"Jimin, neden Yoongi'nin çıkma teklifini kabul etmedin?"
Jimin Taehyung sorusuna sadece gülümsedi. Ona anlatıp anlatmamayı düşünmüştü. Ama Yoongi'nin kendilerinden ayrı planları grup ruhunu yıkabilirdi. Bunu arkadaşlarına yapmak istemedi. Ayrıca böyle bir şeyi Yoongi'nin izni olmadan söylemek doğru değildi.
"Off boşver Tae. Hadi işimiz bitti. Giyin de gecelere akalım."
Jimin eldivenleri çöpe atıp ellerini yıkadı. Banyonun kapısını kapatarak çıktı. Taehyung'ın canı sıkılmıştı. Jimin yine onu geçiştirmişti. Oflayarak o da ellerini yıkadı. Üstünü değiştirdikten sonra evden ayrıldılar.
~~
"Jimin mal mısın? Bizi buraya alırlar mı sanıyorsun? Daha reşit bile değiliz!"
"Off Tae. Fazla abartıyorsun. Bak ben konuşayım şu et torbalarıyla nasıl alıyorlar gör."
Jimin önlerindeki bara doğru ilerliyordu. Taehyung ise olacaklardan korkar bir şekilde geride kalmayı seçmişti. Jimin'in kapıdaki görevlilerle konuştuğunu görüyordu. Ama mesafe ne dediklerini duyacak kadar yakın değildi. Kapıdaki ani hareketlenmeyi ve kendine doğru koşan Jimin'i fark etti. Jimin bileğinden sertçe kavramıştı.
"Koş koş koş! Geliyorlar!"
Taehyung arkasına baktı. Peşlerinden gelen büyük güneş gözlüklü adamlar tehlikeli gözüküyordu. Ara sokaklara saparak kaçıyorlardı. Sonunda bir duvar arasında izlerini kaybettirdiler. İkisi de oldukları yere çöküp soluklandılar. Jimin yeteri kadar soluklandığında yaslandığı duvara tutunarak doğruldu.
"Hadi kalk. Başka bara."
Taehyung sinirlenmişti. Zor bir gün geçiriyordu ve şimdi Jimin de onu olabildiğince zorluyordu.
"Delirtme beni sikik beyinli. Ufak bir market falan bulup istediklerimizi alalım işte."
Jimin sırıttı.
"Ama o zaman bu kadar eğlenemeyiz?"
Taehyung şuan eğleniyor sayılmazdı. Jimin kolundan tutup onu kaldırmaya çalıştı.
"Oyunbozanlık yapma uzaylı. Bugün benim sözüm geçer. Kalk gideceğimiz yeri biliyorum. Bu sefer alıcaklar merak etme."
Taehyung oflayarak oturduğu yerden kalktı. Kendini yoran arkadaşına bir söz vermişti nasıl olsa.
~~
Taehyung omzunda yaslanan Jimin'le kapının önündeydi. Jimin alacaklı gibi kapıya vuruyordu.
"Bay Kim! Bayan Kim! Biz geldik. Bayan Kim geçen yaptığınız kurabiyelerden var mı? Bayan Kim?"
"Bağırmasana salak! Annem babam evde değil. İyi ki de değiller. Şu halimize bak alırlar mıydı bizi böyle?"
Jimin ayakta durmakta zorlanıyordu. Taehyung onu tutmaya çalışarak anahtarlarını çıkarmaya çalışıyordu. Sonunda kapıyı açtığında üstündeki çocuktan kurtuldu.
"Ahh! Ne atıyorsun salak!"
"Off yoruldum. Tüm yol sizi taşıdım bay şişko."
Taehyung kapıyı kapattıktan sonra yere bıraktığı Jimin'i umursamadan odasına yöneldi. Jimin de olduğu yerden sürüklenerek kalkıp peşinden gitti.
Taehyung duşa girmek için hazırlanmaya başladı. Eşyalarını alıp banyoya geçti. Bir süre sonra kapıdan gelen Jimin'i gördü.
"Jimin yine mi kusacaksın? Sana demedim mi o kadar içme diye."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ORANGE • (Vkook)
Fanfiction"Jungkook zayıftı, bu yüzden öldü. Ve biz de zayıftık, bu yüzden onu kurtaramadık." "Yunanca'da 'sevgi'ye karşılık gelen üç ayrı kelime vardır" dedi Petrus. "Peki ama sevginin hangi halini kastediyorsunuz: Eros mu, Philos mu yoksa Agape mi?" "Agape...