#Kim?#

235 18 0
                                    


ÜZGÜNÜM ÇOK GECİKTİ AMA BİR ARA HİKAYEYİ BIRAKMAYI DÜŞÜNMÜSTÜM. ONUN İÇİN GECİKTİ.








Ama yanılıyorum. Bu sadece aşırı yorgunluk ve heyecanın beynime yansıyan yan etkisi. Giray bana seslenmedi. Herhangi bir sözcük söylemedi. Başımı ona doğru çevirip ne yaptığına bakınca farkediyorum: Daha yeni konuşmuş bir insana benzemiyor.  Gözlerini kapamış halde başını ağacın gövdesine yaslıyor.

Kendime gelebilmek için ben de uykuya dalmaya çalışmaya başlıyorum. Birkaç savunmasız  çocukla, ürpertici seslerle dolu karanlık bir ormanda ne kadar kolay olursa. Sabah kalkınca yüzümün halini düşünmek de beni uykudan iyice uzaklaştırıyor.

Uyuyup uyumadığını kontrol etmek için Mine'ye bakıyorum.  Gözlerinden uyku akıyor, uyumak üzere gibi görünüyor. Giray'a belli belirsiz bir şekilde bakıyorum ve onun da çok farksız olduğunu görüyorum. Ben de kendimi uykuya teslim etmeliyim. Yavaşça bedenimi salıyorum ve rahatlayarak gözlerimi kapatıyorum.

Huzurlu ve rahat halim bir saniye sürerek yaklaşan ayak seslerini duymamla sona eriyor.

Korkuyla yerimde dikleşiyorum ve Mine'yi uyandırmaya çalışıyorum. Kolunu bir kaç kez sarsmak gerekiyor.

"Mine birileri geliyor!" diye fısıltıyla bağırıyorum.  Mine'nin soru sormasına fırsat bırakmadan  hızla yerimden kalkıyorum. Giray'gilin yanına  çökerek tüm gücümle sarsıyorum.  Giray gözlerini bir anda şaşkınlıkla açıyor. Yakın durduğumu farkedip yüzümü biraz geri çekiyorum. 

"Ne oldu?" diyor Giray.

Mine'ye dediğimin aynısını Giray ve şaşkınlıkla bakan Berke'ye aktarıyorum. Yerlerinde hızlıca doğrulup seslerin geldiği tarafa bakıyorlar.

Akıllarında ne var bilmiyorum, ben seslerin geldiği taraftan kaçmayı planlarken, onlar yardımı sesin geldiği tarafta bulmayı planlıyor gibi görünüyorlar. Aslında haklı sayılırlar çünkü bizi bulmaya gelmiş olabilirler ama ben yine de gecenin bir vakti ormanda dolaşan adamların seslerinin olduğu yöne atılmamakta kararlıyım.

Ayağa kalkıp sesin olduğu tarafa yürürlerken çok uzakta kalmamaya dikkat ederek arkalarından yürüyorum.

"Yardım edin!" diye bağırıyor Berke tereddütle.

Ayak sesleri bir anda yükseliyor ve adamların konuşma sesleri çoğalıyor. Sesler gittikçe yaklaştığında neredeyse bir ağaç ötemizde oluyorlar. Yüzlerini görmek üzereyiz. Ne amaçla bize yaklaştıklarını bilirsem ondan sonraki olacak şeyleri de tahmin edebilirim.

Eğer kötü birileriyse muhtemelen biz bir yere kaçamadan bizi yakalayabilecekler. Ama buna rağmen sonuna kadar kaçmayı denerim. Emin olduğum şey bu.

Veya anın şokuyla Giray'ın elinden tuttuğum gibi koşarak onu da kurtarırım.

Olabilecek her duruma karşı hazırlıklı bir pozisyonda duruyorum.  Çantamı masaya koymuş olmamayı diliyorum. İçinde gerektiği anda lazım olabilecek şeyler bulunuyor ve şu an sırtımda olsaydı daha güçlü hissedebilirdim. Ama tek yapabildiğim koşmaya hazır bir şekilde durmak.

İyice yaklaşıyorlar ve sonunda yaprakların arasından yüzleri görünüyor.



4 SANİYE.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin