Bir şeyler yapmalıydım. Evde bi bez parçası buldum ıslatıp yiğit'in alnına koydum. Başında çaresizde beklemeye başladım. Şimdi ilaç almaya gitsem 1 saat sonra şehre ulaşıcam ve tekrar aynı yol geri döneceğim. Ama Yiğiti 2 saat boyunca yalnız bırakamam. Islak beze rağmen ateşi düşmüyordu. Böyle beklemeyi bırakıp Yiğiti ayağa kaldırdım ve onu arabama taşıdım. Hemen bornovaya dönmeliydik. Yiğit 'in arabasını burada bırakıp yola koyulduk. Kendi evime götüremezdim Yiğiti. Gazetelerden sonra annemin onu yanımda görmekten pek hoşnut kalacağını sanmıyorum. Aslında bu bahanenin arkasına sığınıp babamı görmekten kaçıyorda olabilirim. Yılbaşı gecesi yiğit'in evim diye tarif ettiği yere geldim. Kahverengi güzel bir evdi ve hoş bir bahçesi vardı. Yiğit'in ceketinin ceplerine baktım ve bi anahtar buldum. Hemen kapıyı açtım. Ve daha sonra arabaya dönüp Yiğitin koluna girerek onu evine taşıdım. Odasını aramay başladım. Mavilerle kaplı bi odanın yiğit'in odası olduğunu düşünerek banyosuna Yiğiti taşıdım. Onu küvete koyup ılık suyu açtım. Suyun hafif soğukluğuyla beraber Bi süre sonra kendine gelir gibi oldu. Artık ayakta durabiliyordu azda olsa. Yatağına oturduktan sonra dolabını açıp bi kazak ve eşofman altı çıkardım ve ıslanmış kazağını çıkarıp dolaptan çıkardığım kazağı giydirdim. Öyle masum duruyorduki...
Eşofman altını yiğite verip"sen şunları giy ben çıkıyım" dedim ve odadan çıkıp mutfağa gittim. Çorba yapmaya başladım. Çorba kaynayınca bi tabağa koyup yiğit in yanına gittim. Kıyafetlerini giyip yorganının altına girmişti. Yatağın diğer ucuna geçip elimdeki tepsiyi dizlerimin üzerine koydum. Elimi alnına koyup ateşine baktım. Ateşi düşmüştü biraz.
" merak etme iyiyim ben."
"Başın dönerken de iyiyim diyordun yiğit"
"Ya tamam o zaman endişelenme diye öyle dedim ama benim griplerim hep böyle biraz ağır geçer. Endişelenmene gerek yok."dedi elini çeneme götürüp "iyiyim ben"dedi.
"Sana çorba yaptım."
"Amaaan bir de zehirlenmek istemiyorum. Zaten senin yüzünden hasta oldum. Mazallah şimdi bir de hastanelere düşmeyeyim. "Dedi. Hasta olmasından dolayı zaten hep kendimi suçluyordum. Böyle söylemesinden sonra biraz üzüldüğümü görünce
"Özür dilerim yani ben şaka yapmıştım yani sen biraz gül diye benim yüzümden yüzünün böyle endişeli olmaması için dedim öyle özür dilerim. "Dedi.
"Tamam önemli değil "dedim ve çorbadan bi kaşık alıp yiğite yedirdim.heyecanla beklemeye başladım bu benim hayatımda yaptığım ilk çorbaydı ve yorumunu çok merak ediyordum. Yuttuktan sonra 2 saniye boş boş baktı.
" nasıl olmuş ?"dedim heyecanla.
"Mmmmm muhteşem olmuş. Harika. " dedi. 2. Kaşığı yerken çok güzel bi çorba yaptığımın mutluluğunu yaşıyordum. Ama bakışları bi şeylerin ters gittiğini anlatıyordu sanki.
"Doğruyu söyle nasıl olmuş? Bak doğruyu söyle " dedim gülümseyerek
" güzel olmuş. Beğendim. "Dedi. Ama ben bi kaşık kendim tatmak istedim ve biraz yiyince
"Iyyy bu ne ya iğreeennçç yiğit sen nasıl yedin bunu? Iyy .. Ya niye söylemiyosun kötü olduğunu? "Dedim çorba gerçekten berbat olmuştu. Tadı iğrençti ve buna rağmen 2 kaşık yemişti.
"Ya üzülme diye söylemedim hem ben senin elinden zehir olsa yine yerim. " dedi. Normalde utangaç biri değilim ama Yiğitin yanında en ufak şeyden utanıyordum. Bu sözleri üzerine hastalıktan küçülmüş gözlerine baktım. Fazlasıyla masum küçük bir çocuk gibi ... Yatağına yeniden uzandı ve bende elimdeki tepsiyi masaya koyup yanına uzandım. O sırada kapı çaldı. Elif olmalıydı onu ilaç alması için aramıştım ve olan biten her şeyi anlatmıştım tabi babamın annemi aldatması dışında. Bunu sadece yiğit bilecekti.
Kalkıp kapıyı açtım. İlaçları getirmişti
"Elif burada olduğumu kimseye söyleme. anneme oğuza bizimkilere falan söyleme tamammı?"
"Tamam da ne işin var bu çocuğun yanında Ela ya bırak hastaysa hasta boşver. "
"Benim yüzümden hasta olmasa bende umursamam da mecbur yani.."
"Tamam çok kalma yanında sana da bulaştırmasın .."
"Tamam canım sağol.."
Mutfakta ilaçların nasıl kullanılcağını okuyup yukarı yiğitin yanına çıktım.
"Kimdi o gelen ?"
"Elif'den ilaç istemiştimde onları getirmiş. "
"Ya ne gerek var ilaca falan .."
"Yaaaa yiğit hastasın işte iyileşmen için lazım !"
"Üff tamam tamam. "
İlaçlarını içtikten sonra uzandı yeniden yorganın altına girdi. Bende yatağın öbür ucuna ona doğru dönüp yan bi şekilde uzandım. Yiğit bi süre sonra uyuyunca ateşine baktım,düşmüştü ateşi. Elimi saçlarına götürdüm. Ne kadar da kusursuz bir yüzü vardı...
Her zamanki ukalalığı ve artistliği yerini masum küçük bi çocuğa bırakmıştı sanki...
"Bakarken kıyamamak mı,
Yoksa baktıkça doyamamak mıdır aşk?"
-Özdemir Asaf
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bi gün
RomanceBabasının intikamını alacağı o "Bİ GÜN"ü bekleyen bir çocuk kalbi ve yıllar sonra hedefine adım adım yaklaşan bir yiğit.." "Sevmediğin birine asla "seni seviyorum" deme.. İçinde olmayan duygulardan var'mış gibi söz etme.. Kimsenin hayatına kalbini...