Jenkook -16

727 40 9
                                    

    "Min Sung" ikimizde aynı anda ona dönerken o ise küçük gözlerinden göz yaşlarını akıtıyordu. Yanına gidip elimi uzattığımda itekledi. Gözlerim dolarken yaşları daha fazla tutamayıp serbest bıraktım. "Benden bunu nasıl gizlersiniz?" Oğlum içindeki öfkeyi kusarken konuşmuyorduk. Haklıydı. Anlayışla karşılamasını beklemiyordum. Çünkü bunun anlayışla karşılanacak bir tarafı yok zaten.  "Oğlum..." sessizce fısıldadım.O ise öfkeyle bana baktı. Öyle bir baktı ki hayatım boyunca asla unutamayacağım.  

     Min Sung her şeyi öğreneli 2 hafta oldu. Hiçbir şekilde bizimle konuşmuyor. Hastalığı bu durumdan etkilenip daha da kötüleşmeye başladı. Her gün kendimi affettirmek için çabalasam da olmuyordu. Minik kalbi kırılmıştı. Hemde bizim yüzümüzden işin kötü yani ise nasıl düzelteceğimizi bilmiyoruz.
 "Oğlum lütfen bak bugün hastaneye gitmeliyiz. Bize küssün anlıyorum ama sağlığın için birtanem lütfen" Min Sung hastaneye gitmemek için diretirken Jungkook ile onu ikna etmeye çalışıyorduk. "Size neden kırgınım anlamıyorsunuz değil mi?" Kısık sessiyle konuştu. "Ben bu zamana kadar baba kelimesini kullanmadım. Arkadaşlarım babamı sorunca sustum. Haklı sebeplerin olabilir anne ama yine de bana söylemeliydin. Aranızda ne yaşarsanız yaşayın sonuçlarına beni dahil etmemeliydiniz." Öfkeyle konuştuğunda ne kadar haklı olduğunu bir kez daha anladım. Keşke öfkemin gözümü kör etmesine izin vermeseydim. "Sizi affetmemi istiyor musunuz?" Ikimizde hızla ona döndük. "Aile olalım." Aile olabilir miydik? Her şeye rağmen bir yuva kurabilir miydik? "Bunun neresi zor? Yıllarca bu ortamdan ayrı kaldım. Bunu istemek benim en büyük hakkım. Anne ne yaşadınız bilmiyorum ama her şeyi bir kenara bırakıp neden mutlu olamıyoruz?" Bilmiyorum oğlum. "Geçmişi kenara at Jennie evet kolay şeyler yaşamadın. Bunu senden istemem bile yüzsüzlük ama bu zamana kadar kendi kalp kırıklarımızla kararlar aldık. Şimdi ise sadece oğlumuz için deneyelim ne kaybedeceğiz?" Jungkook konuştuğunda iyice düşüncelere daldım. Yapabilir miydik? Yeni yaralar almadan eskilerini sarabilir miydik birlikte?

     "Jennie Hanım üzgünüm ama oğlunuzun hastalığı ilerlemeye başladı. Ki bu çok riskli artık kemoterapi de işe yaramıyor. Üzgünüm ama son çare ilik nakli olması gerek." Doktor konuştuğunda sessizce ağlıyordum. Jungkook ise donup kalmıştı. "Benimkini alın" hızla konuştuğumda doktor üzgün gözlerle bana baktı. "Öncelikle sadece kan uyuşması gerekmiyor. Iliklerinizin uyuşması için gerekli testleri yapılmalı. Kan grubu aynı olan kişilere bu testi yapalım.Belki içlerinden bir tanesi olur. Ve oğlunuzun moralini yüksek tutmak zorundasınız saçları dökülmeye başlayacak. Bu süreç çok zor çünkü bekleme aşamasında sabırlı olmak zorundasınız" doktor birkaç şeyden bahsettikten sonra Jungkook ile oradan çıkmıştık. "Benim kanım uyuşmuyor" dehşetle konuştuğum da Jungkook bana dönmüştü. "Benimki uyuşuyor testi yaptıralım." Jungkook konuştuğunda bir umut ona baktım.

    Çocuklardan sadece Hoseok'un kanı uyuşuyordu. Bizimkilerdende sadece Baekhyun ve Nayeon ki uyuşuyordu. Onlarda test yaptırmıştı. Umarım biri tutardı. Test sonuçlarını bekliyorduk. Bu süreçte oğlumuzun yapmak istediği şeyleri bir aile olarak denemiştik.  "Anne Baba" Min Sung'un ağlamaklı sesini duyunca ikimizde yukarı koştuk. Elinde tuttuğu bir miktar saçı ve göz yaşları ile bize bakan oğlum içimi parçaladı.
     "Baba oğul çok yakışıklı oldunuz" ikisi birlikte aynaya bakarken bende ikisini fotoğrafını çekiyordum. Min Sung ve Jungkook saçını kazıtmıştı. Ben ise saçlarımı küt kestirmiştim. Üçlü fotoğraf çekildik.
    "Anne bu maskeyi neden takıyorum?" Oğlum konuştuğunda ona baktım. "Babanla bende takıyoruz bak. Dışarıda bir virüs var buluşmasını istemiyorum. Virüs gidene kadar takmalıyız.Hem sen hazırlan bakalım bugün ailecek pikniğe gidiyoruz." O sevinçle odasına giderken ben de hazırlanmıştım.  
   "Anne bak bunu biz tuttuk" Oltasıyla buraya koşuşturan oğluma gülümsedim. Onlar balık tutarken bende yere serdiğim örtünün üzerinde oturmuş kitap okuyordum. Çalan telefonum  buna engel olmuştu. "Alo Jennie Hanım" Arayanın doktor olduğunu anlamıştım. "Evet benim" Kalbim küt küt atarken korkuyla söyleyeceklerini bekledim. "Test sonuçları çıktı. Ne yazıkki hiçbiri uyuşmuyor" tutamadığım göz yaşlarımı sessizce akıttım.


















Uzun bir aradan sonra yeni bölüm yazabildim. Aklımda ne yazacağımı bir türlü toparlayamadığım için yazmadım. Ama sizide bekletmek istemedim. Biraz geçiş bölümü gibi bir şeydi. Finale yaklaşıyoruz. Bu arada umarım beğenmişsinizdir ❤.

BURNING LOVE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin