreğin , sevgi dolu kalbin var. Şimdi uzaklara gidiyorum . Ben gittim diye sakın vazgeçme hayatından. Ufak şeylerle mutlu olmayı beceren insansın sen. Sana sevdiğimi söylüyemedim . Hep sen dedin bana. Belki bende sana söylüyemince üzüldün . Şimdi ben bir korkak gibi yüzüne değil kağıda söylüyorum. Seni çok seviyorum adam. Her şeyinle mutlu eden adam , yüzümdeki gülüşlerin sebebi , seni görünce hızlı çarpan ve kontrol edemediğim kalbim. Seni hep özliycem. Seni çok sevdim . Ne olursa olsun hayatında , ben yokum diye sakın üzülme. Dağıtıp kırma bir yerleri. Olduğun ve seni gördüğüm gibi kal hoşçakal . Bu yazıyı yazdıktan sonra alinin yattığı koltuğun yanında ki sehpaya bıraktı yavaşca. Sonra kapıdan tam çıkıcak iken aliye son bir defa baktı yaşlı gözlerle. Sonra gelen taksiye binip ayrıldı mahalleden. Belki de hiç gelmiyecekti ait olduğu yere. Babasına da söylemişti bu durumu. Babası çaresizce kabul etti ordan ayrılmasını. Sabah oldu ali telaşla sedanın odasına baktı. Odada sedanın yatağı toplu halde duruyordu. Kimse olmadığını fark etti. Telaşla sedayı aradı , açmadı seda telefonu. Sonra sehpanın üzerine bırakılmış yazıyı gördü. Ve kağıdı eline alır almaz aktı gözyaşı. Okudu yazanları. Ağzından bir cümle çıkmadı o an. O ev de dar geldi ona. Ağlamaktan ve acı çekmekten başka yapıcak bir şey yoktu artık. Bu alinin bir o kadar güzel hikayesiyken bir o kadar da mağlup hikayesi olarak kalıcaktı hayatında. Sonra eve kapandı ali. Her şeyi sorgulamaya başladı çaresiz . Elinden hiç bir şey gelmiyordu artık. Giden çoktan yolundaydı. Kalan da acılar içindeydi. Ali sevdiğiyle kaldı sadece.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyüyen Yalnızlık
RomanceHikayemiz yine her zaman ki gibi değişmeyen ve kadınları anlamaya çalıştığımız bir dünyaya hitaben.