Şarkı: Alec Benjamin - Let Me Down Slowly"Taş-kağıt-makas"
"Elendin Jungkook. Yola koyul."
Teneffüste hepsi içecek bir şey istiyordu ve sonunda bahçedeki otomata kadar gidip onlara içecek alacak kişiyi seçmişlerdi.
Jimin: "Ben kola istiyorum."
Jin: "Ben mandalina jölesi."
Hoseok: "Ben de sütlü kahve istiyorum."
Jungkook herkesin isteklerini alıyordu. Hatırlayamayacağını düşündüğü için bir kağıda not almaya karar verdi. Herkesin isteklerini not aldıktan sonra sıra Taehyung'a gelmişti. Ona da ne istediğini sordu. Taehyung Jungkook'taki soğukluğu fark etmişti. Ona ne istediğini sorarken yüzündeki soğuk ifade de neyin nesiydi? "Portakal suyu" dedi Taehyung. Ve Jungkook listesiyle sınıftan ayrıldı.
~~
"Hey, taşıyabilir misin?"
Jimin pencereden kucağında içeceklerle otomat makinesinin başındaki Jungkook'a sesleniyordu.
"Hey o Lalisa sunbae değil mi?"
"O kız..." Taehyung koşar adımlarla pencereye yöneldi. Kız, kucağında içeceklerle okula dönen Jungkook'a doğru koşuyordu. Sonra onu köşedeki ağacın önüne çekti ve konuşmaya başladılar. Bu mesafeden ne konuştuklarını asla duyamazdı. Bir şüphe tüm kalbini ele geçirmişti. Korkuyordu.
Bir süre sonra Jungkook sınıfa geri döndü. Kucağındaki içeceklerini sahiplerine dağıtırken Jin sorusunu sordu.
"Sana çıkma mı teklif etti?"
Bu durumlarla defalarca karşılaşan Jin için orada olanları kestirmek hiç de zor değildi. Bunu bilmesine Jungkook'u birazcık afallatmıştı.
"Hmm evet."
"Sen ne dedin?"
"Okul çıkışında cevabımı vereceğimi söyledim."
Elinde son kalan portakal suyunu da Taehyung'a uzattı Jungkook. Taehyung çekingen bir tavırla aldı. O sırada ders zili çaldı. İçmeye fırsat bulamadığı portakal suyunu çantasına koydu.
~~
'4. dersten önce Jungkook kalemliğini unuttuğunu söyledi. Bu yüzden ona kalem ve silgi verdim.'
"Hay aksi! Kalemliğimi unutmuşum."
Mektupta yazanlar sayesinde yanında yedeklerini getirdiği kalem ve silgiyi Jungkook'a uzattı Taehyung. Jungkook ona uzatılanları alırken donuk bir teşekkürden sonra önüne döndü. Kırılmıştı Taehyung. Ondan ufak bir tebessümü esirgemesi kalbini kırmıştı.
'Jungkook onunla gerçekten çıkacak mı acaba? Bunun olmasını istemiyorum. Dün olanlardan dolayı bana kızgın gibi. Ya onu öyle bırakarak kaybettiysem?'
Taehyung korkuyordu. Düşünceleri onu korkutuyordu. Dün öyle gidişinin yanlış olduğunu biliyordu. Ama o an için verebileceği en doğru karardı. Ayrıca Jimin'in instagrama yükledeği fotoğraf yanlış anlaşılmaya oldukça müsaitti. Jungkook'un kafasını istemeden karıştırmış olabilirdi.
Ders bittiğinde Jungkook kalem ve silgiyi Taehyung'ın sırasına bırakmıştı.
'Kalem ve silgiyi Jungkook'tan geri aldığında silginin kabını çıkarmanı istiyorum. Orada bulacağın mesaj, benim o gün fark etmediğim bir mesajdı. Eğer fark etseydim gelecek farklı olabilirdi.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ORANGE • (Vkook)
Fanfiction"Jungkook zayıftı, bu yüzden öldü. Ve biz de zayıftık, bu yüzden onu kurtaramadık." "Yunanca'da 'sevgi'ye karşılık gelen üç ayrı kelime vardır" dedi Petrus. "Peki ama sevginin hangi halini kastediyorsunuz: Eros mu, Philos mu yoksa Agape mi?" "Agape...