Jungkook' un ardından içeri girip çocuklarla her zamanki oturduğumuz masaya oturdum. Beş dakika sonra ilk gelen Baekhyun Chanyeol ve Sehun oldu. Üçü birlikte aynı evde yaşadıkları için birlikte gelmeleri doğaldı. Hepsiyle sarıldıktan sonra sipariş vermek için kızları bekledik. Nayeon ve İrene de gelince siparişlerimizi verebildik. "Jenjen bugün dersten sonra alışverişe gidelim" bir yandan ağzına peyniri atan bir yandan laf yetiştiren İrene şu an o kadar tatlı görünüyordu ki onu mıncırasım geldi. "Tamam gideriz Nayeon sen de geliyorsun değil mi?" Ona 2 numaralı bakışı attım. "Geleceğim canlarım bensiz gidemezsiniz" bana şirince gülümseyen Nayeon'a öpücük yollladım. "Bizde gelelim diyeceğim ama o riski göze alamıyorum" diyen Sehun' a dil çıkardım. O da burnumu sıkmasıyla eline geçirdim. Kahvaltımızı yapınca derse gittik.
Üzerimdeki bu yazlık elbise çok hoşuma gitmişti.Kabinde daha fazla kalmayıp dışarı çıktım."Vay vay analar ne doğuruyor be" İrene'nin ıslık çalarak konuşmasıyla mağazadakilerin dikkatini çekmiştik. "Kanka çok güzel olmuşsun" Nayeon da onay verince üzerimdeki elbiseyi kesinlikle almalıydım.
Bilinmeyen Numara
Üzerindeki elbiseyi ve denediğin şortları alacak olursan hepsini bir güzel yırtarım
Bu kimdi be? Kim oluyordu bana karışıyordu. Neyse mesajı takmayıp kabine geçtim. Kendi kıyafetlerimi giyip beğendiklerimin parasını ödemek için kasaya ilerledim. "Üzgünüm ama size ürün satamam." Kasadaki oğlanın dediği şey ise tam bir saçmalık. "Kardeşim ne alakası var ya" cırlayan Nayeon gülme isteğimi getirse de şu an sinirliydim. "Bak çocuk ne demek bize satış yapmak yasak" İrene çocuğu dövecek galiba. "Emir geldi size satış yapılması yasaklandı " İrene dayanamayıp çocuğun üzerine atlarken en sonunda bizi güvenlik kapı dışarı atmıştı.
Bilinmeyen Numara
Almayacaksın dediysem almayacaksın güzelim
Bu kimdi bilmiyorum ama sınırı aşıyordu.Kızlarla kendimizi rahatlatmak adına dondurma yedik ve onlarla vedalaşıp eve dönmüştüm.
Üzerimi süzdüğümde güzeldim. Üzerine yapışan biraz kısa elbise ile iyiydim. Bara gideceğimiz için sorun yoktu. Jisoo hazırlanınca evden çıkmıştık. Bara arada gelirdik. O yüzden ortamı bilirdim. Çocukların oturduğu masaya gelince hepsine selam verip oturdum. Jungkook' a bakmak istemiyordum. Çünkü ona bakınca utanıyordum. İlerleyen saatlerde Jisoo-Jin, Lisa-Suga ve Jimin-Rose çiftleri kendi halinde takılırken Namjoon, Hoseok ve Taehyung kız avına çıkmışlardı. Jungkook ise geldiğimden beri bakışlarını çekmemişti. Artık bu bakışlara dayanamayacağımı anlayınca hızla yerimden kalktım. "Nereye?" ilk defa konuşabildi "Sanane" cevabım karşısında kaşlarını çattı."Nereye dedim" kükremesiyle yerimden sıçradım. "Lavobaya" yanından koşarcasına kaçtığımda 10 dakikalık aramanın sonucu lavoboyu bulabilmiştim. İçeri kendimi attığımda elimi yüzümü yıkadım. Beş dakika sonunda kendimi dışarı atmamla sırtımın duvara çarpması bir oldu. Belimin acısıyla sinirle karşımdakine baktım. Jungkook her yerden çıkıyor. "Ne yaptığını sanıyorsun" ona çemkirirken o birden dudaklarıma yapıştı. Onu ittirip tokat atacağım sırada kolumu tuttu. Tekrar dudaklarıma kapanınca ilk baş ittirsemde dudaklarının tadının beynimi rahatlatmasıyla kendimi karşılık verirken buldum. Nefes nefese ayrıldığımızda yanaklarımın kızardığına adım gibi eminim. "Sana kısa giymemeni söylemiştim Jennie Kim" ona anlamsız bakışlarımı atarken o beni bırakıp gitmişti. Kendime geldiğimde masaya döndüm. Masa da Jungkook yoktu.Yerime oturdum.Bir müddet sonra eve gelince yaşadıklarımın şokuyla sabaha kadar uyamamıştım.
Sabah derse zar zor yetiştiğimde uykusuzluktan dersi dinlemedim bile. Sonunda ders bittiğinde "Jennie sen kal" Aish profesör yardımcısı. Herkes dışarı çıkınca ona döndüm. "Sizi dinliyorum" umarım önemli bir şeydir. "Evlen benimle" bu adamın bakışlarının farkındaydım ama bu kadar ilerisini bende beklemiyordum. "Ne" adam gençti yakışıklıydı ama o hocamdı. "Sana karşı bir şeyler hissediyorum.." saçma konusmasını kestim. "Bakın hocam ben size karşı bir şey beslemiyorum beslememde hatta size hocam diyorum haddinizi bilmenizi tavsiye ederim" hızla amfiyi terk ettiğimde bizimkilerin yanına ilerledim. "Ne dedi Jendukie" bana merakla bakan Baekhyun ile gözlerimi kıstım. "Adam manyak evlenme teklifi etti " bunu dememle İrene kahkayı bastı. "Sen ne dedin?" Sinirle soluyan Sehun ardından "Kabul mu ettin yoksa" Chanyeol'a gözlerimi devirdim. "Evet Chanyeol kabul ettim yarın da nikahımız var gerizekali tabiki de reddettim hatta haddini bilmesini istedim" hala gülen İrene sinirlerimi bozuyordu. "Kanka şimdi bu adamın teklifini kabul etseydin vize ve final sorularını alırdık" dalga geçmeye devam eden İrene'nin kafasına bir tane geçirdim. "O değil de bu adam şimdi seni bilerek derste bırakırsa" Nayeon dediği şey umarım çıkmazdı. Öğleden sonra beraber vakit geçirmiştik. Daha sonra Nayeon ben İrene sahile gelip oturduğumuzda onlara Jungkook ile olanları anlatmıştım. İkisi de Jungkook'un bana bir şeyler hissettiğini söylese de ben sadece öylesine davrandığını düşünüyordum.
Eve geldiğimde masayı heyecanla hazırlayan Jisoo ile şaşkınca baktım. "Birini mi bekliyoruz." geldiğimi fark etmediği için korkmuştu. "Evet Lisa ve Rose geliyor kız kıza vakit geçirelim dedik" sofraya yardım ettikten sonra çalan kapıyı açtım kızlarla yemekleri yedikten sonra abur cubur almaya gönderilmiştim ve Rose da yanımda gelmişti. "Jennie senden özür dilerim ben sadece seni kıskandım çok güzelsin ve Jimin için kıskandım" bu kiz bu kadar tatlı miydi ya? "Beni kıskanman saçma Jimin'in gözü senden başkasını görmüyor yani seven insanın gözü görmemeli" ona sıcak gülümsememi sundum.
Akşam kızlarla dedikodu yaparken konu Jungkook ile bana gelince olanları anlatmıştım. Daha sonra ise film izlemeye başlamıştık. Filmin ortalarında telefonum titreyince açtım.
Bilinmeyen Numara
Dudaklarının tadı güzeldi. Sevdim.
Jennie
Ne istiyorsun Jungkook?
Jungkook
Seni istiyorum.
Attığı mesaja bakakaldım. Yanaklarımın yanmasıyla telefonu kapatıp filme odaklanmaya çalıştım.
Jungkook bey yavaş bu ne hız 😂😂
Jungkook gerçekten Jennie'ye değer mi veriyor yoksa öylesine mi davranıyor?
