En Büyük Uyuşturucu Kaçakçısı : Devlet!

1.4K 66 46
                                    

Daha önce hiç düşündünüz mü, dünya üzerinde o kadar uyuşturucu kaçakçısı olarak haksız yere para kazanan şebekeler arasında en büyüğü, en kapsamlısı hangisi olabilir diye?

Belki Meksika'daki Kartel şebekesi akla gelebilir. Dünya üzerinde ün yapmış bir şebeke sonuçta. Ama hayır, benim aklımda çok daha tahmin edilmesi zor bir seçenek var. Kim olabilir?

Üzerinde yaşamakta olduğunuz devletin nasıl bu kadar paraya sahip olduğunu düşündünüz mü hiç? Tabi ki de öncelikle insanlardan topladığı KDV veya ÖTV tarzı vergilerden bayağı bir geliri var bu bir gerçek. Her şeyden vergi alıyorlar artık. Ama benim son zamanlarda aklıma takılan bir şeyler var.

Narkotik bölümünde çalışan bir polis memuru olduğunuzu düşünün. Büyük bir operasyon düzenleyerek ülkenizde büyük çaplı bir uyuşturucu şebekesini çökerttiniz. Şebekenin başını tutukladınız, onun bir yerlerde tuttuğu yirmi milyon doları yakaladınız. En sonunda başınızdaki komiser o paraya devletin el koyacağını söylüyor, siz de dediğini yapıyorsunuz.

Yani bu yirmi milyon dolar şıp diye devletin oluyor. O uyuşturucu babası olan adam o kadar çalışıp çabalamış, insanlara uyuşturucu vermiş ve 50'şer 100'er dolarlar halinde paralar toplayarak o paraları biriktirmiş ve sonunda yirmi milyon dolara kadar ulaşmış. 

Ama en sonunda bu para "devlet babanın malı" olmuş. Yani insanların para vererek aldığı o uyuşturucuların parası, yani haksız yere kazanılan para olarak görülen o uyuşturucu parası, devlet babanın eline geçince, onun malı olunca birden haklı para mı oluyor?

Olaya dini bir açıdan bakmayı deneyelim. Türkiye büyük bir çoğunluğu Müslüman olan bir ülke. Diyanet Bakanlığı da var. Ve bu Diyanet Bakanlığına milyarlarca lira bütçe ayrılıyor bir yıl içinde. Bu paranın içinde o çökertilmiş olan uyuşturucu şebekesinden alınmış o para da var. İslami olarak bakarsak bu paranın "haram para" olarak değerlendirilmesi lazım. O zaman bu haram paranın, dolaylı yoldan cami yapımında kullanılması ne kadar doğru olabilir?

Yirmi milyon dolar yakaladığınızda o parayı yakmaya hiçkimsenin vicdanı el vermez tabi. Ama ahlaki açıdan o paranın kullanılması bir açıdan haksızlık, dini açıdan haram ve sosyal açıdan ayıplanan bir şey. Sonuçta insanlara zehir satarak, onlardan para alıyorsunuz. Yani bir bakıma... Çalıntı bir para olarak görebiliriz bunu. Bir hırsızlık durumu olduğunda, memur bankadan çalınan parayı bulduğunda bankaya mı iade etmesi gerekir yoksa el koyması için devlete mi vermesi gerekir? 

Bu yüzden bunları da göz önünde bulundurarak bir düşünün. O refah içinde yaşamanızı sağlayan, size bir iş veren, yollarınızı, parklarınızı, evlerinizi yapan devlet bu kadar parayı nereden topluyor? Vergileri bir kenara bırakın. O temiz paranın içinde kirli bir miktar daha var. 

Biri düşünün. Uyuşturucu babası olduğunu bildiğiniz birinin, yollarınızı yapmaya gönüllü olduğunu düşünün bir. Bunu kabul eder miydiniz? Ee ama devletinizin size sağladığı bu kolaylıktan yararlanıyorsunuz. Hemen hemen aynı şey.

Kabul edin ya da etmeyin, şuan yürümekte olduğunuz asfalt yollar veya kaldırımlar, kirli parayla, uyuşturucu parasıyla yapılmış yollardır. Uyuşturucu şebekeleri devlet için çalışıyor. Devlet en baştaki patron. Ve Devlet, en büyük uyuşturucu taciri!

Doğaçlama DüşüncelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin