#Alive or Not?#

177 10 5
                                    

İlham yoksunluğu yüzünden baya bir süre devam edemedim. Tam ortasında kaldım. Aklımda olay vardı ama nasıl ifade edeceğimi bilemeyince uzun süre bölüm yayınlayamadım. Aslında daha uzun yapmayı planlıyordum ama daha fazla bekletmek istemedim :D Keyifli Okumalarrr

Hayallerim,mutluluğum,hüznüm,heyecanım uzanıyordu. Dalgalarla hafif hafif sürükleniyordu.Giray ölüyordu.

Evet, Giray'dı. Ela gözlerini göz kapakları örterken önümde duruyordu. Kim olduğundan şimdi emindim işte. Giray olduğundan emin olmadığım halde uğruna sulara atladığım kişinin Giray olduğunu biliyordum artık. Onu görmek bu sefer güzel hissettirmiyordu.

Teni bembeyaz olmuştu Elleri tüm cansızlığıyla salık duruyordu. Evet,Giray'ı bulduğumda canlı kanlı bir biçimde yüzeceğini beklemiyordum. Hatta gözü kapalı ve hareketsiz olacağını tahmin edebiliyordum. Ama tüm gerçekliğiyle  mermer gibi soğuk cansız ve beyaz olduğunu görmek hiç kolay değildi. Nefes alamıyormuş gibi hissettiriyordu. Her anlamda.

Kayalıklar çok yüksek olduğu için artık suyun içinde değildim. Ne ara derin bir nefes aldığımı hatırlamıyordum. Almamış bile olabilirdim.  Kayalıkların daha yüksekte olanının üzerine diz çökmüştüm ve Giray bir aşağıdaki kayalığın üzerinde uzanıyordu.

Kayalıklara çarpmış olabilirdi.

Gözlerime yaşlar birikip denizin suyuna karışırken Giray'a doğru ürkekçe yaklaştım.

Ellerim mükemmel orana sahip alnından, kapalıyken bile büyüleyen kirpiklerinde durdu. Göz kapaklarında ayrı ağırlık vardı boğazımı düğümleyen.  En ufak bir kusru bulunmayan kısa ve kalkık burnuna takıldı parmaklarım. Beni en çok korkutan buydu belki de. Ufak bir hıçkırık kaçtı ağzımdan, asla fazlası değil. Çünkü hiç sıcaklık değmiyordu parmak uçlarıma,  o hep hayran olduğum şaheser burnundan.

Bembeyaz teninde ısrarla solmayan kırmızı dudaklarına bir damla yaş düştü. En sevdiğim renge, isyanla bakıyordum. Kararsızlıkla elimi uzattım. Ellerim değdiğinde dudaklarına, ağlamamdan sırılsıklam olduğunu farkettim. 

Kalbimde filizlenen ısrarcı duygularımın soğukluğunu belki de ilk defa bu denli reddediyordum. Onunla aramda duran ölümün nefesi Giray'ı kaybetme korkumu bana hatırlatmaktan  çekinmiyordu. Bulacağım sonuçtan korksam da elimi yavaşça  bulunmayı en çok istediğim yere, kalbine götürdüm. 

Bitti diye düşündüm. O gitmişti. Ve dokununca ben bunun soğukluğunu hissedecektim.

Gözlerimi kapatıp kalbini hissetmeye çalıştığımda parmak uçlarıma değen sıcaklıkla dehşete düştüm. İkinci kez. Yüzündeki soğukluğu ilk hissettiğimde ürkmüşken, şimdi beklemediğim bu sıcaklıktan çekinmiştim. Elimin altında bir hareketlilik, bir kalp atışı hissetmemle benim kalbimde de hızlanma oldu. Onun kalbi, benim kalbime dönüştü yine. Ondaki hareketlilik bende bir heyecana sebep oldu. Bembeyaz olan Giray'ı görmemle buz tutmuş olan umudum, şimdi bir mum aleviyle çözülüyordu.

O yaşıyordu.

Elimi daha çok bastırarak kalp atışlarını daha fazla hissetmeye çalıştım.İçimden sayıyordum. 1 2 3 4... Yeni bir kalp atışını bekliyordum.Ama hiç bir hareket yoktu. Ellerimi yanılmış olduğumu düşünerek daha sola kaydırdım. Yine, boştu. Elimin altında sadece boşluk hissediyordum. Tekrar bir kalp atışı duyamamıştım. Duyamıyordum. Hissedemiyordum. İçimdeki umudun alevlerini geçen her bir saniye söndürüyordu teker teker. Giray...Sanırım, Giray ölmüştü.

Ve yeni bir deniz oluşturacak gözyaşlarımın ilki yanağımdan süzüldü.

***


4 SANİYE.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin