Ertesi gün okula gittiklerinde Jungkook gelmemişti. Taehyung yanındaki boş sıraya bakarak düşündü. 'Ne oldu acaba?'
O günden sonra Jungkook okula bir müddet gelmedi. Taehyung'ın aklına tekrar mektup geldi.
'Bu Jungkook'u davet etmeni istemediğim tek gün. Ciddiyim.'
'O gün... Mektubun dediğini yapmadım. Bunun Jungkook'un yokluğuyla bir alakası var mı merak ediyorum. Belki bu mektup Jungkook'un neden okula gelmediğini söyler.'
'20 Nisan: Top oyunları turnuvası. Benden beyzbol için yedek vurucu olmamı istediler. Reddettim ama sonra pişman oldum. Lütfen, senden yedek vuruculuk teklifini kabul etmeni istiyorum.'
Böyle bir şeyden neden pişman olabilirdi ki. Oyunu kaybedecekleri için mi? Kendini tanıyordu Taehyung kaybetmelerini umursayacak son kişiydi. Satırların devamında yazan ise sertçe yutkunmasına neden oldu.
'İmkansız' diye fısıldadı Taehyung.'O gün Jungkook'a aşık oldum.'
~~
20 Nisan (Top oyunları turnuvası günü)
Taehyung, Jimin ve Jin şarkı söyleyerek beyzbol sahasına doğru ilerliyorlardı. O anda Jimin futbol sahasındaki çocuklarla konuşan Jungkook'u fark etti.
"Hey Jungkook! İki haftadır nerelerdeydin?"
Jungkook başıyla onları selamladı.
"Okulu asıyordum."
'Okulu mu asıyordu. Gelmemesinin ardında herhangi önemli bir neden yok muydu yani. Oldukça normal de görünüyor.' Taehyung'un kafasını epey karıştırıyordu bu olay.
~~
Bir süre Jimin ile Jin'in yanında takılan Taehyung su almak için otomatlara doğru ilerledi. Soğuk suyu kuruyan boğazından geçirirken rahatladığını gerçekten hissetmişti. Şişenin içinde kalan suyu da kafasından aşağı döktükten sonra arkadaşlarının yanına geri dönmek için yürümeye başlamıştı.
"Yaaa çok tatlı değil miydi? Taehyung oppa lütfen suyun olayım iç beni."
"Ben terin olmak istiyorum oppa. Boynundan göğsüne doğru akmak istiyorum."
Son günlerde çok dalgındı Taehyung. Öyle ki arkasında kendi hakkında konuşup kıkırdayan kızları fark etmemişti bile.
~~
Geri dönüyordu Taehyung. Futbol oynayan Namjoon ve Hoseok'u fark etti. Hoseok cidden iyi oyunuyordu. Ayrıca fiziği o kadar muhteşem duruyordu ki sahanın etrafında kızların "Oppa, oppa!" çığlıkları bu durumun kanıtı gibiydi. Namjoon ise berbattı. Daha koşmayı bile beceremiyordu. Sonra sahanın yanındaki merdivende oturmuş onları izleyen Jungkook'u. Yavaşça Jungkook'un yanına yerleşti.
Tae: "Hangi etkinliğe kaydoldun?"
Kook: "Hiçbirine. Sınıfa hiç gelmedim."
Tae: "Bunu takmana gerek yok."
Kook: "Sen hangisini seçtin?"
Tae: "Beyzbol"
Bu kısa konuşmalarından sonra bir süre sessiz kaldılar. Sadece önlerindeki maçı izlediler. O sırada Taehyung ayak bileğini tuttu. Dudaklarından minik bir inlemenin serbest kalmasına izin verdi.
"Acıyor mu?"
"Ha? Ne, ne acıyor mu?" Taehyung geç de olsa Jungkook'un bileğinden bahsettiğini anladı.
"Evet, biraz. Ayakkabılarımda ufak bir sıkıntı var sanırım. Baktırmaya fırsatım olmadı."
Jungkook konuşmaya fırsat bulamadan Jimin Taehyung'ı çağırmıştı. Taehyung aceleyle kalkıp Jimin'in yanına gitti.
~~
Jimin: "Ne atıcıyı mı değiştirdiler? Haksızlık. Final maçına özel atıcı koyuyorlar gibi. "
Gerek Jimin gerekse diğerleri bu maçı almayı her şeyden çok istiyorlardı. Ama karşı takımdaki oyuncu değişikliği sonlarını getirmiş gibi duruyordu. O sırada herkes Taehyung'un çevresine toplandı. Onun ortaokuldayken beyzbol takımında olduğunu biliyorlardı. Sanırım şuan en çok ona ihtiyaçları vardı.
"Taehyung, yedek vurucumuz olur musun? Lütfen, lütfen, lütfen!"
"Vuruşu sağlam yaparsan oyun bizde demektir."
"Hadi Tae! Ortaokuldayken beyzbol takımında olduğunu biliyoruz. En iyimiz sensin. Bizi böyle bırakma."
Israrlar çığ gibi büyüyordu. Taehyung durum analizi yapıyordu. 'Toplamda iki dışarı vuruş var. Eğer bir vuruş alırsam kazanırız. Ama vuruşu ıskalarsam kaybederiz. Bunu yapamam.'
"Üzgünüm, vurabileceğimi sanmıyorum."
"Onu zorlamayın. Ayağı yaralı." Jungkook gelmişti.
"Hayır tam olarak yaralanmak denemez. Üstelik benim hatamdı."
Jimin öne atıldı. "Öyleyse ben vuracağım. Eğer başarısız olursam beni affedin olur mu?"
'Jimin benim yerime vuruş yapacak. Başarısız olacak ve oyunu kaybedeceğiz.'
'Hayır demem uygun mu? Reddettikten sonraki pişmanlığımın sebebi sorumluluğu arkadaşımın üzerine yüklemem mi? Bir şey yapabileceğimi bilmeme rağmen yapmamış olmam olabilir. Aaah kahretsin!'
"Aslında yapacağım!"
Taehyung'un son andaki fikir değişikliği herkesi sevindirmişti. Taehyung ağır ağır sahaya doğru ilerliyordu.
'Ayağımdaki acı er ya da geç geçecek. Ama pişmanlık kalacak. On yıl geçse bile.. Şimdiki benliğim on yıl sonra bile aynı pişmanlığı hissediyor olmak istemiyor!'
Taehyung ilk atışı ıskaladı. Ama artık ikinci atışın nasıl geleceğini biliyordu. 'İkinci atış iç taraftan ve alçaktan gelecek. Hadi Tae bunu yapabilirsin!'
Taehyung vurmuştu. Bir anda sevinç çığlıkları yükseldi. Jimin bağırıyordu. "Tae! Koşmalısın. Henüz saha koşusu yapmadın! Hadi yavrum göreyim seni!"
Taehyung sopayı bırakıp kalelere koşmaya başladı. Mutluydu kazanmışlardı. Ve ona etkileyici biçimde bakan Jungkook'u görmek hoşuna gitmişti.
Y.N: Arkadaşlar bölüm geçiş bölümü niteliğinde olduğu için sıkıcı oldu farkındayım. Ama diğer bölümde ard arda bombaları patlatacağım. Hazırlıklı olun. Şu mektup işleriyle ilgili de birazcık aydınlanacaksınız. Ciddiyim diğer bölümü bekleyin. Size Vkook vermeyi planlıyorum ;)))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ORANGE • (Vkook)
Fanfiction"Jungkook zayıftı, bu yüzden öldü. Ve biz de zayıftık, bu yüzden onu kurtaramadık." "Yunanca'da 'sevgi'ye karşılık gelen üç ayrı kelime vardır" dedi Petrus. "Peki ama sevginin hangi halini kastediyorsunuz: Eros mu, Philos mu yoksa Agape mi?" "Agape...