1.Bölüm: "Yağmur"

174 15 5
                                    

  Alarmın sesi duyuluyordu kulağımda. Baya güçlü bir şekilde çalıyordu. Annem kolumdan tutup ayağa kaldırdı.
"Hadi kalk Meral okula gitmen lazım gecikiyorsun"

Allahım bu ızdırap ne. Hem erken kalkıyorum hem pazar günü dershaneye gidiyorum hemde kalkmassam başımdan ayrılmayan bir annem ve parçalara ayırmak istediğim bir çalar saat...

"Kalkıyormusun yoksa terlik mi firlatıyım."

Annemin uyarısı beynimde bir kaç kere daha tekrarlanınca uyku sersemliğimden kurtulup kalktım. Kendisi nişan anahtar büyücüsüdür. Bazen anneme böyle söylerim çünkü baya iyi nişan alır.

"Aa daha terlik yiyecektik" diyerek anneme doğru bakıp güldüm.

"İkincisinimi istiyorsun Meral hanım" diyerek ayağından diğer terliği çıkarıp salladı.

"Yok anne sağol, geç oldu çocuklar evde yanlız korkarlar" hala klasik misafir konuşmalarını devam ettiriyordum. Terliğin gelmesini istmesemde bacağıma çoktan gelmişti.

Annem odadan çıkınca son bir kez kendimi yatağa attım. Bir duş alıp hızlıca evden çıktım.

Gecikmiştim bu yüzden dolmuşu kaçırmıştım. Daha ne gelebilirki bugün başıma diye içimden söylenmemle beraber çok gür bir gökgürültüsü duydum. Aniden yağmur başlamıştı. Gine şom ağızlılığım tutmuştu.

İlk dersi kaçırmıştım hızlı gitsemde hoca beni derse almazdı ama yavaş yavaş gidersemde ıslanırdım. Hızlı hızlı yürümeye başladım ama sanki ben hep hızlanınca yağmurda hızlanıyordu. Çantamı sırtımdan alıp kafama tuttum. Yağmuru severdim. Hatta en sevdiğim hava olayıydı ama şuan hazırlıksızdım. Yağmuru sevdiğim gibi ıslanmayıda seviyordum. Çantam ıslanmaya başlayınca çantamı kafamdan çektim. Yağmuru oluşturan su damlacıklarının saçıma değmesine izin verdim.

Birden benim olduğum yerde yağmur damlaları kesildi yukarı baktığımda simsiyah giyinmiş benim yaşlarımda oldukça kaslı bir erkek benim kafama şemsiye tutuyordu. Yüzü birkaç santim uzağımda olduğu için gözlerimi kırpıştırdım. Gözü kahverengiydi ama mavi olsaydı bile bu kadar etki bırakmazmış gibime geliyordu. Sakalları çıkmıştı ama çok küçüktüler yeni cıkmışa benziyordu. Saçları hafif dalgalıydı. Boyu benden uzundu. Şemsiyeyi bana tuttuğu için yağmur damlacıkları yüzüne damlıyordu. Gelen bir damla yüzünden aşağıya süzüldü. Dudağının yanından geçip yerdeki su damlacıklarına karıştı.

"Ne yapıyorsun sen" dedim ne yaptığını anlamaya çalışarak.

"Sessizce yürü" emrivaki olmuştu.

"Noluyor ya hem şemsiye tutuyorsun hemde sessizce yürü diyorsun"

"Beni yakalatacaksın o çeneni kapat" burayı bağırarak söylemişti ve korkmuştum. Olayı daha hala anlamamıştım hem gelip bana şemsiye tutuyordu hemde azarlayıp duruyordu.

Yağmur biraz yavaşlamıştı. Biz ise yan yana yürüyorduk. Birden arkadan gelen sesle durdum ve yanımdaki çocukta durdu. Beni birden duvara yasladı ve oda yaslandı. Bizi görmelerini istemiyordu heralde. Ellerini başımın iki yanına koydu ve biraz daha bana doğru yaklaştı. Birbirimize çok yakındık bu beni rahatsız ediyordu. Anladığım kadarıyla adamlardan kaçıyordu yada kaçmayı deniyordu çünkü adamlarda bu tarafa yürüyordu. Adamın biri;

"Nerde lan o şerefsiz" diye bağırdı.

"Orduyla gelmeseydin o zaman sana gösterirdim" diye sessizce söylendi yanımdaki çocuk ve bana;

"3'e kadar saycam 3 diyince arkana bile bakmadan kaç" dedi bende tamam anlamında kafamı salladım. Biz niye hala bu kadar yakınız! Allah'ım yağmura kötü dedim ama yağmuru bu olaya tercih ederim. Adamlar iyice yaklaşıyordu her an bizi yakalayabilirlerdi. Az da değillerdi. 15 civari kişi vardi, o yüzden onlari dövemezdi. Korkuyordum artık.

"1-2-3 koş"

diye seslendi ve birden koşmaya başladık. Yorulmuştum. Korkuyordumda. Göğsüm sıkışmaya başlamıştı. Başımda dönüyordu.

"Nereye gidiyoruz" diye çocuğa sordum.

"Sadece beni izle" diyip sorularımdan uzaklaştı. Tamam yeri ve zamanı değildi ama bilmeye hakkım vardı.

Biraz daha koşunca BMW i8'in kilidi açıldı. Oha bu araba bu çocuğun muydu. İnanamiyorum ya. Ben arabaya bakarken donup kalmıştım.

Tabi donup kalıcam of bir ara bu arabayla ciddi bile düşünmüştüm .

"Çabuk" diye bana bağırana kadar hemen sürücü koltuğunun yanındaki yere geçtim ve yanımdaki çocukta sürücü koltuğuna geçti.

İnternette araştırdığım gibiydi içi. Arabayı çalıştırdı ve hızlıca gaza bastı heryer toz olmuştu ve adamlarda görünürde yoktu.

Belli bir mesafeden sonra araba yavaş bir hızda gitmeye başladı. Artık dayanamayıp meraklı ruhumu devreye kattım.

"Bunlar seni neden kovalıyordu ve sen neden bana şemsiye tutup koşturdun" sorumu sanki duymamıştı ve bu beni sinir ediyordu.

"Cevap vercekmisin" Birden arabayı durdurdu.

"İn" sesi ve tavırları çok katıydı.

"Soruma cevap vermediğin sürece inmiycem" dedim.

"Ben seni indirmesini bilirim, dedi ve arabanın ön tarafından dolanıp kapımı açtı sahile gelmiştik.

"İniyormusun yoksa indiriyimmi"

"İndirde görelim" alaycı bir şekilde güldü.

"Tamam o zaman sen bilirsin" diyip beni sırtına aldı. Arabanın kapısını kapattı ve ileriye doğru yürümeye başladı. Şuan yerle göz gözeydim. Zaten nereme güvenip indirde görelim dediysem.

"İndirsene beni sana diyorum ya" bir bankın yanına geldi ve beni otutturdu sonrada arkasını döndü. Yürümeye başladı.

"Gidiyormusun" dedim. Biraz daha kalabilirdi.

"Ordan nasıl görünüyorsam öyleyim" arkası dönük söylemişti.

"Dur! bana anlatmaycakmısın" bana döndü "Sanmıyorum" diyip kötü bir sırıtış yaptı. Kötü olduğunu sansada bence çok tatlı duruyordu. Ne diyorum ben ya. Arabasına bindi ve telefonunu açtı sonrada konuşarak arabayı çalıştırdı bana bakmadan gitti. Beni burada tek başıma bırakmıştı.

Ayağı kalktım ve eve doğru yürümeye başladım "insan evine bırakıyımmı diye centinmence sorar ya! yok odun kendisi, sahile bırakmak ne ya sanki bir evcil hayvanım suyumu vermeyi unutmuşsun" bu düşüncelerimi içimden söylediğimi sanıyordum ama o kadar insan bana bakınca dışımdan söylediğimi anladım.
 
Bıraktığı yer evime uzak değildi bu yüzden şanslıydım. Eve doğru yürümeye başladım.

  Bir marketin camına baktığımda bir şey farkettim. Şey diye söylemek ayıp olur. Nerde görsem tanırım BMW i8.  Beni takip etmişti. Niye ilk bırakıp sonra bir şey demeden gidiyor ve gizlice beni takip ediyor. Evimi görünce bir ara durdum. Arkama baktım yoktu gine gitmisti. Bende hemen eve girdim.

Annem uyuyordu bu güzel olmuştu çünkü kesin Meral okula gelmedi falan filânlı bir mesaj atmışlardı ve bana kızacaktı bahane bulmalıydım  bunu yarın düşüncekdim. Sonra yatağıma yattım.

"Bugün neydi öyle ya..."

SILA KOPARAN

  Meraba arkadaşlar öncelikle şunu söylüycem bu hikayeyi farklı bir şekilde yazmıştım ve pek beğenmemiştim sonra bunu sildim ama şimdi daha farklı bir hikayeyle döndüm.💙 Umarım beğenirsiniz yorum ve votelerinizi bekliyorum💖

Arka SıraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin