Jenkook -3

1.4K 73 8
                                    

        Dersten çıktıktan sonra çok yakın olmasamda arkadaşım olan Kai benden ders notlarını istemişti.Bende ona notlarımı verdiğimde o sevinçle bana sarılmıştı. Nereden çıktığını bilmediğim Jungkook bizi ayırmış Kai'ye yumruk atmıştı. Bileğimden sürükleyerek arabasına firlatmıştı. 1 saattir yoldaydık.Nereye gittiğimiz hakkında fikrim yoktu. Jungkook'a sormaya kalktığımda bir dövmediği kalmıştı. Jungkook sinirliyken asla karışmayın çünkü sinirliyken Jungkook kendisinde olmadığını görmüş oldum. Yol hala devam ederken gözlerimin kapanmasını engelleyememiştim.
   Gözlerimi açtığımda yabancı bir odadaydım. Kai Jungkook araba uykuya dalmam. Büyük ihtimal Jungkook beni buraya kadar taşımıştı. İçeride bulunan banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Odadan çıktığımda tahta merdivenlerden aşağıya indim. Televizyon sesinin geldiği odaya girdim.  Jungkook televizyon izliyordu. Umarım sakinleşmiştir. "Şey Jungkook neredeyiz?" bana donuk bakışlar atması korkutuyordu."Dağ evindeyiz"  ha neredeyiz dedi ben yanlış duydum bence "DAĞ EVİNDEYİZ DERKEN" benim bağırmamla yerinden sıçrayan Jungkook'un ateş saçan gözlerle bakmasıyla yutkundum. "Ne bağırıyorsun kızım vakit geçirelim diye geldik" güzel de benim niye haberim olmadan oluyor bu iş "Şimdi bize yemek yap kadın" bu Jungkook ile arabadaki Jungkook arasında dağlar kadar fark vardı. Haftasonu boyunca daha kaç farklı Jungkook ile tanışacağım acaba. Mutfağa ilerediğimde -Jisoo sayesinde bir şeyler biliyordum-  mutfağa geçtiğimde hızla bir şeyler hazırladım. "Jungkook hadi gel" sandalyeye oturduğumda karşımdaki sandalyeye oturdu. Tuhaf bir şekilde yemek eğlenceli sohbetimizle geçmişti.  Daha sonra birlikte film izlemeye karar vermiştik. O film seçerken bende abur cuburları orta sehbaya yerleştirdim. Tekli koltuğa oturmayı düşünüyorum. "Yanıma otursana yemem seni" pislik benimle alay ediyordu. Sinirle yanına oturdum. Filmin yarısına geldiğimizde kafamı Jungkook'un göğüsüne koydum.Aldığım mayıştırıcı kokuyla uykuya daldım.
  Sabah gözlerimi açtığımda belime sarılı kollarla gülümsedim. Ne kadar istemesemde Jungkook bana iyi geliyordu. Onu uyandırmadan aşağı indim. Kahvaltıyı hazırladım. Sadece Jungkook'u uyandırmak kaldı. Ne kadar masum görünüyordu. Saçlarına dokuma isteğimi bastıramadığım için kendimi saçlarıyla oynarken buldum. Bir kerecik yanağından öpsem sorun olur muydu? Zaten uyuyordu fark etmezdi bile. Dudaklarımı yanağına bastırcakken kafasını çeviren Jungkook yüzünden öpücüğüm dudağına denk gelmişti. Şaşkınlıkla gözlerim açılmıştı. Bana sırıtarak bakan Jungkook'tan hemen çekildim. "Güzelim her sabah öperek uyandıracaksan evlenelim hemen" yüzümün yanmasıyla yerin dibine girmeme az kalmıştı. "Kahvaltı hazır gel hadi" odayı uçarcasına terk ettiğimde arkamdan kahkasını duymuştum.
    Kahvaltımızda eğlenceli birazcık beni sinir etmesiyle geçmişti. Daha sonra ise birlikte ormanda yürüyüş yapmayı düşünmüştük.Yürüyüşe çıktığımızda hava bir soğuktu. Sessizce yan yana yürürken Jungkook'un küçük elimi kocaman ellerine hapsetmişti. Ikimizde gülümseyerek yürümeye devam etmiştik.  "Jennie benimleyken nasıl hissediyorsun?"  hadi bakalım Jennie kendine itiraf edemediğin şeyleri dışarı çıkarma vakti. "İlk başlarda üzerime attığın bakışlardan rahatsız oluyordum daha sonra seni herkes gibi olduğunu düşünmüştüm. Ama şimdi seni onlardan ayıran bir şey var Jungkook" bana meraklı bakan Jungkook kalp ritmimi bozuyordu. "Sana değer veriyorum galiba" neden tepki vermiyor. Korkuyorum acaba benimle öylesine mi takılıyordu? "İlk başta seni gördüğümde etkilenmiştim. Sonra seni araştırdım. Takip ettim. Yavaşça içime hayatıma yerleştin. Seninle öylesine takılmıyorum. Bende galiba ilk kez aşık oluyorum" duyduklarım doğru mu? O kadar emindimki beni sevmediğine.İkimizde bu sefer duyguyla birbirimizi öptüğümüzde sadece dudaklarımız birleşmemişti. Kalplerimizde birleşmişti.


Sonunda kavuşan Jenkook.
Bölüm kısa oldu. Ama sizi bekletmek istemedim açıkçası. Umarım seveceğiniz bir bölüm olmuştur.

BURNING LOVE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin