8.Bölüm-Gerçekler

459 18 8
                                    

LÜTFEN OKUYUN!

Merhaba arkadaşlar. 2 Hafta gibi bir süreden sonra yeni bölüm geldi. Normalde bu kadar geç gelmeyecekti ama bölümü yeniden yazdım. Hikayenin kurgusunda birkaç değişiklik yaptım ve bunlar da bazı şeyleri yeniden şekillendirdi. Umarım güzel bir bölüm olmuştur. 

Geçen bölümde de söylediğim gibi bu kadar az vote ve yorum olursa bu hikayeye devam etmeyeceğim arkadaşlar. Görüşlerinizi bildirmek zor olmasa gerek.

Bu bölüm @fusun77'ye itaf edilmiştir.  İlk yorum yapana bir sonraki bölüm itaf olacaktır.

Multimedia kısmında Eylül ve bebeği var 

İyi okumalar !! 

****

"Hale hazırsan çıkalım mı artık?"

Çalıştığım dosyadan kafamı kaldırıp kapıda dikilen Eylül'e bakıyorum.. Ah dün abim ile Doruk'un tanışmasını anlımızın akıyla atlatmış bir de üstüne ameliyata girmiştik. Yine de hepsini büyük bir başarıyla atlatmış ve sorunsuz bir şekilde eve ulaşmayı başarmıştık. Efsane ikili yine bir aradaydı yani. Huzurlu bir uykunun ardından erkenden hastaneye gelmiştik ki işlerimizi halledip çıkabilelim.

"Hazırım aslında. Selin'i bekliyorum. O gelsin çıkarız canım."

"Beni mi istemiştiniz Hocam?"

İyi insan lafının üstüne gelir diye boşuna dememiş atalarımız. Bugün benim için harika geçecekti. Uzun zamandır arkadaşlarımla hiçbir şey yapmıyordum. Asosyal bir insan hiçbir zaman olmamışımdır. Ama Eylül'den sonra onun gibi eğlenebildiğim bir arkadaşımda olmamıştı hiçbir zaman. Aslında ondan sonra kendime yakın hissettiği tek kişi Selin'di.

"Evet canım hazırsan çıkalım artık. Biz hazırız"

Ben "Hadi çıkalım artık" diyecekken Eylül atlıyor birden. Önce bir güzel Selin'i azarlıyor Sonra da bana dönüyor.

"Kızım yeter artık ya. Hocam Hocam deyip durmasana. Bana Eylül ona da Hale. Bİzden oldun sen artık. Tamam hastahanede diyebilirsinde her zaman deme şunu. Hadi Hale kalk artık sende yapıştın mı o koltuğa anlamadım ki."

Yine huysuzluğu üstünde anlaşılan hanımefendinin. Gülmeden edemiyorum bu hallerine. Daha fazla kızdırmamak içinde hemen kalkıyorum ve çantamı alıp çıkıyorum odadan.

***

"Yani Hale inan ki sende ki bu enerjiye hastayım. Yorulmak nedir bilmiyorsun."

Bunu ilk duyuşum olmadığı için pek şaşırdığımı söyleyemeyeceğim. Öğlen hastaneden çıkıp önce bir markete gidip alışveriş yapmış sonra da evi temizlemek için kolları sıvamıştık. Aslında o kadar da kirli değildi. Uzun zamandır burda kalmasam da her ay genel bir temizlik yapılırdı. Uzun zamandır temizlik yapmadığımız için yorulmaları normaldi. Yine de üç saatte evi temizlemiş aldıklarımızı ve Eylül'ün eşyalarını yerleştrmiştik. 

Tabi bunların sonunda acıkmamız oldukça normaldi. Dışardan sağlıksız şeyler yemeğe gönlüm el vermediği için hazırlanması en kolay olan şeyi yanı makarna yapıyordum.

"Abartma Eylül. O kadar da yorulmadım ben. Bundan daha kötu durumlarda da olmuşluğum vardı. Hem sen nasıl doktorsun ya. Doktor dediğin yorulur mu hiç?"

Aslında o kadar kötü olmadığını biliyordum. Sadece Eylül bir şeyleri yapmak istemediğinde biraz numaracı oluyordu. 

"Ho- şey yani Hale yardım edilecek bir şey varsa geleyim?"

Aşkın Kaybedişi(!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin