12. Bölüm: "Masum Suçlu"

35 6 5
                                    

Yapmadığım bir olay yüzünden cazalandırılıyordum. Bu o kadar kötü bir şeydiki. Canım yanıyordu acaba annem duyunca nasıl hissetcek. Bu düşüncelerim yüzünden koridordaki benim hakkımda dönen dedikoduları daha az duyuyordum. Önümde o günkü sinirli hoca vardı ve elinde meşhur cetveli. Disiplin kuruluna götürüyordu beni.

Önlerinden geçtiklerimin bazıları cesur kızmış derken bazıları bana acıdığını söylüyordu. Ada ise tam arkamda susmaları için bazılarına kızıyordu. Taki o günkü hoca yani ,Özcan hoca, hepsini susturunca Ada'ya gerek kalmadı. Şaşırtmıştı beni bu tavrı.

*

Meral'in geçtiği yerlerde gözler hep onun üstündeydi. Serkan'ın önünden geçerken kafasını eğip geçmişti. O yapmamıştı ama eğer Serkan inanıyorsa buna üzülürdü. Serkan'ın yanındaki çocuk Meral geçtikten sonra onun gidişini izleyerek görüşünü ortaya attı.

"Bir sandalye ile, camı kırmış olması tuhaf." Serkan'ın ona katılmadığı her halinden belli oluyordu.

"Bence yanlış kişiyi yakaladılar"

Büyük salona gitmek için bahçeye çıktıklarında bahçedekilerinde yüzü Meral'e kaymıştı. Bunlardan biride Yamaç ve yanında bulunan çocuktu. Meral'i görünce yanındaki çocuk;

"Tek başına mı yapmış?" Elindeki sudan bir yudum alıp devam etti. "Kendini Yenilmezler'de falan mı sandı?"

"O yapmadı." dedi Yamaç, sakin bir sesle.

"Ne." sorudan ziyade anlamadığını belli eden bir sesle konuştu yanındaki çocuk.

"Mustafa." Kolunu Mustafa'nın omzuna attı Yamaç ve devam etti. "Bu bir kızın tek başına yapabileceği bir şey değil. Çok safsın."

Mustafa tekrar şaşkın bir şekilde soru yöneltti. "Yani başkasıyla mı yaptı diyorsun?"

"Daha az önce o yapmadı demedim mi? Kendini anlamaması yüzünden bir of çekti "Sinirlerimi bozuyorsun" deyip Mustafa'nın yanından uzaklaştı Yamaç.

*

Büyük salon, ilk okulun toplandığı aynı spor salonuydu. Girdiğimde uzun bir masaya müdürün, rehber öğretmeninin, bayan bir polis memurunun ve diğer bir kaç hocanın oturduğunu gördüm. Girdiğim anda ateşim yükselmiş terlemeye hafif hafif başlamıştım. Masanın önüne oturmam için bir sandalye koymuşlardı. Başım yavaş yavaş dönmeye başlamıştı. Burada olmaz hastalığım, burada olmaz.

Sandalyeye oturup. Beklemeye başladım. Özcan hocada oturunca müdür yüksek ve sinirli sesiyle bana bağırmaya başladı.

"Kahraman mısın sen? Böyle şeyleri anca masalda yaşadığını zannedenler yapar."

"Ben değildim gerçekten" dedim. Yalvarırcasına. "Oraya defterimi bulmaya gitmiştim. O gece kaçtı o adam."

"O gün hiç kimse onu kaçarken görmemiş" diye söze atıldı Özcan hoca. "Olay yerinde yalnızdın."

"Konfüçyüs kitabında söyle diyor..." endişeli bir sesle araya girdi rehber hocası. "Dışarıdan hırsızı yakalamış gibi görünsen de içinde yakalamamışsındır. Henüz ortada kanıt yokken onu suçlamak da biraz-

"Kanıtımız var. Suç üstü yakalandı." diyerek sözünü tamamlamasını engelledi müdür, rehber hocasının.

"İtiraf etme istersen. Nasılsa her şey ortaya çıkacak." dedi diğer bir hoca gözlüğünü gözüne doğru iteklerken.

"Duruşma kanunlarını dinlediniz, değil mi? Suçlarını inkar edip masum ayağına yatanlar hepsi hapisteler şu anda."

"Ben değilim gerçekten."

Arka SıraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin