"Lan.. oğlum bak seni döverim. Bırak... lan bıraksana"dedim sinirle. Nerede olduğumu bile bilmiyodum.Şöyle bir durum var ki göremiyordumda. Arabada gözlerimi bağlamıştı. Diretsemde benden daha güçlü oldugu için başaramamıştım.
İyiki bi iyilik yapalım dedik. Elime yüzüme bulaştırdım resmen. Ama bi kurtulayım şu kolumdan tutarak beni sürüklüyen hayvandan bir daha hiçkimsenin işine burnumu sokmayacağım. Hayır polis denen birşey var değil mi. Ara ihparet gelsinler. Sen ne diye karışıyon.
Ayağımın yeniden ve yeniden! Birşeylere takılmasıyla "ben senin ananin avradının... tövbe tövbe. Ya adam akılı götür yada gözlerimi çözde ben yürüyeyim.
Öne doğru savurarak durdurulduğumda "çok mu istiyosun gözlerini açmamı?"dedi. Öyle soğuk konuşmuştu ki bir an korktum. Ama vazgeçmeyerek kafamı salladığımda gözlerimdeki bezi hizla çözüp yere attı.
Bir anda gözlerime gelen hafif ışıkla gözlerimi birkac kere kırpıştırarak görüş alanımı netleştirmeye çalıştım.
Karşımdakı çocuğun simsiyah gözleriyle karşılaştım. İnsanı içine çeken bir çukur gibiydi...
Kalbim korkudan atığını düşündüğüm hızda atmaya devam ederken gözleri hızla beni içine çekmete devam ediyordu. Çekimine karşı koymak için gözlerimi kaçırmamla kalbimin patlayacak gibi korkuyla atması bir oldu.
Siktir!!!
Her yerde kesilmiş kolar, bacaklar, kafalar, dışarıya fışkırmısi olan organlarla doluyken korkuyla kafamı önümdeki varlığın bedenine yapısitırdım.
Allahım o neydi öyle!!
Kollarımı hızla çocuğa dolarken o sanki hiçbir sey yokmuş gibi elleri cebinde yürümeye devam etti. E durum itibar iyle bende onunla yürürken ayağımın altindaki cıvık şeyleri çok rahat hissediyordum ve bu benim midemi bulandırmakla kalmayıp ecel terleride dökmemi sağlarken adam sanki bir ormanda yürüyüşe çıkmış gibi rahattı.
"Çekilebilirsin artık."diye soğuk bir ses kulaklarıma gelirken artik hareket etmedigimizi algiladım. Aynı zamanda derin bir nefes içime cekerken ciğerlerime dolan ferah ve rahatlatıcı kokuyla neye uğradığımı şaşırdım.
Kan kokusu artık gelmiyordu ve o kokunun kesilmesiyle birlikte aldığım koku çok sert ve erkeksiydi. Mest olmuş bir şekilde derin nefesler alırken buradadn ayrılmak istemiyor hatta buraya hapsolmak istiyordum.
Kendimi yavaşça geri çektiğimde korkuyla ilk gözlerimi açmadım. Birqz bekledikten sonra tek gözümü açtığımda siyahala karalanmış gözleri ile karşılasırken o bana bıkkınlıkla bakıyordu. Iki gözümude açip etrafa baktim.
Boş. Depo gibi bir yerdeydik. Derin bir nefes alıp elimi kalbime koyarken o kafasini ikiye sallayıp hızla yürüdü ve arkamda olduğunu daha yeni fark ettiğim merdivenlerden çıkmaya basladı.
Burada yanlızi kalmaktan korkarak hizla merdivenleri çıktım.
"O da neydi oyle?"dedim korkumu sesime yansıtarark.
"Sen aç dedin bende açtım."dedi soğuk bir sesle sanki cok normalmişgibi. Söyleyiş tarzı ve soyledigi sözle iyiden iyiye sinirken sinirle soludum. 'Son aç dödün bondö açtom'miş. Mal ya. Bilsem çıkarttırırmıyım o bezi gözümden.
Oranın düşüncesiyle yeniden ürperirken dahada hizlanarak onun bir adım arkasindan yürumeye başladım.
Göt korkusu başka birseye benzemez sonuçta....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUZ KIRAĞI
Genç Kız EdebiyatıGerçekle ve yalanlarıylar... Aslında bu hikayede herşe bundan ibaret... Yetimhanede büyüyen kız annesinin ve babasını öldü biliyor... Peki cidden onlar öldüler mi? Peki ya oğlumuz.. Büyük bir oyunun içindeki iki piyon gibiler... Peki ya aşk.. Ortalı...