Alarm sesiyle yerimde sıçrarken gözlerimi açabilmem uzun sürmüştü. "Sabahın köründe kim kurdu bu lanet olası alarmı?"
"Lanet manet dediğin için kızardım ama bugün güzel bir gün neyseki!" Neşeyle şakıyan annemin sesi yüzümü buruşturmamı sağlamıştı. Kısık gözlerimin arasından neden beni uyandırdığını çözmeye çalışıyordum. "Saat kaç anne?"
"8.31."
"Ne? Bu saatte neden ayaktasın?" diye sızlanıp arkamı döndüm.
Annem, "Gören de ben evleniyorum sanar!" diye yakındığında gözlerim irice açıldı ve hızla doğruldum. "Ben bugün evleniyorum!"
"Günaydın!" diye bağırıp perdelerimi açan anneme şaşkınlıkla baktım. "Yine de bu kadar erken uyanmak zorunda mıydım?"
"Sus kız, zaten evden gelinlikle çıkmayacağın için kızgınım sana."
Gözlerimi devirdim. "Sonuçta gelinliğe benzer bir şey giyeceğim." Düğünümüz bir otelin bahçesinde yapılacağı için kıyafet, saç, makyaj işlerinin bana özel hazırlanan odada halledilmesini istemiştim. Bu yüzden de Baranlar beni evden almaya geldiklerinde gelinlik yerine beyaz bir elbiseyle çıkacaktım.
"Yeni nesil gelenek görenek bilmiyor." Söylenen annemi duymazdan gelip yataktan kalktım ve hızla tuvalete girdim. Gerçekten evlendiğime inanamıyordum. 6 ay önce beni istemeye gelişleri dün gibi aklımdaydı. Zaten nasıl çıkabilirdi ki, fazlasıyla olaylı bir gündü.
"Hadi, kahvaltıya gel." diye bağırdı annem içerden. "Pelin ve Ege içerde seni bekliyor."
İşimi gördükten sonra hızla salona geçtim. Annem, Pelin ve Ege salonun ortasında gelinliğim, ayakkabılarım ve duvağımı inceliyorlardı.
"Bence biraz daha dekolte olabilirdi." Pelin, gelinliğin göğüs kısmını incelerken hızlı adımlarla yanlarına ulaştım. "Eğer biraz daha dekolte olsaydı düğün Baran tarafından iptal edilirdi." O kadar insanın önüne abartı bir dekolteyle çıkmamı isteyeceğini sanmıyordum.
"Dans ederken rahat etmeli, bence bu dekolte iyi." diye yorum yaptı Ege. "Yine de fazla hoplayıp zıplama." Abi kıskançlığı yaptığını fark ettiğimde gülümsedim. Çok sık görüşemiyorduk ama uzun yıllara dayanan güçlü bir arkadaşlığımız vardı. Maalesef Hale'yle arkadaşlığımız bu şekilde değildi ama her şeye rağmen ona ulaşıp davetiye göndermiştim. Sonuçta bir kavga yüzünden birbirimizden uzaklaşmamıştık, sadece kafeden gittikten sonra yollarımız ayrılmıştı ve haberleşmemeye başlamıştık. Onu tekrar gördüğümde eksiki gibi olacağımıza emindim.
Kahvaltı masasına otururken Pelin bana imayla baktı. "Poyraz ve Melek'in de düğüne davetli olmasına hâlâ inanamıyorum. Yaptıkları şeyleri hâlâ unutamıyorum."
"O sekiz yıl önceydi. Ayrıca Poyraz'ın nişanlı olduğunu duydum, nişanlısını da çağırdım." dedikten sonra ağzıma bir zeytin aldım.
"Oha!" Pelin'in tepkisine kıkırdamadan edememiştim. Annem yanımızda olmadığı için rahatça konuşabiliyorduk.
"Poyraz Sancak nişanlı, öyle mi?" diye sordu Ege şaşkınlıkla.
Kafamı sallarken "Evet, sanırım kız da varlıklı bir aileden geliyor." dedim.
"Geleceklerine emin misin?"
"Bir aksilik çıkmazsa geleceğini söylemişti." deyip omuz silktim. Açıkçası gelip gelmemesi beni pek ilgilendirmiyordu.
"Boğaç da geliyor, değil mi?" deyip kıkırdadı Pelin. Bir aralar küçük ve sinir bozucu olan kuzenim aklıma geldiğinde kendi kendime gülümsemiştim çünkü artık 19 veya 20 yaşındaydı. "Şeref konuğumuz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
5 NUMARA
Teen FictionLise 3'e giden Mira, kızların gözdesi Poyraz tarafından sevilir ama onun gönlü kendisinden haberi bile olmayan, kızlarla neredeyse hiç takılmayan Baran'dadır. Bakalım Mira, Baran'ın ilgisini çekip onu kendine aşık edebilecek mi yoksa kalbini Poyraz'...