Merdivenlerden çıkarken korkudan titreyen bedenimle ona sokuldum. Şimdi kokusunu daha net alabiliyordum. Keskin ve sert kokusu beni benden alıyordu. Gözlerimi kapatıp kendimi kokuya bıraktım.
Bir kaç saniye sonra yaptığımın yanlış olduğunu boşluğa gelen ayağımla fark ettim. Hızla gözlerimi açarken yere düşmeden dengede durmayı sağlamıştım.
Derin bir soluk çekerken soluma baktığımda soluğum yarıda kesildi.
Siktir ya!
Bi mal damgası yemediğimiz kalmıştı. O da oldu tam oldu.
Adam bana mala bakarmış gibi bakıyordu. Birkaç saniye bana baktıktan sonrasinirle soluyup öldürücü bakışlarıyla birlikte kolumu kavrayıp boş bir yerin içinde yürümeye devam etti.
Yanlızca iki tarafindada bulunanan ikişer pencereden giren ışığın yansımasından görünen kadarıyla boş bir kolidorda ilerliyorduk. Yerler betonken karşıda sadece bir tane kapı bulunuyordu.
Kolmu sıkı sıkıya kavramış adamın çekiştirmesiyle yalpalasamda hızlal kendimi toparladim. Ama ayaģımı burkmaktan kurtaramamıştım.
"Ah.."dediye inledim canımın acısıyla.
Benim sesimle bana dönerken önce derin ve bir o kadarda sinirli olduğunu beli eden bir soluk içine çektikten sonra ben daha ne olduğunu anlamadan beni sırtına attı.
Şaşkınlıktan ötürü ağızımdan kaçan çılıklal birlikte geri indirip ağızımı kapattı ve beni duvara yaslayıp kendinide bana yasladı.
Olaylar o kadar hızlı gerçekleşmişti ki nefes alacak vaktim olmadı.
Kalın ve iri işaret parmağını bir o kadar kalın ve dolgun olan dudaklarına bastırip sesiz ol işaret yaparken yanımızda ki camdan dışarıya göz gezdirdi.
Bir kaç saniye sonra geldiğimiz yönden gelen ayak seslerini duyduğumda korkuyla kalbim gümlemeye başlarken ağızından bir küfür savurup hızla elini ağızımdan çekip bacaklarima attı ve benim dünyamı gene tepetaklak ederken bağırmamak için olağan üstü bir çaba sarf etmek zorunda kalmıştım.
Hızla koşmaya başladığında kafamı birkaç kere poposuna çarpsamda o umursamadan devam etti ve kolidorun sonuna vardığında kapıyı açıp hızla içeri daldı. Hić birsey göremesemde bangır bangır gelen müzik sesini çok net algılaya biliyordum.
Adım sesleri yakınlardan gelmeye başlarken loş ışığın olduğu kolidorda sağa dönüp koşmaya devam ederken benim midem bulanmaya başlamıştı baş aşağı durmaktan.
Arkadan gelen adim seslerine karşıdan gelen adım seslerine karıştığında uzun bir küfür savurup sağa döndü ve bir kapıyı açıp iceriye girerken kulakları sağır edecek kadar ağır müzik sesi duyulurken insan kalabalığinin ortasında insanlarin bakışlarını umursamadan kosmaya devam ederken karşı tarafa geçmeden önce dans eden daha doğrusu birbirleriyle sevişen insanlarin orasinda durdu ve beni yere indirdi.
Ben daha kendime gelemeden üstündeki deri ceketi üzerinden çıkarttı. Vücuduna yapışmış olan beyaz tişört karın kaslarıni ve kol kaslarını ortaya çıkarırken insanin ağızınin suyunu akıtacak bir şöleni gözler önüne seriyordu. Sertce yutkunarak gözlerimi kaçırdığımda aslında birtek benim değil bütün kadinların ona baktığın fark etmemle bir anda sinir katsayım artarken yanı başımda yiyişen kadinin ona bakarark dans etmesiyle kadına saldırmamak için kendimi zor tuttum.
Sinirle gözlerimi karşima çevirdiğimde onun geldigimiz kapiya kilitlenmiş gozolerini gördüğumde derin bir nefes aldim. Bari o bakmıyordu.
Ki bundan bana neydi?
Arkamdan gelen kapı sesiyle kulumu tutup çekmesi bir oldu.
Hızlı adımlarla insan kalabalığını yararak karşıdaki kolidora girdiğinde muzik sesini bastiran adim sesleri artarken bir anda sola dönüp belimi duvara yasladı ve kendini bana yaslarken dudaklarını da dudaklarıma deyecek kadar yaklaştırdı.
Şaşkinlikla ağızım aralanırken dudaklarındaki bakışlarımı gozlerine çıkardığımda gözlerimizin buluşmasıyla kalbimin sesi kulaklarımi sağır edecek kadar fazlalaşırken siyah gözleri beni içine çekiyordu.
Gözlerimi gozlerinden ayırarark sol tarafina baktığinda ayak seslerinin iyice yaklaştığını fark ettim.
Bu fark kalbimin hızının yavaşlamasına bir saniye bile izin vermezken sağ taraftan gelen seslerle ben daha ne olduğunu anlamdan duvardaki elleriyle bacaklarimı yukariya kaldirdığinda refleks olarak bacaklarımı beline dolarken yüzune bakmama firsat vermeden çenemle duğamım arsındaki bir noktaya dudaklarını bastırmasiyal neye uğradığımı şaşırdım.
Nefes alış verişim hızlanmıştı. Dudağındaki gözlerimi yukarıya çıkararak gözlerine baktığımda onunda gözlerinin dudaklarımda olduğunu fark ettim. Bu fark edişle kalbim ağızımdan çıkacak gibi olurken bir kaç saniye sonra gözleri gözlerimi bulmuştu. Daha irileşmiş ve kapkara olmuş gozlerinin içinde ki sinir, kin, öfkenin yanı sıra birçok duygunun hapsolduğu gözleri gozlerime kenetlenmiş şekilde benimle birlikte biraz daha sola kaydığında sağ taraftan biri"Bu odalarda süs olarak burada zaten anasını satayım"dediğinde birkac saniye düşündüm. 'Bu adam nasıl k-'
Gözlerim olabilldiğince açılırken nasıl bir görüntü verdiğimizi yeni far ediyordum. Kıpırdanarak kendimi geri çekmeye çalıştım.
Dudaklarını çenemden çeksede kendini çekmemişti. kendimi daha çok çekmeye çalışirken bir anda duvardan çekilmesi ve aynı zamanda ellerinide kalcamdan çekmesiyle yere pop üstü otururken popomun acısıya inledim.
Aşırı şekilde canım yanmıştı ama onun hiçbirsey olmamıs gibi tepeden banan bakmaya devam etmesi sinirlerimi zıplatırken hızla ayağa kalkıp sinirle ağızımı açmıştım ki ağızıma kapanan iri parmaklardan ötürü homurdanmaktan ilri gidemedim.
Sinirden kudururken ellerimi parmaklarına koyup çelmeye çalışsamda fayda etmezken sol tararfta bulunan kapıyı araladığında sinirle parmağını ısırdım.
"Siktir! Senin ben.."
Ağızımdaki parmaklardan kurtulduģum için derin bir nefes alırken sinirle arkamı dönduğümde onun kapıyı kapattığını ve kilitlediğini fak ettiğimde "ne yapıyosunsen ya.... sen beni ne hakla duvara sıkıştırırsın... oğlum varya seni parcalarım.. hem sen niye kapıyı kilitledin. Ne yapacagiz biz burada hem ben bilmediğim bir adamla aynı odaad kalamam tamam mı.. hem ben ö-"daha devam edecekken bağırmasıyla neye uğradîğımi şaşırdım.
"Bir kelime daha edersen seni şurada sikerim"dediğin şeyle gözlerim irileşirken agizımi açamaz hale gelmiştim.
Önümden çekildiğinde derin bir nefes aldim. Allahım beni bu adamin gazabindan koru...
●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○●○
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUZ KIRAĞI
ChickLitGerçekle ve yalanlarıylar... Aslında bu hikayede herşe bundan ibaret... Yetimhanede büyüyen kız annesinin ve babasını öldü biliyor... Peki cidden onlar öldüler mi? Peki ya oğlumuz.. Büyük bir oyunun içindeki iki piyon gibiler... Peki ya aşk.. Ortalı...